Risale-i Nur talebeleri kadere rıza göstermeyi, ahiretin işlerini ise dünya işlerine tercih etmeyi kendilerine şiar edinmişlerdir.
Risale-i Nur talebeleri fedakârlık sahibidirler, dünyayı ve hayatı sarsacak hadiseler karşısında imanın kendilerine kazandırdığı özelliklerle sabır etmeye ve metanet göstermeye bu fedakarlıklarıyla dayanabilirler.
Risale-i Nur talebeleri elmasları dünyaya, cam parçalarını ahirete harcamaz ve tercih etmezler.
Risale-i Nur talebeleri ferah ve şahsî güçlerini ve kuvvetlerini şahs-ı manevînin gına ve kuvvetine tercih etmezler.
Risale-i Nur talebeleri ferid makamına mazhar oldukları için kutb-u azamların tasarrufları altında girmeye mecbur değildirler.
Risale-i Nur talebeleri eğer Risale-i Nur’un dairesine sadakatle girebilirlerse kendilerini kurtarabilirler.
Risale-i Nur talebeleri her şeyde imanın nurunu ve hakikatini Risale-i Nur’un tahkikî iman dersleri ile görebilir, çözebilir ve anlayabilirler.
Risale-i Nur talebeleri akıbeti görmeyen kör hissiyatların emrinde olmayarak imanın nurunu, izini, özünü ve sözünü hayatlarının her safhasında yaşayabilirler.
Risale-i Nur talebeleri zamanımızın dehşetli dinsizlik cereyanları karşısında daima itidal-i dem ve sabır içerisinde mukabelede bulunmayı kendilerine düstur edinirler.
Risale-i Nur talebeleri her türlü dalalet ve küfür cereyanlarına ihlâsla, uhuvvetle, tesanütle, sadakat ve ümitle dur diyebilirler.
Risale-i Nur talebeleri iman, Kur’ân ve İslâmiyet hizmetlerinin önünü yeisle, ümitsizlikle kesmezler ve kargaşaya, anarşi ye, başıboşluğa, kendini bilmezliğe fırsat vermezler.
Risale-i Nur talebeleri bilirler ki vazifeleri, ahirzaman ümmetinin kurtuluşunda ve imanlarının muhafazasında bu zamanda birinci şart Kur’ân’ı ve muhteşem tefsirlerinden birisi olan Risale-i Nurları okumaktır.