Lem'alar - page 72

SekizinciLem’a
(1)
Gavs-ıazamınHizbü’l-Kur’ân’adair
Keramet-iGaybiyesidir.
(HaşİYe)
Ş
U RİSALE
içindeki imzalarla gösterildiği gibi, hiz-
met-i kur’âniyedeki arkadaşlarıma iştirakim var. Bir kıs-
mı, benim imzam iledir. Bir kısmı onların tasvip ve istih-
racıyla ve tasdikleriyle olduğundan, bana ait haddimden
fazla hisseyi, onların hatırı için sükût ile kabul ettim.
Yoksa, bu risalenin başında söylediğim gibi, bunda öyle
bir hisse-i şerefe hakkım yoktur. on sene mukaddem, o
kaside-i gaybiyeyi gördükçe bana manevî bir ihtar gibi
“dikkat et!” diye kalbime geliyordu. o hatırayı iki cihet-
le dinlemiyordum:
Bi r inc i s i
: Benim gibi, ehemmiyetli ömrü şan ve şe-
ref perdesi altında hubb-i câh zehriyle zehirlenip öldüğü
için yeniden bu suretle nefs-i emmareye diğer bir şeref
kapısı açmak istememekti.
HaşİYe:
üstadımızın şahsına sarihan işaret eden bu gibi gaybî keramet
ve işaratın neşrini üstadımız Bediüzzaman said nursî Hazretleri arzu
etmiyor. Fakat bizler düşündük ki, bu gibi delâlet derecesinde olan gay-
bî işaretlerin ehl-i imanca bilinmesine bu zamanda kat'î lüzum ve ihti-
yaç var. Buna binaen neşrediyoruz.
Naşirler
binaen:
dayanarak, -den ötürü.
cihet:
yön; sebep.
dair:
alâkalı, ilgili.
delâlet:
delil olma, gösterme.
derç etmek:
yerleştirmek, koy-
mak, katmak.
ehemmiyetli:
önemli.
ehl-i iman:
inananlar, iman sahip-
leri.
ekseriyet:
büyük kısım, çoğunluk.
Gavs-ı azam:
en büyük gavs, Ab-
dülkadir-i Geylânî Hazretlerinin na-
mı.
gaybî:
gayba ait ve onunla ilgili;
hazırda olmayan, görünmeyenle-
re ait.
hak:
pay.
haşiye:
açıklayıcı yazı, dipnot.
hatıra:
anı.
hisse:
pay.
hisse-i şeref:
şeref hissesi, payı.
hizbü’l-Kur’ân:
Kur’ân hizmetkâ-
rı, Kur’ân’a talebe olanlar, hizmet
edenler.
hizmet:
bir uğurda bir işin yapıl-
ması için çalışma, gayret göster-
me.
hizmet-i Kur’âniye:
Kur’ân’ın hiz-
meti.
hubb-i câh:
makam, mevki sev-
gisi.
ihtar:
hatırlatma, uyarı.
istihraç:
bir şeyden bir mana çı-
karma.
işarat:
işaretler.
iştirak:
ortak olma, katılma.
kaside-i gaybiye:
içinde gelecek-
le ilgili bilgiler bulunan manzum
yazı.
kat’î:
kesin.
keramet:
Allah’ın velî kullarında
görülen olağanüstü hâller.
keramet-i gaybiye:
ileriye dö-
nük, istikbal ile alâkalı kera-
met.
lüzum:
ihtiyaç, gerek.
manevî:
manaya ait.
mukaddem:
önce.
münderecat:
bir kitabın için-
de bulunan şeyler, içindekiler.
naşir:
eser neşreden, yayınla-
yan.
nefs-i emmare:
insanı kötü-
lüğe sürükleyen nefis.
neşir:
yayılma, herkese duyu-
rulma.
neşredilme:
yayınlanma.
neşretmek:
yaymak, herkese
duyurmak.
ömür:
hayat.
sarihan:
açıkça, açık olarak.
suret:
şekil, biçim, tarz.
sükût:
susma.
şan:
şöhret, ün.
şeref:
iyi ün.
tasdik:
onaylama, doğrulama.
tasvip:
uygun bulma, müna-
sip görme.
teksir:
çoğaltma.
üstat:
öğretici, öğretmen, bir
ilimde üstün olan kimse.
1.
Ekseriyeti Sikke-iTasdik-iGaybî’de ve bazı kısımları BarlaLâhikası’nda neşredilen bu lem’a
Osmanlıca teksir Lem’alar’daki münderecatına uygun olarak buraya da derç edilmiştir. (Na-
şirler)
S
ekizinci
l
em
a
| 72 | Lem’aLar
]
SekizinciLem’a, Bar-
la’da 1933’te Türkçe
olarak telif edilmiştir.
1...,62,63,64,65,66,67,68,69,70,71 73,74,75,76,77,78,79,80,81,82,...1406
Powered by FlippingBook