Lem'alar - page 74

ŞaYaN-ı HaYret Bİr teFeüL ve müHİm Bİr İHBar-ı
GaYBÎ
Sabri,Süleyman,Bekir,GalipveTevfik’infıkrasıdır.Hem
Hüsrev,HafızAli,Re’fetveAsım’ınveKuleönü’nden
Mustafa’larınfıkrasıdır.
LâtifveMüjdeliBirTefeül
üstat, galip ve süleyman, ümmî sinan divanında
mesleğimize ve sözlere dair tefeül edildi, şu beyitler çık-
tı. Baktık, “sözler” lâfzı, bütün divanında yalnız bu kafi-
yelerde görünüyor. demek sözler “hak söz,” hem “nur
söz” oluyor.
Derim ki: Yardımcım Allah,
Şefaatçim Resulullah;
Ki bürhanım kitabullah.
Budur bendeki hak söz.
Senin kapında kul çoktur.
Hesabı, haddi hiç yoktur.
Velâkin bir dahi yoktur.
Sinan-ı Ümmî gibi nur söz.
• • •
MühimBirihbar-ıGaybî
Şeyh-i Geylânî’nin (Kuddise Sirruhu) kendinden sekiz yüz
sene sonra gaybâşina gözüyle haber verdiği bir hâdise-i
Kur’âniyedir.
kur’ân-ı Mu’cizülbeyan’ın hizmetindeki kudsiyete, ke-
rametkârâne sekiz yüz küsur sene evvel “gavs-ı Azam”
beyit:
iki mısradan oluşan şiir.
bürhan:
delil.
dair:
ilgili, alâkalı.
divan:
Divan Edebiyatı şairlerinin
şiirlerinin toplandığı kitap.
S
ekizinci
l
em
a
| 74 | Lem’aLar
evvel:
önce.
fıkra:
paragraf, kısım bölüm.
Gavs-ı azam:
en büyük gavs,
Abdülkadir-i Geylânî Hazretle-
rinin namı.
gaybaşina:
görünmeyen âle-
mi gören, gelecekten haber
veren.
hâdise-i Kur’âniye:
Kur’ân’la
ilgili hâdise.
hak:
doğru, gerçek.
ihbar-ı gaybî:
gelecek zaman-
la ilgili haber.
kafiye:
şiirde mısra sonunda
yer alan kelimelerin ses ben-
zerliği.
kerametkârâne:
kerametli,
olağanüstü bir şekilde.
kitabullah:
Allah’ın kitabı.
kudsiyet:
kutsallık, mukad-
deslik.
kul:
Allah’ın yarattığı mahlûk.
Kur’ân-ı mu’cizülbeyan:
açık-
lamalarıyla akılları benzerini
yapmaktan âciz bırakan
Kur’ân.
lâf(ı)z:
kelime.
lâkin:
ama, fakat.
lâtif:
hoş, güzel.
meslek:
tutulan yol, tarz.
mühim:
önemli.
müjdeli:
sevindirici, iyi haber
içeren.
nur:
aydınlık, ışık.
şayan-ı hayret:
hayret edile-
cek, şaşılacak şey.
şefaat:
Hz. Peygamberin ve di-
ğer salih kulların, bazı günah-
kâr mü’minleri bağışlamasını
Allah’tan dilemeleri.
tefeül:
bir kitabı rastgele aça-
rak denk gelen yeri okuma.
üstat:
öğretici, öğretmen, bir
ilimde veya sanatta üstün
olan kimse.
1...,64,65,66,67,68,69,70,71,72,73 75,76,77,78,79,80,81,82,83,84,...1406
Powered by FlippingBook