Muhakemat - page 256

Ş
aHıs
B
ilgileri
| 256 | MuhakeMat
isyana sevk etti. Ancak isyandan bir netice alamadığı gibi, çevresindekilerle birlikte mağlûp olup ya-
kalandı ve hapse atıldı. İki yıl hapis yattıktan sonra, hata ettiğini kabullenince hapisten kurtuldu.
Akabinde serbest bırakıldı. Ancak, bulaştığı bu macera kendisi için kötü bir unvan bıraktı ve sonradan
şöhret bulacağı “Mütenebbî” lakabıyla anılmaya başlandı.
İsyan hadisesinden sonra bir süre başıboş dolaşan Ebu Tayyib Ahmed, muhtelif kişilere methiyeler
yazdı. Şöhreti giderek yayılınca, Şam Valisi Bedr el-Harşanî tarafından resmi şair yapıldı (939). Bu du-
rum yaklaşık bir buçuk yıl sürdü. Kıskanç kimselerin desiseleri yüzünden, kendisini güvende
hissedemeyerek buradan ayrıldı ve Suriye taraflarına yöneldi. Bir süre sonra ise, Halep’in Hamdanî emiri
Seyfü’d-Devle’nin şairi olmaya muvaffak oldu (948). Emirin sarayında dokuz yıl gibi uzun bir süre kaldı
ve en iyi şiirlerini burada yazdı. Yazdığı bu şiirlerinin en önemli özelliği, yeni klasik tarz ile serbest şekli
uzlaştırmış olmasıdır.
Ahmed’in sert mizacı, elde ettiği itibarın aynı zamanda kendisine amansız düşmanlar kazandırma-
sının etkisiyle Seyfü’d-Devle ile arası açıldı ve kendisini güvende hissetmedi. Bütün ailesi ile birlikte
buradan ayrılarak önce Şam’a ve oradan da Mısır’a geçti. Mısır’dan İran’a kadar uzanan seyahatleri bo-
yunca pek çok yer değiştirdi. Maddî ve manevî bir çok sıkıntı çekti. Artık hiç istemediği methiyeleri
tekrar yazmaya başladı. Fustat’tan ayrılıp büyük güçlüklerle Arabistan’a geçti. Bir süre Küfe’de kaldık-
tan sonra Bağdat’a gidip orada yerleşti.
955 yılında (bazı kaynaklarda 965 geçmektedir) İran’dan Bağdat’a giderken bir bedevînin saldırısına
uğradı. Bu saldırı sonucu hayatını kaybetti. Aralarında, el yazması Divan’ının da bulunduğu bütün eş-
yası dağıtılıp kayboldu. Ebu Tayyib Ahmed, gerek yaşadığı dönem ve gerekse ölümünden sonra Arab
şiirinde büyük bir etki bırakan önemli şairler arasında yer aldı. Kendisine muhalif olanlar, daha çok in-
san olarak mizacından dolayı şikâyetçi olmakla birlikte, şairlik vasfına da tenkitte bulundular. Ancak,
ölümünden sonra, tenkit edenleri azalırken, etkilenenlerin sayısı giderek arttı. Günümüzde bile Kuzey
Afrika’da şiirleri en çok okunan şairlerin başında gelmektedir.
eFLÂtuN (ÖL. M.Ö. 347):
İslâm felsefesi üzerinde önemli etkileri olan İlk Çağ Yunan filozofların-
dan biridir. Kendisine omuzunun veya alnının genişliğinden dolayı Platon denmiş ve tarih boyunca hep
bu adla anılmıştır. Arabcada “p” sessizinin bulunmaması ve yan yana iki sessiz harfin telâffuzundaki
güçlük sebebiyle adı, İslâmî literatürde Felâtun veya daha yaygın olan Eflâtun şeklini almıştır. Hocası
Sokrat’ın demokrasi adına idam edilmesinin ıztırabını yaşayan Eflâtun’un felsefesini, bu sebeple sos-
yal düzen ve insanın saadeti meseleleri teşkil eder. Eflâtun’un en önemli hocası Sokrat olmakla beraber,
Kritilos, Timaios, Arkitas, şair Homeros ve Hesiodos gibi şahsiyetler onun fikir ve ilham kaynaklarından
bazılarıdır. Tarihe “Akademi” olarak geçen okulun da kurucusu olan Eflâtun’un en ünlü talebesi Aris-
to’dur. Eflâtun m.ö. 347 yılında, seksen yaşlarında iken ölmüş ve Akademi’nin bahçesine defnedilmiştir.
Eserleri: Devlet, Devlet Adamı ve Kanunlar.
– F –
FahReddİN-İ RÂZİ (1149-1209):
Düşünceleri ve eserleriyle l2. yüzyılın müceddidi kabul edilen
Fahreddin-i Râzi, bilim ve dinî hükümleri birbirine yaklaştırarak, bu konuda kendine has bir metod ge-
liştirmiştir. Eserleri ile İslâm düşünce tarihinde derin izler bırakan Râzi, ne yazık ki ülkemizde yeterince
tanınmamaktadır.
1149 tarihinde İran sınırları içindeki Rey şehrinde doğdu. İlk derslerini babasından aldı. Doğduğu şe-
hirde ve Mergan’da devrin meşhur hocalarından dersler aldı. Belli bir olgunluğa geldiğine kanaat
getirince Harezm’e Mutezilîlerle tartışmaya gitti. Ardından Buhara, Semerkand ve Gazne’de bulundu.
1...,246,247,248,249,250,251,252,253,254,255 257,258,259,260,261,262,263,264,265,266,...332
Powered by FlippingBook