Bunureser,herbilginin,hermü’mininsertacı,Dertlilerindermanıdır,hermünkiritokatlar;Şirklerinhemhedîmidir,hemherkayguilâcı,Zındık,zalimilişirse,başındavolkanpatlar.
œ
Eygüçyetmezdehşetverenhâletlerdenağlayan!Fânîlerealdanarakkırıldıkçabağırma.Eyzailden,acizlerdenmedetumupbağlanan!GirbuNurunâlemine,fânîleriçağırma.
œ
Ayılartıkgafletsarhoşluğundan,durmauyan.Hevesatınbirejderdir,kalbinikemirecek.Yarınmes’udolacaktıryokluktaHakkıbulan,Nuravernakd-iömrü,yarınsanaverilecek,Huzurunauhradaihtişamlarserilecek.
Risale-iNur’unKusurluHadimi
Zekâi
ì®í
| 186 | Emirdağ Lâhikası – ı
âlem:
dünya, cihan.
dehşet:
büyük korku hâli,
korkma, ürkme.
derman:
ilaç, çare.
eser:
telif, kitap, yayın.
fânî:
ölümlü, geçici.
gaflet:
Allah’tan uzaklaşıp nef-
sinin arzularına dalmak.
hâdim:
hademe, hizmetçi.
hâlet:
hâl, durum.
hevesat:
hevesler.
ihtişam:
muhteşemlik, şanlı
görünüş, büyük gösteriş.
medet:
inayet, yardım, imdat.
mesut:
saadetli, bahtlı, mutlu.
mü’min:
iman eden, inanan.
münkir:
inkâr eden, kabul et-
meyen.
nakd-i ömür:
ömür serma-
yesi, hayat sermayesi.
Nur:
Risale-i Nur eserleri.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
sertaç:
baş tacı.
şirk:
Allah’a ortak koşma, Al-
lah’tan başka yaratıcının bu-
lunduğuna inanma.
uhra:
ahiret, öbür dünya.
volkan:
yanardağ, bürkan.
zail:
sone eren, yok olan.
zalim:
zulmeden, acımasız ve
haksız davranan.
zındık:
Allah’a ve ahirete inan-
mayan, Allah’ı inkâr eden,
imansız, münkir.