İşte bu
(1)
Ék
¶p
aÉn
M …/
ój/
ôo
ªp
d Én
fn
G
fıkrası, bu fakirin mühim
sergüzeştlerine işaret ettiği gibi, bu fakirin etrafında hiz-
met-i kur’âniye işinde toplanan arkadaşlarımdan dokuz
talebesini
r
ßp
aÉn
M
ismi ile işaret ediyor.
(2)
m
án
ær
à`p
an
h mq
ön
T u
? o
c
»/
a o
¬°o
So
ôr
Mn
Gn
h
fıkrasında iki hüküm var:
Biri şerden, diğeri fitnedendir. demek ikincisi
m
án
ær
à`p
an
h u
?o
c? /
a o
¬°o
So
ôr
Mn
Gn
h
ve bu cümle
u
?o
c
’deki
şedde
sayılmaz-
sa bin üç yüz kırk dört eder. evet, bu tarihten şimdiye ka-
dar çok fitne-i mühimmeden bir himayet-i gaybî ile mah-
fuz kaldığımı
(3)
p
án
ªr
©u
æ?p
d Ék
ãj/
ór
ën
J
ilân ediyorum.
İkinci Remiz:
(4)
m
In
ór
?n
H u
…n
G?/
a n
QÉn
°S Én
e Gn
Pp
G o
¬r
ãp
Zn
G @ Ék
Hp
ôr
¨n
en
h Ék
br
ön
T n
¿Én
c Én
e Gn
Pp
G …/
ój/
ôo
e
fıkrasında bahsettiği ve konuştuğu müridi ise, şarka esa-
reten gittiği tarihi gösterdiği gibi, garba nefyolduğu tarihi
de gösterir. Şöyle ki:
Şu fıkranın hakikî tabiri
m
¥r
ön
T »/
a Gk
Ò°/
Sn
G …/
ój/
ôo
e n
¿Én
c Én
e Gn
Pp
G
oluyor. demek zaman-ı esaret
m
¥r
ön
T /
‘ Gk
Ò°/
Sn
G …/
ój/
ôo
e n
¿Én
c Én
e
’de çıkıyor ve bin üç yüz otuz yedi ediyor. İşte bu fakir, o
tarih-i Arabîde rus esaretinde, tek başımla petroğra’dan
esaret:
esirlik.
fıkra:
paragraf, bölüm, kısım.
fitne:
karışıklık, fesat.
fitne-i mühimme:
önemli bir ka-
rışıklık.
garb:
batı.
hakikî:
gerçek.
himayet-i gaybî:
görünmeyen bir
koruyucu tarafından korunma.
hizmet-i Kur’âniye:
Kur’ân’ın hiz-
meti.
hüküm:
karar, emir.
mahfuz:
korunmuş.
mühim:
önemli.
mürit:
isteyen, arzu eden; şey-
hine ve mürşidine ve onun ira-
desine bağlı olan kişi.
nefyolma:
sürgün edilme.
remiz:
işaret.
sergüzeşt:
bir kimsenin başın-
dan geçen hâller ve olaylar,
serüven.
şark:
doğu.
şedde:
Arabcada üzerinde bu-
lunduğu tek sessiz harfi iki de-
fa okutan işaret
şer:
kötülük.
tabir:
yorum.
talebe:
öğrenci.
tarih-i arabî:
Hicrî tarih.
zaman-ı esaret:
esirlik döne-
mi.
1.
Ben müridimin muhafızıyım.
2.
Bütün fitne ve şerlerden korurum.
3.
Tahdis-i nimet olarak.
4.
Müridim şarkta ve garpta nerede olursa olsun, koşarım imdadına hangi beldede bulunmak
zorunda olursa olsun.
S
ekizinci
l
em
’
a
| 94 | Lem’aLar