İnsan tekemmülün en küçük basamağından, en büyüğüne kadar yürümeye, çıkmaya kabiliyetlidir…
Allah’ın takdir edip verdiği kabiliyetlerine yine Allah’ın kendisine taktığı akıl nimetiyle çalıştırabilir ve yükselebilir ya da tembellik de gaflet de kendisine verilen kabiliyetlerden habersizmiş gibi yerinde sayar.
Her yarattığının her türlü tedbirini eksiksiz gören ve alan Cenab-ı Hak, kâinata koyduğu kanunlarla, fıtrî bir düzen içinde tüm faaliyet ve hareketleri icra etmektedir. Bu durumda, fıtrata uygun olarak yapılan her iş, yaratılmış her varlık için geçerli, uygulanabilir ve sürdürülebilir kılınmıştır.
İlim insanoğlu için kâinattaki mükemmelleşme ve yükselmenin şifrelerinin anahtarıdır. İlimlerin şahı ve padişahı ise iman ilmidir. İlmi dinsiz, dinli diye ayırmaya ve müdahale etmeye çalışmak yanlıştır.
Dindar bir ilim adamı ile dine inanmayan bir ilim adamı arasındaki yaklaşım farkı bazen birbirine karıştırılabiliyor ya da yanlış anlaşılabiliyor.
Yaşadığımız dönemde her iki türden ilim adamına rastlamak mümkündür. Fıtratın hakikatine uygun hareket eden herkesi, Cenab-ı Hak çabası ve gayreti ölçüsünde muvaffak kılar. Bu nedenle, ilim yolunda azimle çalışan bir bilim insanı ile gaflet içinde olan bir bilim insanının muvaffakiyetleri farklı seviyelerde olabilir.
Kur’ân ise ilmin menbaıdır. İmanı çok kuvvetli olanlar hem maddî hem de manevî ilimlerde gerçek anlamda muvaffak olabilirler, olmuşlardır da…
Kur’ân’ın ayetlerindeki anlam derinliğine ve hikmetlere ulaşmada bazı kimseler zahirî manalara muvaffak olabilirken, diğerleri ise Kur’ân’ın işarî manaları ve mucizevî özellikleriyle, harflerinin sırlarına ve işaretlerine nüfuz edebilir. Bu manalara ulaşmak için ayetleri tekrar tekrar okumak esastır.
Kur’ân ve iman ilmi, maddî ve manevî şifrelerin çözümlenip anlaşılacağı binlerce derin anlam kapasitesini içinde barındırmaktadır. Burada asıl olan, Kur’ân ayetlerini ve tefsirlerini ilmelyakîn, aynelyakîn ve hakkalyakîn derecelerinde okuyup anlamaya çalışmaktır.
Her zaman ihtiyaç duyduğumuz ve bilmemiz gereken şey, kendi iç âlemimizde ve kâinat kitabının sırlarına erişebilmenin yolunun, yalnızca okumaktan, tekrar tekrar derinlemesine okumaktan geçtiğidir.