13 Temmuz 2014, Pazar
“İnsan hüsn-ü zanna memurdur. İnsan, herkesi kendisinden üstün bilmelidir. Kendisinde bulunan sû-i zan sâikasıyla başkalara teşmil etmesin. Ve başkaların bazı harekâtını, hikmetini bilmediğinden takbih etmesin. Binaenaleyh, eslâf-ı izâmın hikmetini bilmediğimiz bazı hallerini beğenmemek sû-i zandır. Sû-i zan ise, maddî ve mânevî içtimaiyatı zedeler.”
Bediüzzaman Said Nursî
Hz. Safiyye (ra) anlatıyor:
“Resulullah (asm) itikafa girmişti. Ben de geceleyin onu ziyarete gittim. Bir müddet muhabbet ettikten sonra evime gitmek üzere izin istedim. O da beni evime götürmek için kalktı ve beraber dışarı çıktık.
Evime doğru yürürken Ensar’dan iki kişi yanımızdan geçiyordu. Bizi görünce uzaklaşmak için hızlandılar. Bunun üzerine Resulullah (asm):
“Yavaş olun! Bu yanımdaki kadın eşim; Safiyye bint-i Huyey’dir.” buyurdu.
Bunu duyan sahabeler üzüldüler ve hayretle: “Subhanallah! Hakkında kötü düşünmemiz mümkün mü ya Resulallah (asm)!” dediler.
Resulullah (asm) buyurdu:
Şüphesiz ki şeytan, insanın damarlarındaki kanın dolaştığı gibi dolaşır. Doğrusu ben şeytanın kalbinize kötü bir şey atmasından endişe ettim.”
Okunma Sayısı: 3561
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.