Elest meclisinden geldin söz ile,
Kulluk vazifesini layıkıyla yap diye.
Rehber et Sünnet-i Seniyyeyi kendine,
İntisap et Rabb’ine, sahip çık bend’ine.
Anne kapısından girdin ağlayarak ,
Büyüttüler seni sırtını sıvazlayarak,
Koyup gidecekler kabre sızlayarak,
Hazırlan din gününe, emirlere uyarak.
Dünyadan çıkmadan önce bak mâzine,
Boşa gittiyse ömür sermayen, vâh haline.
Aciz bir kulsun, söylesene güvenirsin neyine,
Meşru dairede kal, bak ukbada keyfine.
Söz verdin, bildin de geldin, sarıl tevhide,
Azcini, fakrını düşünüp dayan teslime,
Sebeplere riayet edip yapış tevekküle,
İşte o vakit kavuşursun saadet-i dareyne.
Hatasız kul olmaz, elbet olur insanda kusur,
Kalpler ancak Allah’ı anmakla bulur huzur,
Seni hayvandan ayıran aklındaki o şuur,
Esma-i İlâhîyi fehmedince verir sana sürur,
Sözüne sadık ol, olursun iki cihanda mesrur.