"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bop ve büyük daralma

Mustafa Eren BOZOKLU
14 Ekim 2024, Pazartesi
(Kimilerine göre) RAND Corporation tarafından hazırlanarak (2004) Bush yönetimine sunulan, hedefi İslâm dünyasının önemli merkezlerinin ve periferisinin ABD tarafından nasıl kontrol altına alınabileceğini göstermek olan “Sivil Demokratik İslâm: Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler” başlıklı rapor büyük bir proje hâline gelmiş, şimdilerde kamuoyunda Büyük Ortadoğu Projesi olarak tanınmaktadır.

Belli ki 11 Eylül’ü planlayanlar tarafından raporun taslak çalışmaları yapılmış ve Amerikan Yönetimine (özellikle İsrail’in hedeflerine kilitlenmek konusunda) bir projeksiyon sunmak üzere 2004’te iletilmiştir. Bugün biz Müslüman halklar bir bakıma bu raporun bazı sonuçlarıyla yüzleşiyoruz. Raporla ilgili yapılan yorum ve haberlerde Türkiye’nin “model(!)” olarak dizayn edilecek hedef ülke seçildiği, bu konuda ABD’nin önündeki engellerin ülkedeki Kemalist kesim ile Milliyetçi unsurlar olduğu belirtildiği söylenmektedir. Yaşanan olaylar, raporun bir komplo teorisinden veya fikir jimnastiğinden öte işlevlerinin olduğunu göstermektedir. 

Raporun hedefleri ile ülkemizde yaşananlar düşünüldüğünde, Türkiye’nin hem AB’den uzaklaştırılması hem de BOP’a uygun bir forma sokulması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Nitekim, öncelikle 2005 yılında başlayan AB’ye katılım müzakerelerinin 2008 yılından itibaren giderek yavaşladığı ve 2016’da fiilen durduğu, Haziran 2018’de müzakerelerin AB Konseyi tarafından askıya alındığını görmekteyiz.

Bu sürece ilaveten 2009 yılında Muhsin Yazıcıoğlu’nun şüpheli ölümü, 2013 Mayıs ayında ortaya çıkan Gezi Parkı Olayları, 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonları, 2014’te MİT’e ait olduğu iddia edilen TIR’ların durdurulması gibi hadiseler Türkiye’de yerleşik yönetim sisteminin ve erklerinin BOP’a uygun hale getirilmesinin istendiğini göstermektedir.

2016’da gerçekleşen 15 Temmuz Olayı ise BOP’un önündeki engeller olarak görülen Milliyetçi ve Ulusalcı Kemalistlerin yönetime fiilen ortak olmalarıyla Türkiye’yi yeni bir konuma itti. Türkiye NATO’dan ve AB’den hızla uzaklaşmaya başladı, Rusya gibi tarihinde devamlı gerginlik yaşadığı pek çok aktörle beraber çalışmaya başladı, en önemli ve dikkat çekici durum ise iç siyasette gerçekleşti, Türk siyasetinin temel dört kanadından üçünü oluşturan Siyasal İslâmcılar, Milliyetçiler ve Kemalistler birlikte çalışmaya başladı. 15 Temmuz’un yenilen tarafı olarak görülenler şiddetle dışlandı, cezalandırıldı; yurtdışına giden ve zaten orada bulunanlar da siyasetli bir cemaatin geleceği noktaya, giderek radikalleşerek saldırgan bir hâl almaya başladı.

