"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Evlenme çağında bir siyah genç...

17 Mart 2014, Pazartesi
“Madem bu dar-ı âlemde. Bu kadar acip ve ayrı ayrı lezzetlere medar; ekl ve nikâhtır. Elbette dar-ı lezzet ve saadet olan Cennette o lezzetler, o kadar ulvî bir suret alıp ve vazife-i dünyeviyenin uhrevî ücretini de lezzet olarak ona katarak ve dünyevî ihtiyacı dahi uhrevî bir hoş iştiha suretinde ilâve ederek, Cennete lâyık ve ebediyete münasip, en cami hayattar bir maden-i lezzet olur.” Bediüzzaman Said Nursî
Sa’d Radiyallahü anh bir gün Peygamber Efendimize (asm) geldi ve:
“Ya Rasûlallah, yüzümün siyahlığı Cennete girmeme mani midir?” diye sordu.
Peygamber Efendimiz (asm):
“Hayır! Irkçılık Cahiliye devrinden kalma adetlerdendir. Allah katında üstünlük ancak takva iledir.” buyurdu.
Buna çok sevinen Sa’d (ra) devam etti:
“O halde insanlar niçin beni hor görüyor, niçin kimse bana kızını vermiyor?”
Peygamber Efendimiz (asm) biraz düşündü ve:
“Amr bin Veheb’in evine git, selâmımı ilet ve kızını Allah’ın emri ile iste.” buyurdu.
Sa’d (ra) hemen Amr bin Veheb’in evine gitti. Peygamber Efendimizin (asm) selâmını iletti ve kızını istedi. Fakat Amr bin Veheb çok şaşırdı ve teklifi reddetti. Hatta bir daha böyle bir teklifle gelmemesi gerektiğini söyleyip kızdı. Sa’d (ra) kırgın bir şekilde evden ayrıldı.
Sa’d gider gitmez, Amr’ın kızı babasına çıkıştı: 
“Babacığım, nerden biliyorsun bu teklifin Allah’tan gelmediğini? Bana sorarsan yanlış yaptın. Keşke beni ona verseydin! Efendimizin razı olduğundan ben de razı olurum.” dedi.
Bunu duyan baba koşarak evden çıktı. Genci buldu, özür diledi ve:
“Kızımı sana nikâhlıyorum.” dedi.
Sa’d (ra) buna çok sevindi, Efendimize (asm) olanları bildirmek için mescide geldi, anlattı. Efendimiz(asm):
“O zaman git ve evini hazırla, aile oturacak şekilde düzenle.” buyurdu.
Bunu duyan Sa’d (ra) yine durakladı:
“Ya Rasulallah, benim evimi döşeyecek bir tek dirhemim bile yok.”
Efendimiz (asm):
“Öyle ise Ali’ye, Osman’a, Abdurrahman bin Avf’a git. Onlar sana ikişer yüz dirhem versinler.” buyurdu.
Bunun üzerine Sa’d (ra) Efendimizin (asm) söylediğini sahabelere iletti. Sahabeler söylenen rakamdan çok daha fazla yardımda bulundular. Ve artık aile kurmak için yeterli miktarda parası olan Sa’d (ra) çarşıya gitti.
Çarşıda kulağına bir ses geldi. Ses onu dehşete düşürmüştü:
“Ey kendini Allah’a adayan Müslümanlar! Cihad zamanıdır. Gidin ve orduya dâhil olun…”
Sa’d (ra) bir an bile düşünmeden kendisine kılıç, at ve zırh aldı. Elindeki bütün parayı bunlara verdi. Ve orduya dâhil oldu.
Ordu harekete geçti. Uzun bir yolculuğun ardından düşman ile karşılaştılar ve savaş başladı.
Savaş neticesinde şehitler tesbit ediliyordu. Birden bir ses:
“Allahu Ekber! Evlenmek üzere olan Sa’d da şehit!” diye bağırdı.
Bunu duyan Efendimiz Sa’d’ın (ra) cesedinin başına geldi ve:
“İnna lillah! Seninle havz-ı Kevserimin başında buluşacağız.” dedi.
Efendimiz (asm), Sa’d’a (ra) uzun süre baktıktan sonra çevresindekilere döndü ve şöyle buyurdu:
“Sa’d’ın kılıcını, mızrağını ve atını alın, onu kabul edip bekleyen kızcağıza götürün. Ve babasına deyin ki;
“Kızını vermekte tereddüt ettiğin siyah gence Allah Cennet hurilerini lâyık gördü!”
Okunma Sayısı: 21803
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Habip

    8.6.2021 23:33:26

    Elhamdulillah o şimdi cennete ve efendime komşu.

  • Gülten

    28.1.2021 23:37:55

    Kaleminize sağlık, çok güzel bir yazı olmuş, linkinizi kendi blogumda paylaştım

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı