Nur Talebelerinin “devleti ele geçirmek” gibi bürokratik ya da “iktidar olmak” gibi siyâsî bir hedefi yoktur ve olmamıştır.
Nurcuların, Bediüzzaman’ın ıstılahında “siyâset topuzları” ve “topuzculuk” olarak da ta’rif edilen bu tür hedeflere sâhip olanlarla, dindar da olsalar, metot olarak bir yakınlıkları da olmamıştır. (Ahmet Battal)
*
Bediüzzaman Said Nursî’nin merkez kavramı “mizan-ı şeriat”tır, o bütün hadisatı İslâmiyet nokta-i nazarıyla değerlendirir... O, Kur’ân’ın emrettiği şekilde her olayı Kur’ânî bir bakış açısıyla değerlendirmekte, sadakat dolu bu yaklaşım dolayısıyla Kur’ân dışı, İslâm dışı hiçbir söylem ve davranış kendisinden sudur etmemektedir. Bediüzzaman’ı “Bediüzzaman” yapan da budur! Dünyâyı kasıp kavuran hadisat karşısında dahi tek bir Bediüzzaman’la karşılaşmamızın temel nedeni budur. (Ahmet Dursun)
*
(...)Bediüzzaman’ın dile getirdiği hususlar millî sınırları aşan bir netliğe sâhiptir ve savunduğu fikirler asırlardır Müslüman zihni geri bırakan statükoya karşı bir duruştur. (...)Bediüzzaman’ı siyâsî iktidarı geçici olarak ele geçiren kuvvetlere karşı sâdece yaptığı savunmalarla anmamalı; onu geçmişi eleştiren, anlamlandıran ve günümüze de ışık tutacak nitelikteki metinlerini yeniden güncelleyip, yeniden yorumlayıp, güncel sorunlarımıza çözüm bulacak şekilde yeni bir okuma metodu geliştirerek, anlayarak anmaya çalışmalıyız. (Ahmet Nazlı)
*
Said Nursî zararlı bulduğu fikirlerin de baskılanmasını desteklememekte ve bu fikirleri baskılamanın aksine, özgür bir ortamda zararlı fikirlerle faydalı fikirlerin toplumlarda karşı karşıya getirilmesi, bunlar üzerine konuşulması gerektiğini savunmaktadır. (Ahmet Said Aydil)
*
(...)İddialara karşı en büyük cevap ve savunma Bediüzzaman Hazretlerinin “hayatı, dâvâsı, hizmet prensipleri, düsturları ve esasları”dır. İşte, soruşturma ve kovuşturma öncesinde Üstad’ın yaşamış olduğu “müspet hayatı, müspet fikirleri ve âhireti öne alan anlayışı” mahkeme esnâsında da en büyük savunması ve beraat nedeni olmuştur. (Erdoğan Çelebi)
*
Bediüzzaman’ın hayatını kronolojik olarak ta’kip ettiğimizde şahsından ziyâde çok farklı kesimlerin de hukukunu savunduğunu açık olarak görürüz. (M. Said Zeki)
*
(...)Said Nursî takiyyeye yabancı bir hizmet metodu ihdas etmiş ve bunu hem kendisi hem de talebeleri mahkeme savunmalarında da sürdürmüştür. (Nuri Çakır)
*
Bediüzzaman müdafaalarında, hükûmetleri yönlendiren gizli düşmanların varlığına dikkat çekmiştir. (...) Said Nursî bu güçlerin gâyet hilekâr, dessas şekilde organize olduklarını, her dönemde dindarları devlete karşı tehlike olarak gösterdiklerini söyler. Bu kişilerin asıl hedefleri[yse] “anarşi, terör ve gençleri İslâmiyet’ten uzaklaştırmak”tır! (Veysel Kasar)
***
Not: Yukarıdaki tespitler, “Köprü” dergisinin “Bediüzzaman Said Nursî’nin müdafaaları” konulu Bahar 2022 tarihli sayısından derlenmiştir.