Bugün Türkiye’nin özellikle ekonomik ve sosyal alanda büyük bir saldırı altında olduğunu görmemek mümkün değildir. Kemalizm bir kez daha bu saldırılara karşı koymak için sığınılacak bir liman olarak sunulur oldu. Türkiye halkı, bugünlerde BOP’u kurgulayanlar ile Kemalizm’in parlak yıllarına dönmek isteyenlerin mücadelesini seyrederken şaşkın bir durumdadır. Nur Talebeleri açısından durum dramatik bir şekilde seyretmektedir. 15 Temmuz hadisesi siyasî bakış açısından ayrışmış kesimler arasındaki sınırları daha bir kalınlaştırmış, gerginliği daha bir artırmıştır; ancak her iki tarafın da “iman hizmeti” açısından büyük bir daralma yaşadıkları görülmektedir. Bu daralmanın en belirgin sebebi siyasî alanda fazlaca enerji harcamakla izah edilebilir. Halbuki iman hizmetinde ne hükumete karşı bir cephe açmış gibi muhalif bir unsur hâline gelmek ne de hükumetin yanlışlarını da sahiplenecek kadar tarafgirane vaziyet almak yoktur. Risale-i Nur talebelerinin tarafgir veya muhalif olacak bir duruma düşmemeye özen göstermek ve en önemli dava olan iman hakikatlerini çağın gereklerine uygun yöntemler, araçlar ve usullerle gerçekleştirmeye devam etmek gibi devasa bir vazifelerinin olduğu hatırlanmalıdır.

İsrail’in Filistin’i açıkça işgal etmek için başlattığı savaşın o bölgede kalmayacağı açık şekilde görülmektedir. Hem Lübnan hem İran bu savaşa dahil edilmek istenirken Türkiye ise şimdilik istikrarsızlaştırma operasyonlarının sıklaştırılmasıyla yüzleşmeye devam etmektedir. 15 Temmuz sonrası oluşan Kemalist-Milliyetçi-Siyasal İslâmcı fiilî koalisyon hükumetine diz çöktürmek için konvansiyonel haber kanallarında ve sosyal medyada halkın moral ve motivasyonunu düşürecek asimetrik yayınların yapılması, ekonomi, finans ve savunma alanında ülkenin zayıflatılarak manevra alanının daraltılması, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi gibi lokasyonlarda askerî yığınak yapılarak Türkiye’nin izole edilmesi bunlardan bazılarıdır. Şimdi, hâl böyle iken, Nur talebelerinin yüzleşmeleri gereken bir durum vardır: Ya hükumet edenleri sürekli eleştiren defakto bir muhalefet olmaya devam etmek veya onlara tam destek veren taraftarlar olmakla parçalanmışlığın devamını sağlayacaklar (ki bu ise esas meslekleri olan imana hizmet işinin sürekli daralması demek olacaktır) ya da bundan vaz geçip asimetrik savaşın esas hedefi olan insanlara, kendi hizmetlerinin temel coğrafyasına yönelerek on yıllardır devam eden “büyük daralma”dan kurtulmaya çalışacaklardır. Bediüzzaman’ın İkinci Dünya Savaşı’na karşı kayıtsızlığı ve iman hizmeti’ne yaptığı vurgu, bu daralmadan çıkış yolunu göstermektedir. 

Okunma Sayısı: 4373
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet

    14.10.2024 20:18:09

    Bunların ulusalcılığı Kemalistliği milliyetçiliği siyasal İslamcılığı görüntüden ibaret hepsinin bir maksadı aynı noktada temerküz ediyor. BOP için bütün maddi/manevî değerleri boşalttılar.

  • Semanur Tunoğlu

    14.10.2024 17:08:23

    İktidarıyla muhalefetiyle bütün ülkenin Risale-i Nurlara ihtiyacı var. Bizim davamız iktidara gelecek olanları belirlemek değildir. Biz ne kadar çok kişinin imanını kurtarabilirsek o kazançtır.

  • Andullah

    14.10.2024 16:57:35

    Son zamanlarda polislere yapılan saldırıların vuku bulması aslında toplumda kaotik bir durum oluşturmaya matuf. Zira toplumda güvenliği sağlamakla memur bir tabakanın kendi güvenliğini sağlayamayacak kadar kurşunlara hedef olup cinayete kurban gitmesi toplumda Güven bunalımı oluşturmak ve arkasından halkın güvenliğimizi sağlamak istiyoruz diye haykırmasını beklemek amacına yönelik bir sinsi planın devreye girdiğini, görünmez Bir elin bunları amaçladığını görmek gerek.

  • Orhan Ali YILMAZ

    14.10.2024 15:53:09

    Dâhilî problemlerin kaynaklarını şu "hariçte" aramak refleksi, tıpkı şu bizim Nasrettin Hocanın, şu ahırda kaybettiği yüzüğünü şu avluda araması kabîlinden, tam da şu "devletçi refleksi" yansıtıyor...

