İfade
H
eRkeS
insanlarla meşgul; ben insanlar-
dan usandım. Misalîlerle mübahase
daha hoşuma gidiyor; çünkü munsıftırlar.
gariptir ki, bir-iki senedir, uyanıkken zihnim-
de bir karanlık oluyor. Bazen nisyan-ı mutlak ba-
sar. Âlem-i menama girdikçe bir vuzuh geliyor,
daha iyi görüyorum. İşte, iki gece âlem-i me-
namda iki suale maruz oldum. Birinci gecede,
cevaba hazırlanırken uyandım. İkinci gecede, ce-
vabı verdim, daha itmam etmeden uyandım.
maruz:
tesir altında kalma.
meşgul:
bir işle uğraşan, iş gör-
mekte olan kimse.
misalî:
ruhanî, manevî varlıklar.
mübahase:
sohbet.
munsıf:
insafla karşılayan.
nisyan-ı mutlak:
tam unutkanlık
durumu.
rumuz:
işaretler.
sual:
soru.
vuzuh:
açıklık aydınlık.
âlem-i menam:
uyku âlemi,
rüya âlemi.
garip:
tuhaf, şaşılacak.
ifade:
anlatım faydalandırma.
itmam etmek:
tamamlamak,
bitirmek.
Eski said dönEmi EsErlEri
| 507 |
r
umuz