başlamışlar ve türlü azgınlıklarda bulunmuşlardır. Hz. Salih (
AS
), Semud Kavmini hak dine davet etmiş,
fakat çoğu inanmamıştır. İnanmayanlar Hz. Salih’e ve ona inananlara çeşitli eziyet ve işkencelerde
bulunmuşlardır. Hz. Salih (
AS
), mu’cize olarak onların istediği şekilde kayalardan dişi bir deve çıkarmış
fakat ona inanmayanlar Hz. Salih’in (
AS
) uyarmasına rağmen deveyi öldürmüşlerdir. Semud Kavminin
iyice yoldan çıkması üzerine Allah bu kavim üzerine gazabını indirmiştir. Semud Kavmi, büyük bir ses
ile yerle bir olan şehirlerinin içinde helak olmuşlardır. Rivayetlere göre Hz. Salih (
AS
) kendisine inananlarla
birlikte Şam tarafına giderek Remle’ye yerleşmiştir. Kavmiyle 20 sene daha yaşayan Hz. Salih (
AS
) 158
yaşında vefat etmiştir.
SEYRANÎ (MEHMET GEZGİÇ):
Asıl ismi Mehmet Gezgiç’tir. 1896 yılında Isparta’da doğdu. Seyranî
ismindeki camide iki yıl kadar imamlık yaptı. Mehmet Gezgiç’in Seyranî lâkabı imamlık yaptığı camiden
dolayı verildi. Isparta’nın Gülcü Mahallesinde oturdu ve terzilik yaptı. Kendisinden Onuncu Lem’ada
Şefkat Tokatları yiyenlerin sekizincisi olarak bahsedilir.
SEYYİD AHMET BEDEVÎ:
Bakınız AHMED-İ BEDEVÎ.
SEYYİD NUR MUHAMMED:
Hizan şeyhlerinden “gavs” diye bilinen Seyyid Sıbgatullah’ın oğludur.
İlmini ve feyzini İmam-ı Rabbanî’nin torunu olan Muhammed Seyfüddin-i Farukî’den aldı. Onun
derslerinde ve sohbetlerinde yetişti ve icazet aldı. “Silsele-i Aliyye” denilen büyük âlim ve velilerin
yirmi altıncısıdır. Kabri Hindistan’ın Delhi şehrindedir
SEYYİD ŞEFİK:
Seyyid Şefik 1884 yılında Bitlis’in Hizan kazasının Arvas köyünde doğdu. İsmi Risale-i
Nur’larda, Seyyid Şefik, Seyyid Şefik Efendi, Seyyid Mehmet Şefik, Mehmet Şefik Eryuvası, Seyyid Şefik
Arvasî diye anılır. Üstadın eski dostlarından ve ilk talebelerindendir. İşaratü’l-İcaz’ın kâtiplerindendir.
Üstatla beraber 1943 yılında Denizli Hapishanesinde bulundu. Üstat Van’da kaldığı yıllarda Horhor
Medresesinde Üstada talebe olmuştur. Uzun yıllar İstanbul Müftülüğünde Mushafları Tetkik Heyetinde
başkan olarak görev yaptı. On yedi yıl Sultanahmet Camiinde imamlık yaptı. Eyüp Camiinde ise kırk yıl
vaizlik yaptı. 13 Mart 1970 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Kabri Edirnekapı Şehitliğindedir.
SIDDIK SÜLEYMAN:
Sıddık Süleyman Kervancı 1898 yılında Barla’da doğdu. 1965 yılında Barla’da
vefat etti. Kabri de Barla’dadır. Üstat 1926 yılında Barla’ya sürgün edildiğinde onunla tanıştı . Üstat
Barla’da kaldığı sekiz yıl boyunca ona sadakatle hizmet ettiği için “sıddık” ünvanını aldı. Uzun yıllar
Nurlar için çalıştı. Güzel hattıyla Nurları yazdı. Risale-i Nur’dan 28. Söz olan “Cennet Bahsi” onun
bahçesinde yazıldı. Bu bahçe Risale-i Nur’da Cennet Bahçesi diye geçer. Sıddık Süleyman’ın Risale-i
Nur’da fikir ve hislerine ait birçok mektubu bulunmaktadır.
SİNAN ÜMMÎ:
Bakınız ÜMMÎ SİNAN.
SULTAN ABDÜLHAMİT:
Sultan II. Abdülhamit. Osmanlı padişahı. (1842-1918) Babası Abdülmecit,
annesi Tirimüjgan Kadın Efendidir. On bir yaşında annesini kaybeden Abdülhamit özel hocalar tayin
edilerek eğitildi. Farsça, Arapça ve diğer ilimlerin yanında Fransızcayı çok iyi öğrendi. 31 Ağustos 1876’da
devletin en buhranlı döneminde tahta çıkan II. Abdülhamit halkın içine katılarak onlarla birlikte
dolaşarak büyük sempati topladı. Osmanlı devletinin ilk anayasası olan “kanun-i esasî” Abdülhamit
zamanında ilân edildi. (23 Aralık 1876). Buna göre seçimler yapılarak 141 üyeden oluşan ilk Türk
parlamentosu 19 Mart 1877’de padişah tarafından seçildi. İngiltere’nin teşebbüsüyle toplanan Londra
Konferansında Rusların teklifini kapsayan Londra Protokolünü imzalayarak Meclise sundu. Protokolün
reddedilmesi üzerine Rusya ile Osmanlı arasında 24 Nisan 1877’de savaş başladı. Bu savaş süresince
Abdülhamit yetkisini kullanarak 17 Şubat 1878’te Meclis-i Mebusanı süresiz olarak tatil etti ve 3 Mart
1878’de Rusya ile Ayastefanos Anlaşmasını imzaladı. Milletler arası politikada devletin bağımsızlık ve
toprak bütünlüğünü savunmayı hayati bir görev sayan II. Abdülhamit, iç ve dış entrikaları ortaya
çıkarmak maksadıyla kuvvetli bir hafiye teşkilatı kurdu. Ayrıca dünyadaki politik gelişmeleri takip
etmek üzere sarayda bilgi merkezleri kurdurdu. İslâmcılık (ittihad-ı İslâm) politikasını güden Abdülhamit,
bununla İngiliz ajanlarının Arap milliyetçiliğini yaymak konusundaki gayretini boşa çıkardı. Şam’dan
Ş
AHIS
B
İLGİLERİ
| 648 | BARLA LÂHİKASI