büyük bir gayretle çalışmıştır. üstadımız İttihadçılara mu-
halif olduğu hâlde, onlar ve sultan reşad, bu dârülfünu-
nun inşası için 19 bin altın tahsis etmiş, Van’da üstadı-
mız temellerini atmıştı. Fakat Harb-i Umumînin vukuuy-
la geri kalmıştı. sonra devr-i Cumhuriyetin iptidâsında
üstadımız said nursî’nin Ankara’da Meclis-i Mebusana
istenilmesiyle, üstadımız tekrar teşebbüse geçmişti. ora-
da üstadımız o zamanın idaresine tam muhalif ve siyase-
ti bütün bütün terk ettiği ve bazı cihetle de muhalif oldu-
ğunu ve “dünyanıza karışmayacağım” dediği ve hatta
Mustafa kemal’e “namaz kılmayan haindir” dediği ve
onun teklif ettiği büyük servet, maaş, Şark Vaiz-i Umu-
mîliği gibi büyük tekliflerini kabul etmediği hâlde, Şark
dârülfünununun tesisi için 150 bin banknotun 200 me-
bustan 163 mebusun imzası ve Mustafa kemal’in tasdi-
kiyle verilmesine karar verilmişti. demek ki, Şarkın en
mühim meselesi o zaman o üniversiteydi. Şimdi yirmi
derece daha ziyade ihtiyaç var. nihayet yine üstadımızın
maddî ve manevî gayret ve teşvikleri neticesiyle yapılma-
sına bu hükûmet-i İslâmiye zamanında karar verildi.
Bu Şark üniversitesinin o cihanşümul kıymet ve
ehemmiyetini, bir bahr-i ummandan bir katre takdim
eder misillü iki-üç nokta olarak arz ederiz:
• B
iriNCisi
:
Bu dârülfünun hem İran, hem Arabistan,
hem Mısır ve Afganistan, hem pakistan ve türkistan ve
Anadolu’nun merkezinde bir kalb hükmündedir. Ve hem
bir Camiü’l-ezher, bir Medresetüzzehra’dır.
Emirdağ Lâhikası – ıı | 779 |
muhalif:
muhalefet eden, bir fiil
ve düşünceye karşı zıt düşüncede
bulunan.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
nihayet:
en sonunda.
nokta:
konu ile ilgili bölüm.
şark:
doğu.
tahsis:
verme, ayırma.
takdim:
arz etme, sunma.
tasdik:
onaylama.
teklif:
öneri.
tesis:
kurma, meydana getirme.
teşebbüs:
bir işi yapmak için ha-
rekete geçme, başlama, girişme.
vaiz-i umumî:
umumî vaiz, genel
vaiz.
vuku:
olma, meydana gelme.
ziyade:
çok, fazla.
arz:
sunma, bildirme.
bahr-i umman:
Hint Okya-
nusu.
banknot:
kağıt bir lira.
Camiü’l-Ezher:
Mısır’daki Ez-
her Üniversitenin adı.
cihanşümul:
dünya çapında,
dünya ölçüsünde.
cihet:
yön, sebep, vesile.
dârülfünun:
üniversite.
devr-i Cumhuriyet:
cumhuri-
yet devri, dönemi.
ehemmiyet:
önem, değer,
kıymet.
harb-i Umumî:
genel harp,
umumî savaş; 1914-1918 yıl-
ları arasında cereyan eden Bi-
rinci Dünya Savaşı.
hükmünde:
değerinde, ye-
rinde.
hükümet-i islamiye:
İslam
hükümeti.
idare:
yönetim.
inşa:
yapma, bina etme,
kurma.
iptida:
baş, başlangıç.
katre:
damla.
kıymet:
değer.
maddî:
madde ile alâkalı.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
mebus:
milletvekili.
meclis-i mebusan:
mebuslar
meclisi, Osmanlı devleti zama-
nında halk tarafından seçilen
mebusların meclisi, Millet Mec-
lisi.
medresetüzzehra:
Bediüzza-
man’ın doğuda (Van) yapılma-
sını idarecilere teklif ettiği, fen
ilimleriyle din ilimlerinin bir-
likte okutulmasını düşündüğü
üniversite.
mesele:
konu.
misillü:
gibisinden.