Hz. Ömer (ra)ile Abdullah bin Avf (ra) Medine sokaklarında gezerken bir kervanın konakladığını gördüler. Kervandakiler yorgunluktan uyuyakalmıştı. Fakat malları, develeri açıktaydı.
Hz. Ömer (ra) o zamanın halifesi olduğu için, Abdullah bin Avf’a (ra) dönerek: “Burada sabaha kadar beklememiz lâzım.” dedi. Abdullah bin Avf (ra): “Ya Ömer, bu kervan kâfirlere aittir.” dediğinde Ömer (ra):
“Bu kervanın malından ben sorumluyum!” diye cevap verdi.
Ve Abdullah bin Avf ile beraber sabah namazı vakti girene kadar beklediler. Namaz vakti girdiğinde beraber namaz kıldılar. Bu sırada kervandakiler uyanmaya başlamıştı.
Kervandakiler mallarının başında nöbet tutanın kim olduğunu merak etmişlerdi. Aralarından birini seçerek kendilerini bekleyenin kim olduğunu öğrenmesini istediler. Seçtikleri kâfir, Hz. Ömer’i evine kadar takip etti. Ömer (ra) evine girdiğinde ise, evin çevresindeki halka:
“Bu kimdir?” diye sordu.
Halk: “Müslümanların halifesi; Hz. Ömer’dir.” diye cevap verdiler.
Kervanına gidip, kendilerini bekleyenin Ömer olduğunu söylediğinde, kervan: “Onun kâfirlere olan merhameti bu kadarsa, mü’minlere karşı ne kadar olur! Bu hal, onun dininin hak olduğunu gösterir. Biz de Müslüman olmalıyız.” diyerek hep beraber Hz. Ömer’in huzuruna varıp, Müslüman oldular.