Cumhuriyet Senatosu Genel Kurulu’nun 13 Mart 1970 tarih ve 50. Birleşimi’nde, Adalet Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Süleyman Demirel’in, tabiî senatör Ahmet Yıldız’ın, Merhum Adnan Menderes hakkındaki itham ve iftiralarına verdiği cevaptır.
Başbakan Demirel, Meclis kürsüsüne gelerek şu hararetli konuşmasını yapmıştır:
“Muhterem Senatörler, huzurunuza, bugün kendisini bu kürsüden müdafaa etmek imkânından mahrum bulunan ve bütün günahı on sene bu memlekete hizmet etmek olan, çok yakından tanıdığım bir devlet adamına yöneltilmiş bir itham olmasa idi gelmeyecektim.
“Tarih kimin hakkında ne karar verir, bunu tarihe bırakacağız. Ama, kendisini çok yakından tanıdığım, Türk vatanına ve Türk Milletine, Türk vatandaşına alev gibi bir sevgi ile bağlı olan merhum Menderes’e bu kürsüden ‘hırsız’ denmişse büyük bir günah işlenmiştir! (AP sıralarından alkışlar)
“Huzurunuzda siyaset yapmaya gelmedim. Merhum Menderes’e çıkarılmış hesap, örtülü ödenek hesabı olup, kuruş kuruş, santim santim hiçbirisi merhum Menderes’in şahsî masrafı değildir. Masraflar orta yerdedir. Devlet idaresinin icap ettirdiği birtakım masrafların, merhum Menderes’e zimmet olarak çıkarılması, ancak bir darbe idaresinin o günkü havasının neticesidir!
“Yassıada Mahkemesi’ne gelince; bu hür kürsüden şunu söyliyeyim. Yassıada’nın baş hâkimi ‘Sizi buraya getiren kuvvet böyle istiyor’ diye Yassıada Mahkemesi’ne girmiştir.
“Türkiye’de her şey konuşulacak, her şey konuşulacak. Birtakım tabuların altında zihinleri baskı altında tutmanın imkânı yoktur! Huzurunuzda şayet bilmediğim, tanımadığım, vatan sevgisine şahit olmadığım bir kimse itham edilmiş olsa idi, bildiğim kadarı ile müdafaa ederdim. Ama, kendisini çok iyi tanıdığım, yurdun tozlu topraklı yollarında, bu yurdu daha ileri götürmek için çırpınan bir insanın bu kürsüden on sene sonra itham edilerek kemiklerinin sızlatılmasına millet razı değildir! Biz de razı değiliz! Ben de razı değilim! (Adalet Partisi sıralarından alkışlar.)
“Nereye götürüyoruz Memleketi? Ne yapmak istiyoruz? Asmışsınız adamı, çıkarıp bir daha asmak mümkün mü? Bu ne kindir, ne nefrettir, ne bitmez tükenmez kindir!?”
Bu sırada Aydın AP milletvekili İskender Cenap Ege, oturduğu yerden “Bakalım onlar ne olacak?” diye haykırır. Tabii üye Suphi Gürsoytrak da, Demirel’e hitaben: “Sen de asarsın” der.
Başbakan Demirel devamla: “Bırakın bu hesapları açmayı. Açmayın bu hesapları. 1960 Türkiye’sinde bir başbakan asılmamalıydı!”
Bursa CHP milletvekili Saffet Ural da, oturduğu yerden “1970’de de asılabilir” diye çıkışır.
Başbakan Süleyman Demirel devamla: “Onun için devlet felçtir. Devletin işlerini kime gördüreceksiniz? On sene enine boyuna koşturun, götürün ondan sonra asın!? Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının sebebi olan bu usûl yeniden getirilmemeliydi. Ama gelmiştir, olmuştur. On sene milletin mahbubu olan bir insanın acısını bağrına basmış bu Memleket, daha çok acıya gitmesin. Memlekette daha çok çirkin hadiseler olmasın, barış olsun diye ulvî bir düşüncenin içerisinde Menderes’in acısını sineye çekmiştir!
“Bu gün mezarının üzerinde yabanî otlardan başka bir şey bulunmayan bir insanla uğraşmaktan bir şey çıkmaz. O insan ki, yurdu iptidaî bir iktisaddan, iptidaî bir ekonomiden kurtarıp, en ücra köşesine kadar hizmet görmesi gereken bir hamle içine girmesine her şeyini vermiş, daha sonra da başını vermiştir!
“Tarih şöyle yazacaktır, böyle yazacaktır diyorsunuz. Biz de söyleyelim; Tarih merhum Menderes’i, Türkiye’de büyük hizmetler görmüş bir insan olarak ve vatanperver bir insan olarak kaydedecektir, başına gelen ne olursa olsun!
“Saygılarımı sunuyorum.” (Adalet Partisi sıralarından şiddetli ve devamlı alkışlar.
İşte TBMM’nin ilk kuruluşundan beri Meclis kayıtlarında bulunan ‘Darbeci zihniyet’ ile ‘Demokrat zihniyet’in farklılıklarını ortaya koyan birçok misallerden sadece biri.