"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Aklına sığışmıyor diye hadisi inkâr etme

Risale-i Nur'dan
26 Ekim 2016, Çarşamba 13:30
Bediüzzaman Said Nursî, mânâsı açık olmayan, anlaşılması için tefsir ve tevile ihtiyaç gösteren müteşabih hadisleri aklına sığıştıramadığı için hemen “mevzu” diyerek inkâr edenleri Risale-i Nur’da “hadis usûlü”ne dair verdiği önemli ölçülerle ikaz ediyor.

Kıyamet alâmetleri, Mehdi ve Deccal’le ilgili hadislerin makul izahlarını ortaya koyduğu Beşinci Şua isimli eseri için ise, Müslümanları ve özellikle de ilim ehlini, hadis-i şerifleri inkârdan ve imanî şüphelerden kurtarmak maksadıyla kaleme aldığını söylüyor.

RİSALE-İ NUR, O HADİSLERİN TEVİLİNİ KUR’ÂN’IN FEYZİYLE GÖSTERMİŞ

Kıyâmet alâmetlerinden ve âhir zaman vukuâtından ve bâzı amâlin fazîlet ve sevaplarından bahseden ehâdîs-i şerîfe güzelce anlaşılmadığından, akıllarına güvenen bir kısım ehl-i ilim, onların bir kısmına zayıf veya mevzu demişler. İmânı zayıf ve enâniyeti kavî bir kısım da, inkâra kadar gitmişler. (…) Aklın hilâf-ı hakikat gördüğü bir hadîsin inkârına kalkışma. “Ya bir tefsiri, ya bir tevili, ya bir tâbiri vardır” de, ilişme. (…) Nasıl Kur’ân-ı Hakîm’in müteşâbihâtı var, tevile muhtaçtır veyahut mutlak teslim istiyor; ehâdisin de Kur’ân’ın müteşâbihâtı gibi müşkülâtı vardır. Bazen çok dikkatli tefsire ve tâbire muhtaçtır…

Geniş bilgi için bkz: Sözler, Yirmi Dördüncü Söz, Üçüncü Dal

***

Madem şu mesele açılmış, medar-ı münakaşa edilmiş, biçare avâm-ı nasın zihninde sû-i tesir ediyor. Çünkü şu gibi müteşabih hadisleri aklına sığıştıramadığı için, eğer inkâr etse, dehşetli bir kapı açar; yani küçücük aklına sığışmayan kat’î hadisleri dahi inkâra yol açar. Eğer zâhir-i hadisin mânâsını tutarak öyle kabul edip neşretse, ehl-i dalâletin itirâzâtına ve “Hurafattır” demelerine yol açar.

Mektubat, Yirmi Sekizinci Mektub, s. 587

***

Bir kısım hadislerin mânâsı ve tevili bilinmemesinden, “Akıl kabul etmiyor” diye inkâr edenlere karşı avâmın imanını kurtarmak fikriyle, çok zaman evvel Dârü’l-Hikmet-i İslâmiyede iken ve daha evvel aslı yazılan Beşinci Şuâ…

Şuâlar, On Dördüncü Şuâ, s. 566

**

Faraza o hadîslerden birisi mevzu da olsa, mevzuun mânâsı, “hadîs değil” demektir. Yoksa mânâsı yanlıştır demek değildir ki, darb-ı mesel nev’inde ümmet o rivayeti kabul etmiş. Bu nevi tevilâta yanlış diyenler, kaç cihette yanlış olduğu gibi, ümmetin telâkkisine ihanet ve hadîsleri inkârdır. Ve “Süfyana dair hiçbir hadîs yoktur, varsa mevzudur” diyen müddeî hiç hadîs kitaplarını okumadığı, belki Kur’ân’ın sûrelerinin ne kadar olduğunu bilmediği halde, biri bir milyon, diğeri beş yüz bin hadîsi hıfzına alan İmam-ı Ahmed ibn-i Hanbel ve İmam-ı Buhârî gibi müçtehidlerin, böyle küllî ve umumî bir tarzda cesaret edemedikleri halde, o müddeî, küllî bir surette ve umumî bir tarzda “Süfyan hakkında hiçbir hadîs yoktur, varsa mevzudur” demesiyle haddinden binler defa tecavüz edip büyük bir hatâyı irtikâp etmiş. Farz-ı muhal olarak hadîs de olmasa, ümmet-i İslâmiyede bir hakikat-i içtimaiye ve müteaddit defalar eseri görülmüş vâki ve hak bir hadise-i istikbaliyedir. 

Şuâlar, On Dördüncü Şuâ, Hata-Savab Cetveli, s. 662

***

Âhirzamanda Hazret-i İsa (as) nüzulüne ve Deccalı öldürmesine ait ehâdis-i sahihanın mana-yı hakikîleri anlaşılmadığından, bir kısım zahir ulemalar, o rivayet ve hadislerin zahirine bakıp şüpheye düşmüşler veya sıhhatini inkâr edip, veya hurafevâri bir mana verip, âdeta muhal bir sureti bekler bir tarzda avâm-ı Müslimîne zarar verirler. Mülhidler ise, bu gibi zahirce akıldan çok uzak hadisleri serrişte ederek hakaik-i İslâmiyeye tezyifkârâne bakıp taarruz ediyorlar. Risale-i Nur, bu gibi ehâdis-i müteşâbihenin hakiki tevillerini Kur’ân feyziyle göstermiş.

Kastamonu Lâhikası, 43. mektup, s. 99

***

Bir Rafızî bir hadîse yanlış mana verse veya yanlış amel etse, acaba hadîsi inkâr etmek mi lâzımdır, yoksa o Rafızîyi tahtie edip namus-u hadîsi muhafaza etmek mi lâzımdır?

Münâzarât, s. 57

Konuyla ilgili önemli makaleler:

Anlaşıl(a)madığından eleştirilen bazı hadisler ve Bediüzzaman'ın harika izahları

'Alimler peygamberlerin varisleridir' kudsi fermanının yansıdığı - dost ve düşmanın ittfakıyla- en güzide aynalardan birtanesi olması cihetiyle 'veraseti nübüvvet sırrına mazhar olan Büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi; 'Hadis İlmi' konusunda da tartışılmaz bir otoritedir.

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/anlasil-a-madigindan-elestirilen-bazi-hadisler-ve-bediuzzaman-in-harika-izahlari_355480

Bediüzzaman; 'Dünya öküz ve balık üstündedir' rivayetini nasıl yorumlamıştır?

Bediüzzaman, gerek Eski Said, gerekse Yeni Said dönemlerinde “Dünya öküz ve balık üstündedir”1 rivayetinin doğru yorumlanması için şu hususlara dikkat edilmesi gerektiğini söyler:

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/bediuzzaman-dunya-okuz-ve-balik-ustundedir-rivayetini-nasil-yorumlamistir_355125

Öküz ve balık hadisini nasıl anlayacağız?

Düzce’den Okuyucumuz: “Dünyanın öküz ile balık üzerine olduğunu ifade eden hadisi izah eder misiniz? Buna hurafe diyenler var.”

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/suleyman-kosmene/okuz-ve-balik-hadisini-nasil-anlayacagiz_412189

Büyük İslam Alimi Bediüzzamân'dan naklen ''33 Hadîs'' ve açıklaması

Üstâdımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, 3. Defa girdiği Afyon Medrese-i Yusufiyyesinde, şu gelen 33 hadis-i şerifeyi kendi evrad defterinde yazmış, bilâhare bâzı Nur talebeleri de, kendi defterlerinde kaydetmişler.

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/buyuk-islam-alimi-bediuzzaman-dan-naklen-33-hadis-ve-aciklamasi_394625

Bediüzzaman, Mevlid-i Nebevi hakkında ne diyor?

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gun-gun-tarih/bediuzzaman-mevlid-i-nebevi-hakkinda-ne-diyor_378225

Bediüzzaman'ın enfes tarifleriyle Hz. Muhammed Aleyhissalatu Vesselam

Peygamber Efendimizin -Aleyhissalatu Vesselam- veciz bir şekilde ifade buyurdukları 'Alimler peygamberlerin varisleridir' kudsi hakikatine muhatap Büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi, Kur'an- Hakimin nurlu ve hakikatli bir tefsiri olan Risale-i Nur'da, Kâinatın Efendisi ve sebeb-i vücudu olan Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm, Risâle-i Nur’da çok geniş yer ayrılmıştır.

Müceddîd-i Ahirzaman ( Ahirzaman Müceddidi) olan Büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi, Müceddîd-i Elf-i Sânî (İkinci bin senesinin müceddidi) olan Büyük İslam Alimi İmam-ı Rabbani'nin ''Ben sözlerim Muhammed'i (a.s.m.) övmüş, güzel göstermiş olmadım; aksine Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdan bahsetmekle sözlerimi güzelleştirmiş oldum.'' şeklindeki güzel sözlerine Risalet-i Ahmediyeye dair olan 19 Söz'de yer veriyor ve ekliyor ''Evet şu söz güzeldir. Fakat onu güzelleştiren , güzellerin güzeli olan evsaf-ı Muhammediyedir.

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/bediuzzaman-in-enfes-tarifleriyle-hz-muhammed-aleyhissalatu-vesselam_364606

 

Okunma Sayısı: 13402
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • SAİD HAKTAN

    26.10.2016 14:44:15

    RABBİMİZ rahmet eylesin ey üstad....Sünneti bilerek ve isteyerek inkar edenler var...Anlamamak veya anlayamamak değil dertleri....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı