Lem'alar - page 99

…/
ój/
ôo
ªn
a
’den murat odur. Çünkü
m
Ür
ôn
¨p
H /
ÊÉn
Yn
O
ebcet hesa-
bıyla bin üç yüz otuz dokuz eder. o zaman, memleketi-
me nispeten garb sayılan İstanbul’da idim.
m
Ür
ôn
¨p
H /
ÊÉn
Yn
O
makam-ı ebcedîsi zaman-ı istimdadıma tevafuk ediyor.
Hesapta
Gn
Pp
G
lâfzı dahil olmaz. Çünkü
Gn
Pp
G
zamanı gösteri-
yor;
m
Ür
ôn
¨p
H /
ÊÉn
Yn
O
cümlesi o müphem zamanı tayin ediyor.
Hem ezcümle,
Mecmuatü’l-Ahzab
’ın ikinci cildinin
379’uncu sayfasında Hazret-i gavs’ın “Virdü’l-İşâ” na-
mındaki münacatında şu fıkra var.
o
ó«/
©°s
ùdG n
ƒo
g p
án
en
Ó°s
ùdG p
?p
MÉn
°S '
‹p
G
(HaşİYe 1)
o
?°p
UGn
ƒr
dÉn
a
(1)
o
Üs
òn
©o
Ÿr
Gn
h o
ós
©n
Ño
Ÿr
G t
»p
?°s
ûdG n
ƒo
g p
?n
Ón
¡r
dGho
Pn
h
(HaşİYe 2)
o
Üs
ôn
?o
Ÿr
G
İşte gavs’ın şu fıkrası,
(2)
l
ó«
/
©n
°Sn
h w
»p
?n
°T r
ºo
¡r
æp
ªn
a
ayetinin bir
nevi tefsiridir. Şu küllî ayetin bir kısım efradını, altıncı
Lem’aLar | 99 |
S
ekizinci
l
em
a
umumî.
lâfz:
söz, kelime.
lâkap:
takma ad.
makam-ı ebcedî:
ebcet hesabıy-
la elde edilen sayı değeri ya da
tarih.
mecmuatü’l-ahzab:
Şeyh Ahmed
Ziyaeddin Gümüşhanevî’nin üç
ciltlik dua kitabı.
mukarrep:
yakın, yakınlaştırılmış.
murat:
maksat, kastedilen.
münacat:
Allah’a dua etmek ve
yalvarmak maksadıyla yazılan şi-
ir.
müphem:
belirsiz.
müşeddet:
şeddeli, üzerinde
Arabcada tek sessiz harfi iki defa
okutan işaret bulunduran.
müteaddî:
geçişli fiil.
nam:
ad.
nevi:
çeşit, tür.
nispeten:
göre, nispetle.
selâmet:
hayırlı son, iyi ve güzel
sonuç, kurtuluş.
şedde:
Arabcada üzerinde bulun-
duğu tek sessiz harfi iki defa oku-
tan işaret
tayin etmek:
belirli kılmak.
tefsir:
açıklama, izah.
tevafuk etmek:
denk gelmek,
rastlamak.
tevafuk:
uygunluk.
virdü’l-işâ:
yatsı vaktinde yapılan
dua.
yâ-i muhaffef:
hafifleştirilmiş ye
harfi.
zaman-ı istimdat:
yardım isteme
zamanı.
atıf:
bir kelimenin veya cüm-
lenin, önceki kelime veya
cümleye bağlanması, bağlaç.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümle-
si.
cihet:
yön.
ebcet:
Arabca eski Sami alfa-
besindeki harf sırasının harf
sayısı değerine göre dizilme-
sinden meydana gelen birinci
kelime, bu dizilimde bütün
harflerin 1’den 1000’e kadar
rakam değeri vardır.
efrat:
fertler.
ezcümle:
bu cümleden olarak.
fıkra:
paragraf, kısım, bölüm.
garb:
batı.
Gavs:
Abdülkadir Geylânî Haz-
retleri.
haşiye:
açıklayıcı yazı, dipnot.
Hazret-i Gavs:
Abdülkadir
Geylânî Hazretleri.
hemze-i vasıl:
okunan hem-
ze harfi.
isal edici:
ulaştırıcı, eriştirici.
küllî:
bütüne ait parçalardan
ve fertlerden meydana gelen,
1.
Sahil-i selâmete isâl edeci, Allah'a yakın olan saidler; helâke uğratan ise, azap gören ve ce-
hennem ateşinde yanan şakîlerdir.
2.
O gün insanlardan şakiler ve saidler vardır. (Hûd Suresi: 105.)
HaşİYe 1:
o
?°p
UGn
ƒr
dÉn
a
kelimesi, müteaddî olmak cihetiyle, "sözleriyle selâ-
mete isal edici" demektir.
HaşİYe 2:
o
Üs
ôn
?o
ªr
dn
G
müşeddet
ra
, bir sayılsa, üstadımızın lâkabı olan
en-
Nursî
kelimesinin aynıdır. Yalnız atıf için
vav
var. tam tevafukla mukar-
rebden murat nurslu olduğunu gösteriyor.
o
Üs
ôn
?o
ªr
dn
G
’de şeddeli
ra
iki sayıl-
sa,
Bediüzzaman Nursî, yâ
-i muhaffefle aynıdır, yalnız iki fark var. İki
hem-
ze-i vasıl
sayılsa, tam tamına tevafukla
o
Üs
ôn
?o
ªr
dn
G
doğrudan doğruya ona işa-
ret ediyor.
Şamlı Tevfik, Süleyman, Ali
1...,89,90,91,92,93,94,95,96,97,98 100,101,102,103,104,105,106,107,108,109,...1406
Powered by FlippingBook