"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsan lükse kolay alışıyor

Mustafa Sait ÖNAL
09 Mayıs 2018, Çarşamba
FAS NOTLARI - 4

MARAKEŞ’TE SIKINTILI ANLAR YAŞADIK, BU BİZİM ÜZERİMİZDE OLUMSUZ ETKİLER MEYDANA GETİRDİ. BU SEBEPLE BİR AN ÖNCE BU ŞEHİRDEN AYRILARAK AGADİR ŞEHRİNE GİTMİK İÇİN YOLA ÇIKTIK. GARA GİDERKEN KARNIMIZI DOYURMAK İÇİN ÜNLÜ BİR FAST-FOOD DÜKKANINA GİRDİK. BURASI KARŞILAŞTIĞIMIZ ONCA ŞEYDEN SONRA LÜKS GELDİ. MEĞERSE NE KADAR DA ALIŞMIŞIZ BÖYLE LÜKSE. LÜKS İNSANIN BİR İHTİYACI MIYDI?

O sırada şiddetli bir yağmur başladı. Yağmur iri iri yağıyor kafamızı delercesine. Koşar adımlarla otele ulaşmaya çalışıyorduk. Haritaya baktığımda fark ediyorum, şehirden ne kadar da uzaklaşmışız öyle. Uzun bir süre yürüyerek ilerledik. Nihayet vardık otelimize. Yağmur son hızıyla yağıyordu. Islak kıyafetlerimizden kurtulup henüz daha saat akşam olmadan 6’yken yatağımıza girdik. İkimiz de kaç gündür 6 saatten fazla uyumuyorduk ve yorgunduk. Muhammed yorgunluğun etkisiyle uyudu, ben ise dabakhanede yaşadığımız gerginlikten uyuyamıyordum. Nihayet biraz yatışınca uykuya geçebildim. Şehir artık hiç umurumuzda değildi yarın öğleye kadar uyuyup doğruca otobüs garına gidecektik. Agadir’e gideceğiz yarın. Umarım orada güzel şeyler yaşarız, çünkü çok yıprandık buralarda.

AGADİR’E YOLCULUK

Sabah oteli terk edip gara doğru yürümeye başladık. Biraz da şehrin öteki taraflarını görelim diye otobüse binmiyoruz. Gara yaklaşırken dünyanın her yerinde olan bir fastfood zincirinde yemek yemeye giriyoruz. Ne kadar da alışmışız bu tarz yerlere, lükse... Düzen, medeniyet, lüks insanın bir ihtiyacı mıydı acaba?

Oturuyoruz burada uzunca. Instagram hesabımdan (@mustafasaitonal) canlı yayına geçiyorum. Yarım saatten fazla yüksek sesle canlı yayında Türkçe konuşunca yaşadıklarımızı anlatmak için, bir Türk geliyor yanımıza ve rica ediyor masamıza oturmak için. Buyur ediyoruz kendisini masamıza ve sohbete başlıyoruz. Emrah Bey kendisi. Ankara’da restoranları varmış. Şimdi, işleri geliştirmek için Marakeş’te bir restoran açmaya karar vermiş. Ancak o da maceralı ve kötü hatıralar yaşamış bu süreçte, onları anlattı. Acılarımızı ve sevinçlerimizi paylaştık karşılaştığımız bir Türk ile otobüs vaktimiz gelene kadar.

LÜKS OTOBÜS YOLCULUĞU ŞAHANEYDİ

Nihayet otobüs için vaktimiz geldi ve müsaade istedik Emrah Beyden, yolumuza devam etmek için. Çantalarımızı da alıp gara doğru gidiyoruz ikindi vakti geçerken. En lüks otobüsü tercih etmiştik. Zaten, paramız değerliydi burada. Bizim için fark sadece bir kaç euroydu en kaliteliyle, en kötüsü arasında. Samimî söylüyorum, şimdiye dek gördüğüm en lüks otobüstü bu bindiğim. Sanki bir uçağın first-classında seyahat ediyordum. Koltuk genişlikleri normale göre neredeyse üç kat fazlaydı.

Yolculuğumuz 3 saat kadar sürdü otobüsle Agadir’e varmak için. Otobüsten inip Mervan ile buluşacağız burada. Ali Abi irtibat sağlamıştı bize. Mervan dersteymiş şimdi biraz beklememiz gerekiyor garda. Yukarıda bir kahveyi gözümüze kestiriyoruz. Soranlara Fas kahvesinde oturmadık da demeyiz artık.

Vakit gelince taksiye atlıyoruz ve Mervan’ın bize gönderdiği adrese gitmek için yola çıkıyoruz. Camları ve kaportası dökülen hemen hemen 90’lardan kalma kırmızı bir Peugeot 205’e biniyoruz. Nihayet eve varıyoruz tanışma faslını geçtikten sonra yataklarımıza geçip dinlenmeye başlıyoruz.

Sabah, Mervan bize doğu misafirperverliğiyle Fas’a göre güzel denilebilecek bir kahvaltı hazırlıyor henüz biz daha uyanamamışken. İki gün Agadir’de kalacağız. Ne yapacağımızı kararlaştırmaya çalışıyoruz Agadir’de. Buraya gelirken gezimizi çok da planlamadık aslında. Doğaçlama gidiyoruz. Zaten böyle bir memlekette ne kadar plan yapsan da yapılan planlar tutmaz.

Kahvaltıdan sonra Mervan’ın okuluna gidiyoruz: İbn-i Zühr Üniversitesi. Otobüse binip okula gidiyoruz. Mervan bizi bir sınıfa götürüyor. Öğrenciler hukuk dersini dinlerken biz kenardaki kapıdan iki yabancı girip arkaya doğru ilerliyoruz. Fotoğraf makinemi hazırlarken soruyorum Mervan’a, “Fotoğraf çekebilir miyim?" diye. Mervan şakayla yasak olduğunu söyleyerek “Çaktırmadan çek” diyor. Bir kaç kare alıp hızlıca makinemi çantama geri sıkıştırıyorum. Biraz sonra da dersten çıkıyoruz. 

Gezi: Mustafa Sait Önal

-DEVAM EDECEK-

Etiketler: fas, mustafa sait önal
Okunma Sayısı: 3618
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • sebahattin

    9.5.2018 16:01:39

    Gezi yazıları benim de en sevdiğim yazı türlerinden. Çok güzel tespitler var.Mesela dünyanın ilk üniversitesini kuranın bir kadın olması gibi. İlgiyle, sevgiyle okuyorum. Yarın çıkacakları merak ediyorum. Tebrikler...Biraz daha tasvir... O zaman kendimizi yazının içinde buluyoruz.

  • Zübeyir

    9.5.2018 11:45:21

    Gezi yazılarınız için teşekkürler. Dikkatimi çeken şu oldu, farklı kültürleri, yerleri gezerken hep eleştirel gözle bakarsanız bu durum gezi yazılarına tesir ediyor ve ortaya orjinal bir çalışma çıkmıyor. Abdürreşid İbrahim'in gezi yazıları bugün bir şaheserdir, oysa ne şartlarda yazılmıştı...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı