Muhakemat - page 239

musahhar memurları hükmüne geçiyor; ve ahiretin gel-
mesiyle, kemalâtı sukuttan ve adalet-i mutlakası müsteh-
ziyâne gadr-i mutlaktan ve hikmet-i ammesi sefahatkârâ-
ne abesiyetten ve rahmet-i vasiası lâhiyâne tazipten ve iz-
zet-i kudreti zelilâne aczden kurtulurlar, tekaddüs ederler.
elbette ve elbette ve herhalde, iman-ı billâhın yüzer
nüktesinden bu sekiz madem’lerdeki hakikatlerin mukte-
zasıyla, kıyamet kopacak, haşir ve neşir olacak, dâr-ı mü-
cazat ve mükâfat açılacak. tâ ki, Arz’ın mezkûr ehemmi-
yeti ve merkeziyeti ve insanın ehemmiyeti ve kıymeti ta-
hakkuk edebilsin; ve Arz ve insanın Hâlık’ı ve rabbi olan
Mutasarrıf-ı Hakîm’in mezkûr adaleti, hikmeti, rahmeti,
saltanatı takarrür edebilsin; ve o bâkî rabbin mezkûr ha-
kikî dostları ve müştakları, idam-ı ebedîden kurtulsun; ve
o dostların en büyüğü ve en kıymettarı, bütün kâinatı
memnun ve minnettar eden kudsî hizmetlerinin mükâfa-
tını görsün; ve sultan-ı sermedî’nin kemalâtı naks ve ku-
surdan ve kudreti aczden ve hikmeti sefahatten ve adale-
ti zulümden tenezzüh ve tekaddüs ve teberrî etsin.
elhasıl, madem Allah var, elbette ahiret vardır.
Hem nasıl ki, mezkûr üç erkân-ı imaniye, onları ispat
eden bütün delilleriyle haşre şahadet ve delâlet ederler;
öyle de,
(1)
»'
dÉn
©n
J $G n
øp
e /
?u
ôn
°Tn
h /
?p
ôr
«n
N p
Qn
ón
?r
dÉp
Hn
h /
¬p
àn
µp
Ä'
?n
ªp
Hn
h
olan
iki rükn-i imanî dahi, haşri istilzam edip, kuvvetli bir suret-
te âlem-i bekaya şahadet ve delâlet ederler. Şöyle ki:
MuhakeMat | 239 |
d
okuzuncu
Ş
ua
eden bütün sıfat ve isimleriyle
beraber kabul ederek Ona inan-
ma.
istilzam:
gerektirme.
izzet-i kudret:
kudretin izzeti, şe-
refi.
kemalât:
kemaller, olgunluklar,
mükemmellikler.
kudret:
güç, kuvvet, iktidar.
kudsî:
mukaddes, yüce.
lâhiyâne:
e€lenircesine, oynarca-
sına.
madem:
..den dolayı, böyle ise.
merkeziyet:
merkezde bulun-
muş olma.
mezkûr:
zikredilen, adı geçen,
anılan.
muktezâ:
iktiza eden, gereken.
musahhar:
boyun e€en, emir al-
tına giren, istenilen hâle konul-
muş.
müştak:
arzulu, fazla istekli, işti-
yak gösteren.
müstehziyâne:
istihza edercesi-
ne, alay ederek, e€lenerek, alay
yollu.
Mutasarrıf-ı hakîm:
her şeyin
idare ve tanzimi elinde olan, her
şeyi hikmetle tasarruf eden Allah.
naks:
noksan, eksiklik.
Rabb:
besleyen, yetiştiren, verdi-
€i nimetlerle mahlûkatı ıslah ve
terbiye eden Allah.
rahmet:
Allah’ın kullarını esirge-
mesi, onlara maddî ve manevî ni-
metler vermesi.
rahmet-i vasia:
bütün mahlûkatı
içine alan genişlikte ve bol rah-
met.
rükn-i imanî:
imana ait esas,
imanın esası.
sefahat:
yasak şeylere, zevk ve
e€lenceye aşırı derecede düşkün-
lük.
sefahatkârane:
sefahatkâr olana
yakışır şekilde, zevk ve e€lence-
ye aşırı düşkün olarak, lüzumsuz
yere masraf ederek.
sükût:
de€erden düşme, de€eri-
ni yitirme.
Sultan-ı Sermedî:
daimî, sürekli,
hükümdarlı€ının sonu olmayan
sultan; Allah.
takarrür:
yerleşme, kararlı hale
gelme.
tazip:
azap çektirme, eziyet et-
me, sıkıntı verme.
teberri:
aklanma, temiz olma,
arınma.
tekaddüs:
temizlenme, kudsî kıl-
ma, fazlasıyla temiz ve mukad-
des olma.
zelilâne:
zelil olarak, zelilce, aşa-
€ılanarak, alçakça.
1.
Meleklere ve kadere, hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine iman etmek.
adalet-i mutlaka:
tam ada-
let, sonsuz adalet.
âlem-i beka:
sonsuzluk âle-
mi, ahiret.
dâr-ı mücazat ü mükâfat:
ceza ve mükâfat yeri; ahiret.
delâlet:
delil olma, gösterme;
alamet, işaret.
ehemmiyet:
önem, de€er,
kıymet.
erkân-ı imaniye:
imana ait
esaslar.
gadr-i mutlak:
mutlak gadir,
tam zulüm ve merhametsiz-
lik, sırf haksızlık.
hâlık:
yoktan yaratan, her
şeyi yoktan var eden, yaratı-
cı; Allah.
haşr:
kıyametten sonra bü-
tün insanların bir yere toplan-
maları, Allah’ın ölüleri diriltip
mahşere çıkarması.
hikmet:
‹lahî gaye, yüksek
bilgi, fayda.
hikmet-i âmme:
umumî hik-
met; her şeyin alâkalı oldu€u
‹lâhî gaye, kâinattaki umumî
ve ‹lâhî gaye.
hükmüne:
yerine, de€erine.
idam-ı ebedî:
dirilmemek
üzere yok oluş, ahiret inancı
olmadı€ı için ölümü ebedî
yoklu€a gitmek olarak gör-
me.
iman-ı billâh:
Allah’a inanma,
Allah’ı, onun kâinatta tecelli
1...,229,230,231,232,233,234,235,236,237,238 240,241,242,243,244,245,246,247,248,249,...332
Powered by FlippingBook