Besmele, içerdiği manalar itibarıyla son derece derin ve kapsamlıdır.
Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerinde besmelenin başındaki “be” harfinin farkı manaları vurgulanmaktadır. Örneğin Kızıl İcaz adlı eserinde, “be” harfinin, bir musahabe (eşlik etme) anlamı olduğu anlatılır. Bu, her hayırlı işe Allah’ın adıyla başlamanın, sadece bir yardım talebi (istiane) değil, aynı zamanda o işe Allah’ın adının eşlik etmesi ve bereketinin istenmesi (teberrük) anlamına geldiğini gösterir. Besmelenin başına “de ki” takdir edilerek, besmelenin sadece bir vesile değil, aynı zamanda bir maksad olarak görülmesi gerektiğini ifade eder. Bu, her hayırlı işe başlarken evvela besmeleyi okuyarak, ondan külli bir istifade sağlanması ve daha sonra diğer maksadlar için bir vesile kılınması gerektiğini vurgular. “Be” harfi, her şeyde bir alet ve vesile olmak gibi genel bir manaya sahiptir ve besmeleyi sadece bir vesile olarak değil, aynı zamanda bir maksad olarak görmek, ubudiyetin ruhuna daha uygun bir hale girmek demektir.
İşârâtü’l-İ’caz’da ise, “be” harfinin teyemmün (bereketten istifade etmek) veya istiane (yardım istemek) gibi farklı anlamlara da sahip olduğu izah edilir. Bu anlamın misâli Emirdağ Lâhikası’nda şöyle ifade edilir: “Ya rabbi, ben senin isminin yardımıyla ve onun bereketiyle okuyacağım. Her şey senin kudretinle ve icadınla ve tevfîkinle olduğu gibi, yalnız ve yalnız senin isminle başlıyorum.”
Yani Bediüzzaman, besmelenin her hayırlı işe başlarken evvela okunarak, ondan külli bir istifade sağlanması ve daha sonra diğer maksadlar için bir vesile kılınması gerektiğini hatırlatır. Bu derin mana, besmelenin basit bir zikir olmadığını gösterir ve aynı zamanda hayatımızın her sahasında Allah’ın adıyla hareket etmemiz gerektiğinin bir hatırlatıcısı olarak hizmet eder. Her işe “Bismillah” diyerek başlamak, o işin Allah’ın rızası doğrultusunda ve O’nun bereketiyle yapılacağının bir niyet beyanıdır. Böylece besmele, hayatımızın her anında bize eşlik eden, rehberlik eden ve bereket getiren bir dost haline gelir. Üstad Bediüzzaman’ın ifadesine göre, bu musahabe anlayışı, besmelenin sadece bir istiane (yardım talebi) olmadığını, aynı zamanda her hayırlı işe eşlik eden ve o işi Allah’ın adıyla mübarek kılan bir ruh olduğunu gösterir. Bu ruh, her bir Müslümanın hayatında, her bir işinde, her bir niyetinde Allah’ın adını anarak, O’nun rızasını ve yardımını talep etmesi gerektiğini hatırlatır. Besmele bu şekilde hayatımızın her köşesinde, her adımında, her başlangıcında bizi kuşatan ve Allah’ın rahmetini, bereketini ve yardımını bizlere sunan bir nimet olarak karşımıza çıkar.
Sonuç olarak besmele, sadece bir ayet değil, aynı zamanda her Müslümanın hayatında derin bir mana ve maksat taşıyan, her hayırlı işe başlarken okunması gereken, Allah’ın adıyla her işe eşlik eden ve o işi bereketlendiren kutsal bir sözdür. “Öyle ise, hiç kimse, hiçbir işini Besmelesiz bırakmasın.”