Peygamber Efendimizin (asm) gelişiyle birlikte insanlık ve tüm varlıklar, İslamiyet’in nezaketi, hoşgörüsü, affediciliği, sabrı ve anlayışımızın ötesindeki yüce ve tertemiz güzel hasletleriyle olumlu bir şekilde telkin edilip nasihat edilmiştir.
Peki bu yüce hasletleri kendi enfüsî dairemizde nasıl etkili hâle getirip uhuvvete kuvvet verebiliriz? Sahabe mesleğini layığı ile nasıl devam ettirebiliriz? “Hangi hal bu yüce hasletleri taşıyabilir?” diye sorduğumuzda, “Yumuşak huylu olmak” bu yüce hasletleri taşımak için verilebilecek en önemli cevaptır. Peygamberimizin (asm) nurunun Hz. Adem ile yeryüzüne indirildiğini ve en yumuşak huylu olan oğul ile taşındığını dikkatle nazarımıza alırsak, yumuşak huyun mesleğimizdeki önemini zihinlerdeki diğer kıymetli bilgilerle tahayyül edebiliriz. Evet uhuvvet yumuşak huy ile temin edilebilir.
YUMUŞAK HUYLU OLMA
Evet Peygamber Efendimiz (asm) ve Ashabı, İslâmiyet’i yumuşak huylulukla tanıttı. Bu yumuşak huy insanları sakinleştirdi, içlerinde duydukları öfkeyi dindirdi. Ve Uhuvveti temin etti. Birçok hakikatli hâdise içerisinden şu hâdiseye beraberce bakalım;
Peygamber Efendimiz daha Medine’ye hicret etmeden önce Medinelilerin isteği üzerine Hz. Musab’ı İslâm’ı anlatması için görevlendiriyor. Fakat Medineli Hristiyanlar Hz. Musab’ın gelişinden rahatsız oluyor ve onu öldürmek istiyorlar. Useyd bu görevi alıyor ve hiddetli bir şekilde mızrağını eline alıyor. Hz. Musab Medinelilere meydanda tebliğde bulunuyor. Useyd geliyor ve orada bulunan Ashaba “Ne işiniz var burada, bizi kandıramazsınız, canını seven hemen burayı terk etsin” diye tehdit ediyor. Hz. Musab “Biraz oturmaz mısın? Hele bi tanışalım. Söyleyeceklerimi bir dinleyin. Belki hoşlanırsınız. Aksi olursa zaten sizi kim zorlayabilir ki? Biz de çeker gideriz.” diyor. Useyd’in hiddeti bu yumuşak ve anlayışlı tavır karşısında hızla kayboluyor. Hz. Musab yumuşak usluba devam ederek İslâmiyeti anlatıyor. Useyd dinliyor soru soruyor, Hz. Musab sorulara yumuşak şekilde cevap veriyor ve Hz. Useyd İslâmla şerefleniyor.
Evet Resul’ün ve Ashabının vazifesi tebliğden ve tebliğ ettikleri hakikati yaşamaktan başka bir şey değildi. Ancak İslâmiyet’in zarafetine uygun bir şekilde yumuşak bir şekilde yaşayıp aktaracaklardı. Bizler de Peygamberimizin (asm) çağrısına uyan ahirzaman mü’minlerinden olan Risale-i Nur hadimleri olarak Sahabe mesleğini ifa ediyorsak birbirimize ve başkalarına karşı yumuşak huylu davranarak uhuvveti kuvvetlendirmekle mükellefiz. Allah muvaffak eylesin. Amin…
Evvet Risale-i Nur’un üslubuna, Üstadın talebeleri ile muhatabiyetine bakacak olursak bu yumuşak huyun devam ettiğini ve etmesi gerektiğini anlayabiliriz. Zira Üstad Bediüzzaman bizlerin mesleğini ve aramızdaki kardeşlik bağını İhlâs Risalesi’nde şöyle izah etmiştir. “Mesleğimiz halîliye olduğu için, meşrebimiz hıllettir. Hıllet ise, en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmert kardeş olmak iktiza eder.” Evet Sahabe mesleğinin devamı uhuvveti teminden, uhuvveti temin etmenin yolu da yumuşak huylu olmaktan geçiyor diyebilir miyiz?
Rabbim bizleri birbirine Üstadın tarifindeki gibi bir kardeş olmayı nasip etsin inşallah. Amin.