  • Ömer

    14.10.2024 14:56:04

    Halbuki iman hizmetinde ne hükumete karşı bir cephe açmış gibi muhalif bir unsur hâline gelmek ne de hükumetin yanlışlarını da sahiplenecek kadar tarafgirane vaziyet almak yoktur. Risale-i Nur talebelerinin tarafgir veya muhalif olacak bir duruma düşmemeye özen göstermek ve en önemli dava olan iman hakikatlerini çağın gereklerine uygun yöntemler, araçlar ve usullerle gerçekleştirmeye devam etmek gibi devasa bir vazifelerinin olduğu hatırlanmalıdır. Sayın yazar sizce Yeni Asya camiası ve Ceridesi nerden bakmış meseleye? Onuda bir yazsanız taraf mı muhalif mi bilelim net bir şekilde???.🧐🤔

  • Aşkın

    14.10.2024 14:30:39

    Yazıda insicam aradım.dünya siyaseti tabi bulamadım.BOP projesi bizi Avrupa birliğinden ayırmak istiyorsa siyasal İslam ve milliyetçi kemalistler zaten istemez.ama onlar BOP a engel olduğu söylenmiş.15 temmuza giden olaylar ve AB den kopup Ergenekon cular iktidara ortak oldu.O zaman bu süreç BOP u uygulamaya sokmayla ilgisi yok.istenmeyen olay olması gerekir.İkinci dünya savaşinda üstadın hükümet lehinde davranması gibi net bir durum göremiyorum.selamlar

  • Gaffur

    14.10.2024 13:17:51

    “Halbuki iman hizmetinde ne hükumete karşı bir cephe açmış gibi muhalif bir unsur hâline gelmek ne de hükumetin yanlışlarını da sahiplenecek kadar tarafgirane vaziyet almak yoktur. Risale-i Nur talebelerinin tarafgir veya muhalif olacak bir duruma düşmemeye özen göstermek ve en önemli dava olan iman hakikatlerini çağın gereklerine uygun yöntemler, araçlar ve usullerle gerçekleştirmeye devam etmek gibi devasa bir vazifelerinin olduğu hatırlanmalıdır” Geçmiş yıllarda bu paralelde, gazetenin yayın politikasını gözden geçirmesini, aşırı muhalif tutumuna son vermesini isteyen bir Umumi meşveret kararımız da vardı. Bizim iman Kur’an hizmetindeki hedef kitlemizin, çalışma alanımızın, gayretimizin, bütün siyasi ve ideolojik farklılıklar da ki insanlara hizmet etmek olduğu unutulmadan çalışılmalı ve bir tarafın yanlışları üzerine yoğun mesai harcanıp tarafgir duruma düşüp, muhalif olduğumuz siyasetin tâbilerini hizmetten uzaklaştırmamalı. Yazarı tebrik ederiz.

  • Orhan Ali YILMAZ

    14.10.2024 09:09:37

    "Bugün Türkiye’nin özellikle ekonomik ve sosyal alanda büyük bir saldırı altında olduğunu görmemek mümkün değildir." Bu görüş, şu yaşadığımız ekonomik ve sosyal sıkıntılarımıza şu kaynak olabilmesi, şu gösteribilmesi bakımından, şu sebepler tahtında, şu "argümanları" bakımından gayet "nahif" hem de şu "zayıf" görünüyor....

  • Orhan Ali YILMAZ

    14.10.2024 03:08:39

    Daire-i İtikad'da iken, şu Daire-i Esbab'a bakmak, bazen insanı şu "dalâlet"e atar ve şu "Cebriyeci" yaparmış... Hem de Ludwig Wittgenstein'in dediği gibi; buz pürüzsüzdür, ama şu üzerinde yürünülmez.. vesselâm...

  • Pelin Kurukahveci

    14.10.2024 01:09:30

    Hocam Allah razı olsun çok güzel bir noktaya temas etmişsiniz. Üstad 2.dünya savaşında ne yaptıysa bugün o yapılmalı. Çocuklar gençler perişan oluyor. Ne olur onları kurtarmak için dersanelerimizi hizmet merkezleri haline getirmeye gayret edelim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı