nida ediyor. Her hâlde bir adamın ismi
yâ
-i nida ile bera-
ber örfen ve makamen ve kaideten mana cihetinde mev-
cut bulunmak lâzım gelir. Bundan sonra gelen beyitlerde
medar-ı hitap olan
…/
ój/
ôo
e
kelimesinden murat kim ise,
burada dahi o murattır. öyle ise,
r
?s
°Sn
ƒn
J
kelimesinden son-
ra bir isim, nida ile murat ve mukadderdir. Hem
n
?o
ã«/
Zn
G
‘deki hitap kime ait olduğu anlaşılmak için, nida ile bir
isim zikretmek lâzım geliyor. Madem her hâlde bir isim
lâzımdır; elbette o isme delâlet eden bir karine, bir ema-
re vardır. o vakit bir emare aradım. gördüm ki, ahirde-
ki satırda
r
ó«/
©n
°S
ismi
yâ
-i nida ile beraber bu iki yerde mu-
rat olduğuna iki delil var:
Birinci delil
: Bu beytin dört arkadaşı
r
ó«/
©n
°S
ismine işa-
retleridir.
İkinci delil
: Hem birinci, hem ikinci fıkrada aynı bin
iki yüz doksan dört eder ki, müteaddit yerde Cenab-ı
gavs’ın işaret-i gaybiyesinden fitne-i ahirzamanın başlan-
gıcı olan tarihi gösteriyor. o tarih ise, hem bu isim sahi-
binin Arabî tarih-i velâdetine, hem âlem-i İslâm’ın başına
gelen hâdisat-ı elîmenin havl ve şiddetinin en büyük se-
bebi olan doksan üç rus Harbinin şiddet-i tarihine tesa-
düf ediyor. o vakit hem taun ve veba ve kaht ve galâ ve
hem rus’un zulüm ve istilâ zamanına tesadüf ediyor.
ahir:
son.
âlem-i İslâm:
İslâm dünyası.
S
ekizinci
l
em
’
a
| 108 | Lem’aLar
beyit:
iki mısradan oluşan şi-
ir.
Cenab-ı Gavs:
pek saygın, Ab-
dülkadir Geylânî.
cihet:
yön.
delâlet:
delil olma, ispat.
emare:
alâmet, belirti.
fitne-i ahirzaman:
ahirzaman
fitnesi, dünya ömrünün son
zamanlarında ortaya çıkan
bozgun, kargaşa, her alanda
görülen anarşi.
gala:
kıtlıkla gelen pahalılık.
hadisat-ı elîme:
elem ve acı
veren olaylar.
havl:
güç, kuvvet.
hitap:
söz söyleme.
istilâ:
işgal etme, yayılma.
işaret-i gaybiye:
gaypla ilgili
işaret.
kaht:
kıtlık, kuraklık.
kaideten:
kaidece, kural ge-
reğince.
karine:
işaret, delil.
makamen:
makam, yer bakı-
mından.
mana:
anlam.
medar-ı hitap:
hitap sebebi.
mevcut:
var.
mukadder:
takdir olunmuş,
belirlenmiş.
müteaddit:
çok, bir çok.
nida:
çağırma, seslenme.
örfen:
örfî olarak.
şiddet-i tarih:
tarihin şiddetli
olayları.
tarih-i velâdet:
doğum tarihi.
taun:
salgın veba hastalığı.
veba:
bulaşıcı ve öldürücü
hastalık, taun.
yâ-i nida:
ünlem ifadesi olan
‘ya’ harfi, ‘ey’ gibi.
zikir:
anma.
zulüm:
haksızlık, eziyet.