Ana yapısı camii olup; camiinin yanında hamam, medrese (şimdiki üniversite), mektep (ilk, orta,lise) imaret, türbe, kütüphane, aşevi, darüşşifa, kervansaray, muvakkithane ve çarşı gibi yapıların beraberce bulunduğu bütünsel tesislere külliye denir.
Bizim Beştepe külliyesinde bu saydıklarımızın hangisi var? Hemen hemen hiçbiri.
Saray, hükümdarların ikamet ettiği büyük ve gösterişli yapıya verilen ad.
Saraylar, devlet erkanı ve devletin oradan yönetilmesi için inşa edilirler, külliyeler halka hizmet için dinî ve sosyal amaçlı olarak yapılırlar.
Sarayların tüm maliyetini devlet hazinesi karşılar. Külliyeler, içlerindeki ücretli hamamlar, kiralık dükkanlar ve çarşılar vasıtasıyla kendi maliyetlerini kendileri karşılar; hazineye yük olmazlar.
Saraylarda hükümdarlar yaşar. Külliyenin içinde bulunan kervansaraylarda, o yoldan geçen herhangi biri ücretsiz ya da ücreti mukabili istediği kadar yaşayabilir. Meselâ Beştepe bir külliye ise; Ankara’ya her yolum düştüğünde külliye yetkilileri beni Beştepe külliyesinde konaklamama müsaade eder mi?
Saraya girebilmek için neden geldiğinizi anlatmak ve bu nedeninizin uygun bulunması gerekir? Bazen bu uygun bulunma süreci haftalar, hatta aylar sürebilir. Aylar sonra uygun bulunmayabilirsiniz de… Külliyeye geldiğinizde, birilerine neden geldiğinizi anlatmanız gerekmez, hemen külliyeden içeri adımınızı atabilirsiniz.
Saraya ziyaret için kabul edilseniz bile, içeri girebilmek için en az bir düzine koruma güvenlikten geçersiniz. Külliyelere hiçbir güvenlik önlemiyle karşılaşmadan elinizi kolunuzu sallaya sallaya girebilirsiniz.
Sarayların mutfakları yalnızca saray eşrafına hizmet verirken, külliyelerde imaretler ve aşevleri bulunur, tüm fakir fukara ve garip guraba buralarda karnını doyururdu.
Saraylarda sefirler (büyükelçiler), devlet başkanları ağırlanır, önemli devlet meseleleri konuşulur. Külliyelerde, yolcular, hastalar, öğrenciler, halkın her kesimi ağırlanır. Saraylarda engin bir şatafat ve kibir göze çarparken, külliyelerde engin bir sadelik ve tevazu göze çarpar.
Sonuçta külliyeler halk için, saraylar hükümdarlar için hizmet görürler.
Yani, bin küsür yıllık bir külliye tarihinde, Angela Merkel gibi bir devlet başkanı ağırlanmamış ve bu ağırlanmayan başkan altın bir tahta, yani altın bir koltuğa oturtulup poz verdirilmemiştir. Zaten külliyelerde altın bir taht-koltuk da bulunmaz. Bence Erdoğan o taht-koltuğu ziyaretçilere açmalı. Herkes, başına bir krallık tacı takıp öyle bir taht koltuğa oturarak bir de poz verip, böyle bir fotoğraf resmini alt nesillerine aktarmak ister. Böylece, Saray giderlerini karşılayacak önemli bir gelir kapısı da açılmış olur. Bu önerimi saray danışmanları dikkate alsınlar lütfen.
Dünyanın en büyük sarayı Beştepe Sarayı’nın açıldığı gün, Beştepe Sarayından % 34 daha küçük bir saraya sahip olan Brunei Sultanı’nın, kendi sarayının balkonundan ellerini havaya doğru açarak “Erdoğan, Erdoğan..” diye bağırıp üzüntüsünden hüngür hüngür ağladığı tahmin ediliyor.
Yani anlayacağınız Beştepe’ye külliye demek, hem külliyelere, hem de saraylara bir hakaret olur. Beştepe, son model, ama bir o kadar masraflı tabiri caizse 4x4 bir saraydır. Sarayın günlük elektrik, su, ısıtma, soğutma, personel ve işletme giderlerinin 700 bin TL civarında olduğu tahmin ediliyor. Çankaya’nın günlük masrafı 50 bin TL var mıydı acaba? Aradaki 650 bin TL’lik farkla, günde 65 bin kişiyi doyurabilir, ya da her gün ev sahibi olmayan dört aileyi ev sahibi yapabilirsiniz. Veyahut aylık 947 TL asgari ücretle 750 kişiyi iş sahibi yapabilirsiniz.
Ülkenin durumu “Ayranı yok içmeye, ….. ….. …..” veciz sözünü hatırlatıyor. En alttakiler ve en üsttekiler. İçimden bir his artık “Bu devran böyle gitmez” diyor.