BİZİM AİLE
Her durum ve şartta dünyâ ve dünyâlıklar üzerinde “fenâ” [yok olma] damgasını görüp âhirete yüzümüzü çevir(ebil)mek, elde edilmiş en büyük kazanımdır. (Elif Kübrâ Sertbakan)
*
Unutmayalım ki çocuklar kendilerini anne ve babalarının cümleleri ve tavırları ile anlamlandırırlar. (...) Anlık hataları genellemek veya yapılan hatalar sürekli varmışcasına bir karakter özelliği olarak adlandırmak, insana yapılan, hele ki mâsum evlâtlarımıza yapılan en büyük zulümdür! Yapmamız gereken, vicdanı harekete geçirmektir; çünkü akıl sussa da vicdan hiç susmaz, her zaman Saniini dinler. (Esmânur Adıbelli)
*
Şûrâ Sûresinin 49 ve 50. âyetlerinde yer alan “Dilediğine kız çocuk, dilediğine erkek çocuk verir yahut hem kız hem erkek çocuk verir.” ifâdesinde kızların önce zikredilmiş olmasını dikkate alan bâzı âlimler, bundan “kızların erkeklere göre daha hayırlı olduğu” hükmünü çıkarmışlardır. (Feyzâ Ertem)
*
(...)Çocuklar ebeveynlerinin ayak izlerini ta’kip ederler. Yâni söylemlerimizden çok eylemlerimizden öğrenirler. Bu yüzden anne-babalar olarak, “çocuk eğitimi” dediğimiz kavramın altında öncelikli olarak kendimizi eğitmek / yetiştirmek olduğunun bilincinde olmalıyız. Bunun farkında olmayan her ebeveyn bu yolda çokça kaybolabilir ve hattâ çoğu zaman önünü göremeyebilir. Bu bağlamda çocuk eğitiminde mihenk taşımız, anne-babalar olarak doğru birer “örnek teşkil etmek” olmalıdır. (Hatice Kübrâ Engin)
*
İş yerinde, evde ziyâret, “iletişimin başlangıcı ve devamı” adına çok önemlidir. (...) Hiç beklemediği bir anda etrafında dostlarını gören kişiyle ilişkiler daha da güçlü olur. (Mustafa Taşkın)
GENÇ YORUM
Duyulmasıyla birlikte (...) günah, işlemeyi hatırına bile getirmeyen kişilerin aklına düşebilir; aklında olan, fakat henüz harekete geçmeyen kişiler onu işlemeye cesâret bulabilir! / Dillerde ve akıllarda dolaşmasıyla kötülüğün sıradanlaşıp yaygınlaşması ihtimâli vardır... (Adnan Nâcir)
*
Ailede verilebilecek en mühim eğitim “mânevî eğitim”dir. Akademik eğitimin zamanla telâfisi olabilirken mânevî eğitimin telâfisi çok zordur. (Beyzânur Altınbaş)
*
(...) “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam!” diyen Bediüzzaman Said Nursî, nasıl ömrünün yarısını hapiste geçirdi ve psikolojisi sapasağlam çıkabildi? Belki kiminiz “îmanından” diyecek; lâkin ben îmanın içindeki psikolojik esnekliğe vurgu yapmak istiyorum! Evet, îman da esneklik barındırır. Hattâ “Bu da geçer yâ Hû!” cümlesini buna örnek olarak verebiliriz. / Bu da geçer; sen devam et, yaşamaya devam et, acından kaçmamakla birlikte önüne bak. (...) Bâzen şartların değişmesi mümkün değildir, evet; ancak sen bu durumla birlikte gelişmeye, değerlerin doğrultusunda ilerlemeye devam edebilirsin... Böyle yapman yenilgiyi kabûl etmek değil, insan olduğun mânâsına gelir. (Şeydâ Sultan Zengin)
***
Not: Yukarıdaki tespitler, dergilerin Haziran 2022 tarihli sayılarından derlenmiştir.