İmam-ı rabbanî gibi milyonlar münevver meyveler ve-
riyor.
Meşhudatımızın tafsilâtını başka vakte talik edip, o
mu’ciznüma ve hidayetedaya, bir kısım kat’î mu’cizatına
işaret eden bir salâvat getirmeliyiz.
¢p
Tr
ôn
©dG n
øp
e p
º«
p
Ms
ôdG p
ø
n
ªr
Ms
ôdG n
øp
e o
º«
p
µn
?r
G o
¿Én
br
ôo
Ør
dG p
¬r
«n
?n
Y n
?p
õr
fo
G r
øn
e
n
¤n
Y
p
On
ón
©p
H m
?n
Ón
°S p
?r
dn
G o
?r
dn
Gn
h m
In
Ón
°U p
?r
dn
G o
?r
dn
G m
ós
ªn
ëo
e Én
f p
ó u
«°n
S p
º«
p
¶n
©r
dG
o
Qƒo
Hs
õdGn
h o
?«
p
ér
fp
’r
Gn
h o
áj
n
Qr
ƒs
àdG p
¬p
àn
dÉn
°Sp
ôp
H n
ös
ûn
H r
øn
e
n
¤n
Y
(1)
@ p
¬p
às
eo
G p
äÉn
æn
°ùn
M
¢p
ùr
fp
’r
G o
ABÉ n
«p
dr
hn
Gn
h u
øp
ér
dG o
?p
JGn
ƒn
gn
h o
äÉn
°UÉn
gr
Qp
’r
G p
¬p
Js
ƒo
Ño
æp
H n
ös
ûn
Hn
h
p
?r
dn
G o
?r
dn
G m
ós
ªn
ëo
e Én
fp
ó u
«°n
S ,o
ôn
ªn
?r
dG p
¬p
Jn
QÉn
°Tp
Ép
H s
?n
°ûr
fGn
h p
ön
ûn
Ñr
dG o
øp
gGn
ƒn
cn
h
,o
ôn
és
°ûdG p
¬p
Jn
ƒr
Yn
óp
d r
än
ABÉ n
L r
øn
e
n
¤n
Y@p
¬p
às
eo
G p
¢SÉn
Ør
fn
G p
On
ón
©p
H m
?n
Ón
°Sn
h m
In
Ón
°U
r
øp
e n
™n
Ñn
°Tn
h u
ôn
ër
dG n
øp
e o
án
eÉn
ªn
¨r
dG o
¬r
às
?n
Xn
Gn
h ,o
ôn
£n
ªr
dG p
¬p
FBÉ n
Yo
óp
H k
án
Yr
ôo
°S n
?n
õn
fn
h
p
¬p
©p
HÉn
°Un
G p
ør
«n
H r
øp
e o
ABÉ n
ªr
dG n
™n
Ñn
fn
h ,p
ôn
°ûn
ÑdG n
øp
e l
ä
n
Ép
e p
¬p
eÉn
©n
W r
øp
e m
´Én
°U
n
´r
õp
ér
dGn
h n
»r
Ñs
¶dGn
h s
Ös
°†dG o
¬n
d *G n
?n
£r
fn
Gn
h p
ôn
Kr
ƒn
µ
r
dÉn
c m
äGs
ôn
e n
çn
Ón
K
Én
en
h{ p
êGn
ôr
©p
Ÿr
G p
Öp
MÉn
°U n
Qn
ón
Ÿr
Gn
h n
ôn
én
ër
dGn
h n
?n
Ñn
ér
dGn
h n
?n
ªn
ér
dGn
h n
´Gn
Qu
òdGn
h
m
?n
Ón
°Sn
h m
In
Ón
°U p
?r
dn
G o
?r
dn
G m
ós
ªn
ëo
e Én
æp
©«
p
Øn
°Tn
h Én
fp
ó u
«°n
S
@
zo
ön
ün
Ñr
dG n
ÆGn
R
p
¿r
Pp
Ép
H p
án
?u
ãn
ªn
ào
ªr
dG p
äÉn
ªp
?n
µ
r
dG p
?a p
án
?` u
µ°n
ûn
ào
ªr
dG p
±ho
ôo
ër
dG u
?o
c
p
On
ón
©p
H
adedince:
sayısınca.
arş-ı azîm:
Cenab-ı Hakkın kud-
ret ve saltanatının büyük dairesi,
Allah’ın yücelik ve egemenliğinin
tecelli ettiği yer.
cinnî:
cin taifesinden olan.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
evliya:
velîler, Allah dostları.
Furkan-ı Hakîm:
doğruyu yanlış-
tan ayıran hikmetli Kur’ân.
harikulâde:
olağanüstü.
hatif:
sesi işitilen fakat kendisi
görülmeyen, gaipten haber veren
cin.
hidayeteda:
hidayet veren; doğ-
ru yola, İslâma girmeye sebep
olan.
İncil:
Hazret-i İsa’ya gönderilmiş
olan İlâhî kitap.
kâhin:
gaipten haber vermek id-
diasında bulunan kimse.
kat’î:
kesin.
kile:
ölçek; hububat ölçümünde
kullanılan bir çeşit ağırlık ve ha-
cim ölçüsü.
meşhudat:
görünenler.
mu’cizat:
mu’cizeler; Allah tara-
fından verilip, yalnız peygamber-
lerin gösterebilecekleri büyük ha-
rika işler.
mu’ciznüma:
mu’cizeli, mu’cize
gösteren.
münevver:
nurlu, aydınlanmış.
nübüvvet:
nebîlik, peygamberlik.
Rahman-ı Rahîm:
dünya ve ahi-
rette, yarattığı varlıklara sonsuz
rahmet, şefkat ve merhametiyle
davranan Allah.
risalet:
resullük, peygamberlik.
salât:
Hz. Peygambere dua; Hz.
Muhammed’e, ashabına, ailesine
Allah’ın rahmet ve mağfiretini, me-
leklerin istiğfarını ve mü’minlerin
dualarını dileme, Allahümme salli
alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ
âli seyyidinâ Muhammed deme.
salâvat:
Hz. Muhammed’e rahmet
ve esenlik dileme, ona saygı gös-
terme, salât ve selâm etme.
selâm:
rahatlık, selâmet, esenlik.
sür’at:
çabukluk, hız.
tafsilât:
etraflı olarak bildirmeler,
ayrıntılar.
talik etmek:
belli bir zamana bı-
rakmak.
tevrat:
Hz. Mûsa’ya indirilmiş olan
İlâhî kitap.
ümmet:
Peygamberimiz Hz. Mu-
hammed’e inanıp onun yolundan
gidenlerin tamamı.
vakit:
zaman.
Zebur:
Hz. Davud’a indirilen kut-
sal kitap.
o
n
d
okuzuncu
m
ekTup
| 344 | Mektubat
1.
Rahman-ı Rahîm olan Allah’ın, Furkan-ı Hakîm’i Arş-ı Azîmden kendisine indirdiği Efendimiz
Muhammed’e (
ASM
) ümmetinin iyilikleri adedince milyon salât ve milyon selâm olsun.
2.
Risaletini İncil, Tevrat ve Zebur’un müjdelediği; nübüvvetini doğduğundan hemen önce ve
doğumu anında meydana gelen harikulâde hâllerin, cinnî hatiflerin, insanlardan evliya ve
kâhinlerin haber verdiği; işaretiyle ayın ikiye bölündüğü Efendimiz Muhammed’e (
ASM
) üm-
metinin alıp verdiği nefesler sayısınca milyon salât ve milyon selâm olsun. Çağırmasıyla,
ağaçların, yanına geldiği, duasıyla yağmurun sür’atle yağdığı, bulutun sıcaktan korumak
için başında gölge yaptığı, bir kilelik yiyeceğinden yüzlerce insanın doyduğu, parmakları
arasından suyun üç defa Kevser gibi aktığı; Allah’ın kertenkeleyi, ceylânı, kuru hurma dire-
ğini, koyun paçasını, deveyi, dağı, taşı ve çakıl taşlarını onun için konuşturduğu; Miracın ve,
“Göz ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı” (Necm Suresi: 17.) ayetinin sahibi Efendimiz ve
şefaatçimiz Muhammed’e (
ASM
), ilk indiği andan itibaren kıyamete kadar her okuyanın oku-
duğunda hava dalgalarının aynalarında Allah’ın izni ile temessül eden Kur’ân’ın her kelime-