nazif’in o havalideki kardeşlerimizin namına tebriki ve
nazif’in sarsılmaz sadakat ve irtibatı ve kuvvetli ümitleri
bize tam bir nefes aldırdı. onun hususî rakipleri bulun-
duğu için telâşlı idim.
sadakati harika olduğu gibi, cesareti de o nisbette
olan Halil İbrahim’in (
rH
) doğrudan doğruya benim ad-
resime gönderdiği tebrikini aldım. onu ve nurun dikkat-
li avukatı başta olarak, onların umumuna selâm ve bay-
ramlarını tebrik ederiz.
Medrese-i nuriye kahramanlarından Şükrü efenin
kuşların ve serçelerin alâkadarlıklarını gösteren mektu-
bu, kahraman marangozun teyidini teyit etti, bizi de
memnun etti.
Atabey kardeşlerimizden, lütfi vârislerinden Ali os-
man’ın mektubundaki sualine cevap vermeye vakit bula-
madık.
İşte bu mezkûr kerdeşlerimizin herbiri, temsil ettikleri
kendilerine ve arkadaşlarına ayrı ayrı ruh u canımızla
maddî ve manevî bayramlarını tebrik ediyoruz ve büyük
re’fet kardeşimize binler safalar ile geldin deriz.
Umum kardeşlerime ki, içinde masumlar taifesi ve
ümmî ihtiyarlar ve fedakâr hemşîreler taifeleri olarak bi-
rer birer üçüncü olarak bayramlarınızı tebrik ve selâm ve
selâmet ve saadetlerine dua ederek hatm-i mekal ediyo-
rum.
ì®í
Emirdağ Lâhikası – ı | 177 |
umum:
bütün, herkes.
ümmî:
okuma yazması olmayan,
okumamış.
vâris:
mirasçı.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
fedakâr:
kendini veya şahsî
menfaatlerini hiçe sayan, feda
eden.
harika:
olağanüstü.
havali:
etraf, çevre, civar, yöre,
dolay.
hemşire:
kız kardeş, bacı.
hususî:
özel.
irtibat:
bağ, münasebet.
maddî:
madde ile alâkalı.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
masum:
küçük çocuk.
medrese-i Nuriye:
nur med-
resesi; Risale-i Nur’ların okun-
duğu yerler.
mezkûr:
zikredilen, adı geçen,
anılan.
nam:
ad.
nispet:
oran, değer.
Nur:
Risale-i Nur.
ruhucan:
ruh ve can; ruh ve
canla.
saadet:
mutluluk.
sadâkat:
bağlılık, doğruluk.
safa:
rahat ve huzurlu olma,
gönül şenliği.
selâm:
barış, rahatlık, selamet
ve esenlik dileme.
selâmet:
salimlik, eminlik,
kurtuluş, korku ve endişeden
uzak olma.
sual:
soru.
taife:
takım, güruh.
temsil:
birinin, bir topluluğun
adına hareket etme.
teyit:
kuvvetlendirme, sağ-
lamlaştırma.