1 kg kabuklu fındık 8.00 TL.
1 kg (litre) süt 1.95 TL.
1 kg nohut 5.95 TL.
1 kg pirinç 4.50 TL.
1 kg tulumba tatlısı 8.50 TL.
1 kg muz 5.00 TL.
1 kg patates 0.65 TL yani 65 kuruş.
1 kg buğday 0.90 TL yani 90 kuruş.
1 kg ekmeklik un 1.60 TL.
Sıkı durun.
1 kg ekmek 5 TL. 400 gr ekmek 2.00 TL. Yani 1 kg ekmek tamı tamına 5 TL.
Her zaman ekmek aldığım fırınıma üçlü ekmek için parayı uzatıyorum.
Fırıncı: Abi bu para.
Ben: Bozuk paran yoksa üstü kalsın, yarın ekmek alınca oradan sayarız.
Fırıncı: Yok abi, verdiğin para yetmiyor.
Ben: Dün fazla geliyordu, bugün nasıl yetmiyor?
Fırıncı: Abi ekmeğe 1 Nisan’da % 35 zam geldi. Sizin haberiniz yok her halde.
Ben: Millete 1 Nisan şakası yaptınız yani.
Fırıncı: Yok abi, 1 Nisan’a denk gelmiş.
Ben: Ekmeğin kilosunun 5 TL’ye denk geldiğinin farkında mısınız?
Fırıncı: Abi bu fiyattan bizde rahatsızız. Fırıncılar Odası fiyatı belirlemiş, herkes aynı fiyattan satıyor.
Ben: Nasıl kârınız arttı mı bari?
Fırıncı: Yok abi artmadı, düştü. Millet ekmek almaktan vazgeçti. Ya ekmek almaya gelmiyorlar, gelenler de bayat ekmek soruyor.
Ben: Bayat ekmek?! Tavuklara yem için mi?
Fırıncı: Abi bana 1 Nisancı diyorsun şakayı sen yapıyorsun.
Ben: Ne şakası kardeşim. Anlat bakalım şu bayat ekmek hikâyesini de dinleyelim.
Fırıncı: Bak abi, bizim şu üst rafa senin de aldığın, yemede yanında yat türü, mis gibi kokan taze sıcak ekmekleri koyarız. Alt rafa ise, dünden kalan satılamayan bayat ekmekleri koyarız.
Ben: Kaldır bakalım örtüyü ne kadar ekmek var bir görelim.
Fırıncı: Kaldırdım abi.
Ben: Ula kardeşim burada daha çok ekmek var yahu.
Fırıncı: Abi fırınımızda bayat ekmek taze ekmek kadar satıyordu zaten. Bu son zamlardan sonra herkes bayat ekmek sorar hale geldi. Taze ekmeğe göre fiyatı % 33 daha ucuz.
Ben: Öyleyse ver bakalım bana da bir ekmek, bayatından olsun. Milletimin bayat ekmek yediği yerde bize taze ekmek yemek yakışmaz.
Fırıncı: Abi ısıtıp da ye. Öyle daha güzel oluyormuş.
Milletin bir numaralı gariban ekmeğinin kilosu 5 TL’ye dayanmış, millet bayat ekmek yiyor. Ağırıma gitti yahu. Gittim markete, en kalitelisinden 40 TL’ye 1. sınıf 25 kg Hekimoğlu un aldım. Yani kilosu 1.60 TL. Attım evin içine.
Hanım sordu: Hayrola savaşa mı girdik? Ne yapacağız bu kadar unu.
Cevap verdim. Yiyeceğiz, yiyeceğiz. Unu ekmek yapıp yiyeceğiz. Gerekirse evin içine fırın inşa edeceğiz, ekmek fiyatları makul bir seviyeye gelinceye kadar, kendi ekmeğimizi kendimiz üreteceğiz.
Açtım interneti, bazlama makinası, ekmek yapma makinası, lavaş makinası zebil. Hepsinden birer tane sipariş 300-350 TL tuttu tutmadı. Belli ki maliyetlerini 2-3 ayda amorti edecekler. Bazlamanın marketteki fiyatını hesapladım 600 gramı 4.95 TL. Kilosu 8 TL’yi buluyor. Hem de bayat. Gittim eve ekmek yapma makinasında 45 dakikada mayalanan hamuru aldım dışarıya, verdim bazlama makinasına, elektrik sarfiyatı neredeyse sıfır. 2,5 dakikada mis gibi kokulu bazlamamız pişti. Kg olarak maliyeti en kabadayı elektrik dahil 1.80 TL. Hazır bayat bazlama kaç TL’ydi; 8 TL. 1 Kg ekmek kaç liraydı 5 TL. Dört kişi günde üç öğün ne kadar ekmek tüketiyorduk ortalama 1,5 kg. Günlük kâr ne kadar en az 5 TL. Ayda ne yapar 150 TL. Hijyen de cabası. Ekonomik durumunuz ne olursa olsun, bu hesap hayata saygıdır. Tabiî ki yeterli zamanınız var ve bu işten keyif de alıyorsanız. Ben de kendi namıma, ekmekteki yüksek fiyat politikasına karşı durmak için artık hazır ekmek satın almayacağım. Fırınlara da duyurulur, Kılıfoğlu artık ekmeğinizden almıyor. Kendisi pişiriyor, kendisi yiyor.
Ekmek fiyatları neden yükseliyor? Çözüm ne? Çözüm oldukça basit. Tarım Bakanı görevini devretmeli. Nasıl olsa 23 Nisan’da görevini bir öğrenciye devredecek. Benim oğluma devretsin, bir hafta da süre versin. Oğlum da bu bir haftada ekmek fiyatlarını makul seviyeye düşürsün.
1 Mayıs’ta bakanlık koltuğu yine kendisinindir.
Hodri meydan…
Kendim için bir şey istiyorsam namerdim…
Bir sonraki yazımızda.
Bekleyin…