Ş
aHıs
B
ilgileri
| 266 | MuhakeMat
gayesini sürdürmüştür. Özellikle çocukluğu ve son yılları olmak üzere, büyük sıkıntılar içinde yaşamış-
tır. Risale-i Nur’da “Kolomb-i Zîfünûn” olarak ismi zikredilmektedir.
– L –
LÛt (aS):
Hz. Lut (a.s.) Hz. İbrahim’in kardeşi Harran’ın oğludur. Hz. İbrahim’e (a.s.) ilk iman edenler-
dendir. Hz. Lut (a.s.) Sedam bölgesinde bulunan kavme peygamber olarak görevlendirildi. Sedamlılar
çok ahlâksız ve edepsiz bir kavimdi. İnsanlık tarihinde o zamana kadar görülmemiş olan livata fiilini iş-
liyorlar ve bununla da övünüyorlardı. Hz. Lut (a.s.) onları hakka ve doğru yola davet için görevlendirilmiş,
fakat bütün gayretlerine, nasihatlarına rağmen onu dinlememiş ve alaya almışlardı. Cenab-ı Allah Hz.
Lut’a inananlarla birlikte şehri terk etmesini bildirerek o azgın kavmi helâk edeceğini bildirmiş ve he-
lâk etmiştir.
– M –
Me’MuN (eBu CaFeR aBduLLah Me’MuN 786-833):
Abbasî devletinin önde gelen halifele-
rinden biridir. Asıl adı Abdullah’tır. Künyesi Ebu Cafer’dir. Halife olmak için taht kavgası vermiş, kardeşini
yendikten sonra halife olmuştur. Halifeliği boyunca birçok ayaklanma ve iç karışıklık meydana gelmiş-
tir. Tüm karışıklıkların üstesinden gelmiş ve devletine en parlak dönemlerinden birini yaşatmıştır. İlme
ve ilim adamlarına büyük değer vermiştir. Ancak, savunduğu ve inandığı ilmî değerleri zor kullanmak
suretiyle ülkenin tamamında uygulatmaya kalkışması önemli hatalarından birini teşkil etmiştir. Daha
önceden başlanılan Yunan eserlerini tercüme faaliyeti bu dönemde hız kazanmıştır. Kaynağında bir
çok hurafeyi barındıran felsefi akımların İslâm âleminin içine dahil olması fikri kargaşaya yol açmıştır.
Harun Reşid’in büyük oğludur. Annesi bir cariye olan Meracil’dir. 786 yılında Bağdat yakınlarında
bulunan Yasiriye’de doğdu. Devrin meşhur âlimlerinden dersler aldı. Arab edebiyatı, fıkıh, hadis ve di-
ğer İslâm ilimleriyle ilgili olarak eğitim gördü. Ayrıca, felsefe ve müspet ilimler dalında da önemli oranda
bilgi birikimine sahip oldu. On iki yaşında iken, ikinci veliaht olarak ilân edildi ve ülkenin doğu eyalet-
lerinin valiliğine tayin edildi. Babasının vefatından sonra taht mücadelesine giriştiği kardeşi Emin’in
mağlup edilip öldürülmesinden sonra 813 yılında yedinci Abbasî halifesi olarak başa geçti.
Me’mun iktidarının ilk yıllarında veziri Fazl bin Sehl’in etkisinde kaldı. Bu şahıs, Emin’e karşı yapılan
mücadelenin kazanılmasında büyük rol oynamıştı. Bunun da etkisiyle halifeyi yönlendirmeye çalıştı.
Kardeşi Hasan’a ülkenin batı eyaletlerinin idaresinin verilmesini sağladı. Ülke yönetiminde Arabları dış-
layarak Arab olmayan unsurlara ağırlık verdi. Bu durum Arabları rahatsız etti ve yer yer isyan
etmelerine sebep oldu.
Hz. Ali soyundan gelen İbn Tabataba’nın 815 yılında baş kaldırıp halifeliğini ilân etmesi Abbasileri
büyük bir sıkıntıya soktu. Bunun dışında itikatları bozuk Hurremilerin Babek başkanlığındaki ayaklan-
maları devleti uzun süre uğraştırdı. Arka arkaya gönderilen kuvvetlerle ayaklanma bastırıldı. Bu isyanın
uzun sürmesinde, bu zaman zarfında başka bölgelerde isyanların çıkmasının önemli bir etkisi oldu. El-
Cezire Arablarını etrafında toplayan Nasr bin Şebes ve Mısır’da meydana gelen Ubeydullah isyanları ve
iç çekişmeler devleti uğraştıran önemli hadiseler olarak tarihe geçti.
Birçok yerde meydana gelen baş kaldırma ve isyan hareketleri zamanla etkisiz hale getirildi. İsyan-
ların bastırılmasında ve ülke bütünlüğünün korunmasında Me’mun’un liyakati ve dirayeti olumlu yönde
etki yaptı. Bu sarsıntıların çoğu atlatıldıktan sonra Bizans’ın üzerine de bazı hareketler yapıldı ve sefer-
ler düzenlendi. Önce komutanlar gönderildi. 830 yılında ise bizzat Me’mun sefere çıkarak Bizanslılara
karşı harekete geçti. Tarsus’a giderek etraftaki kaleleri fethetti. Bir süre Anadolu topraklarında kaldık-
tan sonra kışı geçirmek üzere Suriye’ye döndü. 831 yılında Bizans imparatorunun harekete geçip bir
çok Müslüman’ı öldürmesi ve esir alması üzerine, halife de Toroslar üzerinden Ereğli’ye kadar gitti.