p
q
…p
Qp
OÉn
b
ve
Gk
ó«/
©°n
S
lâfızlarıdır. said’in dahi, iki lâkabı olan
Nursî
,
el-Kürdî
; iki ismi
Molla Said
,
Bediüzzaman
bu beş
kelimede bulunur. Hazret-i gavs’ın medar-ı teveccüh ve
hitabı olan şu beş kelimesinde, aşikâr bir surette, mezkûr
iki isim ve lâkap, ilm-i cifir kaidesinde makam-ı ebcet ile
görünmesi şüphe bırakmıyor ki, Hazret-i Şeyh kasidesi-
nin ahirinde onunla konuşuyor, ona teselli verip teşci edi-
yor,
(1)
n
Ú/
?s
ào
ªr
?p
d o
án
Ñp
bÉn
©r
dGn
h
sırrıyla muvaffakıyetine teminat ve-
riyor.
(3)
p
ÜGn
ƒ°s
üdÉp
H o
ºn
?r
Yn
G *Gn
h @
(2)
*G s
’p
G n
Ör
«n
¨r
dG o
ºn
?r
©n
j n
’
»/
ªr
¶n
f Gk
óp
°ûr
æo
e Én
«n
a
fıkrasında,
»/
ªr
¶n
f
kelimesi, makam-ı eb-
cedîsi bin olup;
p
Qƒt
ædG o
án
dÉn
°Sp
Q
iki farkla,
p
Qƒ t
ædG p
ÜÉn
à`p
c o
?p
FÉn
°Sn
Q
’un –iki
medde
sayılmazsa ve
şedde
de
lâm
sayılsa– ma-
kam-ı ebcedîsi yine bindir. demek
(4)
r
?n
în
J n
’n
h o
¬r
?o
?n
a »/
ªr
¶n
f Gk
óp
°ûr
æo
e Én
«n
a
fıkrasının meal-i gaybîsi
şudur ki:
(5)
r
?n
în
J n
’n
h r
?o
?n
a Én
¡p
H r
óp
gÉn
L p
Qƒt
ædG o
án
dÉn
°Sp
Q n
? u
dn
D
ƒo
e Én
j
Yani,
“
Korkma, sözlerini söyle, neşrine çalış
!”
(6)
*G n
ór
æp
Y o
ºr
?p
©r
dGn
h
Amma
(7)
r
?n
în
J n
’n
h o
¬r
?o
?n
a
fıkrasında şayan-ı hayret bir te-
vafuk var ki, ilm-i cifir kaidesiyle makam-ı ebcedîsi bin üç
yüz otuz iki eder. Şu hâlde,
r
?n
în
J n
’n
h o
¬r
?o
?n
a »/
ªr
¶n
f Gk
óp
°ûr
æo
e Én
j
meal-i gaybîsi “
Yâ Risaletü’n-Nur ve Sözler sahibi! Bana
bak. Gafil davranma. Bin üç yüz otuz ikide mücahedeye
ahir:
son.
aşikâr:
açık.
Bediüzzaman:
zamanın, çağın eş-
şiz güzelliği.
fıkra:
paragraf, bölüm.
ilm-i cifir:
harflere verilen sayı de-
ğerleri ile geleceğe veya geçen hâ-
diselere, ibarelerden tarih veya is-
me dair işaretler çıkarma ilmi.
kaide:
kural.
kaside:
büyük kimseleri ya da
herhangi bir şeyi övmek için ka-
leme alınmış övgü şiiri.
lâfız:
kelime.
lâkap:
takma ad.
lâkap:
ünvan.
makam-ı ebcedî:
ebcedî mana,
ebcedî hesap.
meal-i gaybî:
gizli meal, gizli an-
lam.
medar-ı teveccüh ve hitap:
ilti-
fat etme, ilgi gösterme ve söz
söyleme vesilesi.
medde:
üzerine konduğu elif har-
fini uzatarak okutan med işareti.
mezkûr:
adı geçen.
muvaffakıyet:
başarılı olma.
mücahede:
manevî cihad; hakkı
söyleme.
neşir:
yayma, herkese duyur-
ma.
sır:
gizli hakikat.
suret:
şekil, biçim, tarz.
şayan-ı hayret:
hayret edile-
cek, hayret verici.
şedde:
Arabca ve Farsçada iki
defa okunması gereken bir
harfin üzerine konulan ve o
harfi iki defa okutan işaret .
teminat:
garanti, güvence.
teselli vermek:
güzel sözler
söyleyerek rahatlatmak.
teşci etme:
cesaretlendirme.
tevafuk:
uygunluk.
1.
Akıbet ise, Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınanlarındır. (A’raf Suresi: 128.)
2.
Gaybı Allah’tan başka hiç kimse bilemez. (Neml Suresi, 65’ten muktebes.)
3.
En doğrusunu ancak Allah bilir.
4.
Ey benim nazmımı okuyan, korkma söyle onu!
5.
Ey Risale-i Nur Müellifi, mücahededen kaçınma, söyle; sakın korkma!
6.
Gerçek bilgi Allah katındadır.
7.
Söyle; sakın korkma!
S
ekizinci
l
em
’
a
| 84 | Lem’aLar