numunesini açmaya yol açmalarını rahmet-i İlâhiyeden
ümit ediyoruz.
“Hem madem risale-i nur’un mesleği hıllettir. Ve
Urfa ise, İbrahim Halilullah’ın bir menzilidir. İnşaallah
hıllet-i İbrahimiye parlayacaktır.
“Hem ihtimal-i kavîdir ki, bu dehşetli semli hastalıktan
kurtulsam, gelecek kışta Urfa’ya gitmeyi cidden arzu edi-
yorum.”
üstadımızın sözü bitti. Biz de tekrar selâm ve arz-ı
hürmet ederiz.
Risale-iNurhizmetinde
bulunankardeşiniz
ZiyaveMehmed
ì®í
Œ
3 3 4
œ
Bütün Urfa halkına, çoluk ve çocuğuna ve mezarda
yatanlarına her sabah dua ediyorum. Ve bütün Urfalıla-
ra selâm ediyorum. Urfa taşıyla, toprağıyla mübarektir.
Ben çok hastayım. onlar da bana dua etsinler.
(1)
»/
bÉn
Ñr
dGn
ƒo
g »/
bÉn
Ñr
dn
G
SaidNursî
ì®í
Emirdağ Lâhikası – ıı | 785 |
ve esenlik dileme.
semli:
zehirli.
arz-ı hürmet:
hürmet, saygı
gösterme, saygı duyduğunu
bildirme.
arzu:
istek, heves, niyet.
cidden:
ciddî olarak, gerçek
olarak.
dehşetli:
ürkütücü, korkunç.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
hıllet:
samimî dostluk, cân ü
gönülden olan dostluk, sa-
mimî arkadaşlık.
hizmet:
görev, vazife.
inşaallah:
Allah izin verirse.
madem:
değil mi ki.
menzil:
yer, dünya, ev.
meslek:
gidiş, tutulan yol, sis-
tem.
mezar:
kabir, ölünün gömül-
düğü yer.
mübarek:
feyizli, bereketli.
numune:
örnek.
rahmet-i ilâhîye:
Allah’ın son-
suz rahmeti, İlâhî rahmet.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
selâm:
barış, rahatlık, selamet
1.
Bâkî olan ancak Allah’tır.
