Hz. Ömer (ra), hilâfeti zamanında, Muğire bin Şube’yi bir heyet ile beraber İran başkumandanı Rüstem’i İslâmiyet’e dâvet etmeye gönderdi. Rüstem İslâmiyet’i kabul etmeyince Muğire (ra) sakince:
“Ya Müslüman olursunuz, ya da kılıca sarılırsınız!” diye tehdit etti.
Buna hiddetlenen Rüstem:
“Güneşe yemin ederim ki, tekrar güneş doğmadan sizin ordularınızı imha edeceğim!” diye bağırdı.
Muğire aynı sakinliğiyle devam etti:
“O zaman bizden ölen birisi cennete gider, sizden öldürdüklerimiz ise cehenneme girer. Bizden sağ kalanlar da sizin topraklarınızı fetheder!”
Daha sonra başlayan savaş neticesinde zafer İslâm ordularının olmuştu.
«««
Muğire bin Şube, Resulullah’ın (asm) vefatında techiz ve tekvinde vazife almıştı. Peygamber Efendimiz (asm) kabre indirildikten sonra üzerine toprak atılırken, Peygamber Efendimiz’e (asm) son kez dokunabilmek için, yüzüğünü kabre düşürdü. Daha sonra Hz. Ali’den yüzüğünü almak için izin istedi. Hz. Ali müsaade edince de kabre inip, yüzüğünü alırken, Peygamber Efendimizin (asm) mübarek ayaklarını sıvazladı.
Böylece Resulullah’ın (asm) mübarek bedenine son defa elini süren kişi olmuştu. Bundan dolayı kendisi için hep şöyle derdi:
“Resulullah’dan (asm) son ayrılan kişi benim.”