bu himayetli annemiz olan toprak altına girmek ve kuca-
ğına sığınmak ve o hakikî ve daimî ve manevî çiçekleri
seyretmek, daha ziyade sevilir ve iştiyaka lâyıktır, diye o
kör hissiyatın ve dünyaperest nefsin itirazını tamamıyla
izale ve def etti.
(1)
m
¬r
Ln
h u
?o
c r
øp
e p
¿Én
Á/
’r
Gp
Qƒo
f »'
?n
Y !ór
ªn
ër
dn
G
dün-
yaperest nefsime de dedirtti.
SaidNursî
ì®í
Œ
180
œ
Aziz,MasumEvlâtlarım!
kur’ân’ı öğrenmek için ders almaya çalışıyorsunuz.
sizin bildiğiniz yeni harfte noksanlar olduğu için, müm-
kün oldukça yeni harften okunmamak lâzım gelir.
Hem kur’ân’ı okumanın faydası, yalnız hafız olmak ve
dünyada onunla bir makam katzanmak, bir maaş almak
değil; belki herbir harfi, hiç olmazsa on hayrından tâ yü-
ze, tâ binlere kadar cennet meyvelerini, ahiret faydaları-
nı vermesini düşünüp ve ebedî hayatın rahatını ve saade-
tini temin etmek niyetiyle okumak lâzımdır.
evet, mekteplerde, dünya maişeti, ya rütbeleri için
fenleri ders okumak, bu kısacık dünyevî hayatta derece-
si, faydası bir ise, ebedî hayatta kur’ân ve kur’ân’ın kud-
sî kelimelerini ve nurlu ve imanî manalarını öğrenmek
ahiret:
öbür dünya, ikinci hayat.
aziz:
değerli.
daimî:
sürekli, devamlı.
def:
ortadan kaldırma, yok etme,
giderme.
dünyaperest:
dünyaya tapan,
dünyaya düşkün, tamahlı,
hırslı kimse.
dünyevî:
dünyaya ait.
ebedî:
sonu olmayan, daimî,
sürekli.
evlât:
çocuklar.
fen:
tatbiki bilgi, teknik.
hakikî:
gerçek, sahici.
himayet:
koruma, esirgeme,
muhafaza etme.
hissiyat:
hisler, duygular.
imanî:
imana dair olan, imanla
ilgili.
iştiyak:
şevklenme, göreceği
gelme, özleme, tahassür.
itiraz:
kabul etmediğini belir-
tip karşı çıkma.
izale:
zevale erdirme, yok
etme.
kudsî:
mukaddes, yüce.
maişet:
geçinme, geçinme için
lüzumlu bulunan maddeler.
makam:
büyük memuriyet,
mevki.
manevî:
madde dışı olan,
maddî olmayan, manaya ait.
masum:
suçsuz, günahsız, saf,
temiz.
mektep:
okul.
nefis:
şehvet, gazap, fazilet
gibi şeylerin kaynağı.
nurlu:
ışıklı, parıltılı.
rütbe:
sıra, derece, mertebe,
paye.
saadet:
mutluluk.
ziyade:
çok, fazla.
1.
Her ciheti nurlandıran imân ni’metinden dolayı Allah’a hamd olsun.
| 408 | Emirdağ Lâhikası – ı
