MuhakeMat | 267 |
Ş
aHıs
B
ilgileri
Oğlu Abbas’ı da imparatoru bulmakla görevlendirdi. Abbas, imparatorla Niğde yakınlarında yaptığı sa-
vaşı kazandı. Bizanslılar; esir Müslümanlar ve yüz bin dinar vererek beş yıllık bir mütareke yapılmasını
istediler.
Me’mun, Bizans’ın teklifini kabul etmedi. Anadolu’da fetihlerde bulunmaya devam etti. Buradaki
Abbasî hakimiyetini pekiştirmek için fethedilen yerlere Müslüman nüfus yerleştirdi. Anadolu’daki fa-
aliyetlerini sürdürürken Pozantı yakınlarında hastalandı. 833 yılında ve 47 yaşında iken burada vefat
etti. Naşı Tarsus’a defnedildi. Vefatından sonra kendi yerine veliaht olarak bıraktığı kardeşi Mu’tasım
halife oldu.
MOLLa NaSReddİN eFeNdİ:
Bakınız Nasreddin Hoca
MuhaMMed (aSM):
Fahr-i Âlem, Hatemü’l-Enbiya, İmamü’s-Sakaleyn, Muhammedü’l-Emin, Rah-
metenlilâlemîn, Seyyidü’l-Kevneyn (
ASM
) gibi ünvanlarla anılan son peygamberdir. Milâdî 571 yılında,
Nisan ayının yirmisinde, Kamerî aylardan Rebiülevvel ayının on ikinci gecesinde Mekke’de dünyaya
geldi. Hz. Muhammed daha doğmadan babasını, 6 yaşında iken de annesini kaybetmiştir. Annesi ölün-
ce dedesi Abdülmuttalip onu himayesi altına aldı. Dedesi de ölünce, bu sefer amcası Ebu Talip onun
bakımını üstlendi. Hz. Muhammed 25 yaşında iken kendisinden 15 yaş büyük olan Hz. Hatice ile ev-
lendi. Evlilikleri Milâdî 595 yılına rastlamaktadır. Daha sonra Hz. Peygamberin Hz. Hatice’den sırayla
Kasım, Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm, Fatıma ve Abdullah adında altı çocuğu oldu. Hz. Muhammed,
Hatice-i Kübra dediği zevcesi hayatta olduğu müddetçe bir başka kadınla evlenmedi. Daha gençliğin-
de dürüstlük ve doğruluğu ile kendisine El-Emin (güvenilir kimse) dedirten Hz. Muhammed her yönüyle
örnek bir insan kişiliğini sergiliyordu. Hz. Muhammed kırk yaşında iken, Milâdî 610 yılında Hira Dağın-
da kendisine peygamberlik vazifesi verildi. Kendisine ilk inananlar ise eşi Hz. Hatice, çocuklardan Hz.
Ali, hür erkeklerden Hz. Ebu Bekir, azatlı kölelerden Hz. Zeyd, kölelerden Hz. Bilâl-i Habeşî (
RA
) oldu. Da-
ha sonraları Hz. Osman, Talha bin Ubeydullah, Halit bin Said, Sa’d bin Ebî Vakkas Müslüman oldular.
Bunlara en son Hz. Ömer eklendi. Hicretten bir buçuk sene önce, Recep ayının 27. gecesinde İsra ve
Miraç mu’cizesi meydana geldi. 621 yılında Akabe mevkiinde Medinelilerle I. Akabe Biatı yapıldı. 622
yılında ise II. Akabe Biatı yapıldı. Mekkeli müşriklerin zulümlerinin artması üzerine 622 yılında Mek-
ke’den Medine’ye hicret edildi. Hicretin 2. senesi, Milâdî 13 Mart 624’te müşriklere karşı Bedir Savaşını
kazandı. 630 yılında Mekke fethedildi. Mekke’nin çevresi ve Kâbe putlardan temizlendi. Peygamberi-
miz ömrünün son yılında Arafat’ta 120.000 Sahabîye Veda Hutbesini verdi. Bu hutbe ilk insan hakları
bildirisi olarak da kabul edilir. Hz. Muhammed (
ASM
) Hicretin 11. senesi Rebiülevvel ayının on ikisi, Pa-
zartesi günü (Milâdî 8 Haziran 632) ruhunu Rahman’a teslim etti.
MuhYİddİN-İ aRaBî:
Adı, Ebu Bekir Muhammed b. Ali’dir. 1165’te Endülüs’ün Mürsiyye kasaba-
sında dünyaya geldi. İbni Arabî ve Şeyh-i Ekber diye meşhur oldu. Küçük yaştan itibaren tahsile
başlayarak pek çok âlimin derslerinde bulunup naklî ve aklî ilimleri öğrendi. Tefsir, fıkıh, hadis ve kıra-
at ilimlerinde büyük bir âlim oldu. Daha sonraları tasavvufa yönelerek zamanının âlimlerinden ve Seyyid
Abdülkadir Geylânî’nin ruhaniyetinden feyz aldı. Zamanının ilminden ve feyzinden istifade edilen belli
başlı büyük âlimlerinden oldu. 1194 Endülüs’ten ayrılarak Tunus’a ve oradan Fas’a gidip çeşitli ilim
meclislerinde bulundu. Tekrar Endülüs’e dönüp Kurtuba’ya geldi. Sonra 1201’de tekrar Endülüs’ten Tu-
nus’a geçti. Hac için yola çıkarak Mısır ve Kudüs’e uğradı. Hacdan sonra çeşitli yerleri dolaşarak Konya’ya
gitti ve 1230 da Şam’a giderek oraya yerleşti. Tasavvuftaki yüksek derecesi sebebiyle sekr halinde
iken tevhit (vahdet-i vucud) konusundaki sözleri yanlış anlaşılıp iftiraya uğradıysa da zamanının dev-
let adamları tarafından himaye edildi. 1240 senesinde 78 yaşında Şam’da vefat etti. Yavuz Sultan Selim
Mısır Seferi sırasında Şamlılarca çöplük haline getirilen kabrinin yanında cami ve dergâh yapılmasını
emrederek onun kabrinin değerini bulmasını sağladı. Muhyiddin-i Arabî’nin pek çok kıymetli eseri var-
dır. Fütuhat-i Mekkiyye, Füsüsu’l Hikem, Muhtasar en meşhurlarıdır.