Emirdağ Lâhikası - page 77

(ilâahir) gördüm. Arka sahifesine baktım, gördüm ki,
risale-i nur’a işaret eden dört ayet var ve onlar, Birinci
Şuada izah edilmiş. kalbime geldi. Herhâlde bu dehşetli
ayet, bu dehşetli ve zulümatlı ve nifakı kuvvetli asrımıza
da hususî bakar. dikkat ettim, kanaatim geldi. Bir ema-
resi şudur ki:
(1)
p
QÉs
ædG n
øp
e p
?n
Ør
°Sn
’r
G p
?r
Qs
ódG »p
a n
Ú/
?p
aÉn
æo
ªr
dG s
¿p
G
cifir ve ebced
hesabiyle, tam tamına nifakın dört mertebesinin tarihle-
rine tevafuk ile parmak basıyor. Şöyle ki:
Şeddeler sayılır, eğer okunmayan hemzeler ve
’de-
ki okunmayan
sayılmazsa, tam tamına bin üç yüz alt-
mış iki ederek, bu seneye parmak basar. eğer
p
QÉs
ædG n
øp
e
’deki şedde bir
nun
, bir
lâm-ı
aslî hesap olsa, bin üç yüz
kırk iki ederek, Birinci Harb-i Umumînin dehşetli nifakla-
rı netice veren tarihine tam tamına tevafukla haber verir.
eğer şedde iki
nun
sayılsa, okunmayan hemzeler ve
de
sayılsa bin üç yüz yetmiş altı ederek, bu zulümatlı nifakın
sukut mertebesine ve çok ayetlerde “nur” ile karşılaştırı-
lan
(2)
p
äÉn
ªo
?t
¶dn
G
kelimesinin makam-ı cifrîsi olan bin üç yüz
yetmiş ikiye dört farkla tevafuk ederek haber verir. eğer
okunmayanlar sayılsa, ve
(3)
p
QÉs
ædn
G
’daki şedde
lâm-ı
aslî
olsa, tam tamına bin üç yüz altı ederek, küfür ve
Emirdağ Lâhikası – ı | 77 |
küfür:
imansızlık, dinsizlik.
makam-ı cifrî:
cifre ait makam,
cifir hesabına göre ulaşılan netice,
sayı değeri.
mertebe:
derece, basamak.
nifak:
ikiyüzlülük, münafıklık.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
adı.
sahife:
sayfa.
şedde:
Arapça ve Farsçada iki defa
okunması gereken bir harfin üze-
rine konulan ve o harfi iki defa
okutan işaret.
sükût:
değerden düşme, değerini
yitirme.
tevafuk:
uygunluk; belli sıra, ölçü
ve münasebetler içerisinde birbi-
rine denk gelme.
tevafuk:
uygunluk; belli sıra, ölçü
ve münasebetler içerisinde birbi-
rine denk gelme.
zulümat:
karanlıklar, dinsizlik, zu-
lüm ve küfür.
ahir:
son.
asr:
yüzyıl.
ayet:
Kur’an’ın her bir cüm-
lesi.
cifir:
harflere verilen sayı kıy-
meti ile geleceğe veya geçen
hâdiselere, ibarelerden tarih
veya isme dair işaretler çıkar-
mak ilmî.
dehşetli:
ürkütücü, korkunç.
ebcet:
Arap alfabesinin ilk ter-
tibi ve harflerinin taşıdığı sayı
değerlerine dayanan hesap
sistemi.
emare:
alâmet, belirti, nişan.
haber:
bilgi, bilgilendirme.
harb-i Umumî:
genel harp,
umumî savaş; 1914-1918 yıl-
ları arasında cereyan eden Bi-
rinci Dünya Savaşı.
hemze:
elif yerine kullanılan
işaret, elif, vav, ye ve he üze-
rine konulan kısa okutma işa-
reti.
hususî:
özel.
ilâ:
son, nihayet, dek, değin, ...
ye, ... ye kadar.
izah:
açıklama, ayrıntıları ile
anlatma.
kanaat:
inanma.
1.
Münafıklar Cehennemin en alt tabakasındadırlar. (Nisa Suresi: 145.)
2.
Karanlıklar
3.
Bir nur.
1...,67,68,69,70,71,72,73,74,75,76 78,79,80,81,82,83,84,85,86,87,...1032
Powered by FlippingBook