Hayat istediğimiz gibi akmıyor. Başlamak için şartların mükemmel olmasını beklemeyin. Zira şartları mükemmelleştiren aslında başlangıcın kendisidir.
“Teknoloji, yapay zeka, atom, uzay veya bilgi çağı” diye nitelendirdiğimiz bu asır, aynı zamanda Bediüzzaman’nın tabiriyle “hasta, bedbaht, gaddar, helâket ve felâket asrı”.
Maalesef bir çok imkânı sunarken; bir çok derdi, sıkıntıyı, huzursuzluğu da beraberinde getirdi. Maddî bir çok imkâna, bir çok nimete kavuşan günümüz insanı, aradığı huzuru ve mutluluğu bulamadı.
***
Deprem, sel, yangın.. Musibetler ikaza devam ediyor. İnsanların gerçek şahsiyetleri zor zamanlarda ortaya çıkıyor.
Bir alev halkasının ortasında kalmış sanki insanlık... Ne daireyi yırtıp çıkabiliyor, ne de ‘yanıyorum’ diye feryat edebiliyor. Gözleri yuvalarından fırlayacak gibi açılmış ama; beyni karıncalaşmış, adeta çaresizliği talim ediyor.
Kurtulmak için bir işaret fişeği bekliyor sanki! Kim bilir; belki de bizi..
***
Hayatın kalitesi büyük oranda bize bağlıdır. Maddi ve manevi açıdan hesabı verilebilir bir hayat yaşamaya gayret edelim. İmtihanda olduğumuzu unutmadan... Aramızdaki ihtilafları çözelim artık.
* Kinden ve kirlerden arınıp; unuttuğumuz sevgi, dostluk ve muhabbeti yeniden keşfedelim. Dünya – ahiret dengesini iyi kuralım.
* Her hadisede Rabbimiz’in rahmetini, şefkatini, merhametini ve adaletini görelim. Sahip ol(a)madıklarımıza üzülmek yerine, sahip olduklarımızın farkına varalım. Yine O’nun ikramı olan ailemize, dostlarımıza, işimize ve hizmetimize sahip çıkalım.
* Biliyoruz ki; iyilerin ve kötülerin mücadelesi sürüyor ve kıyamete kadar da sürecek. Öyleyse; pes etmeyelim, vazgeçmeyelim.
Her zaman yeniden başlamak için bir fırsat mutlaka vardır.
***
Bilgeye sormuşlar: -Üstadım her şeyimizi kaybettik, ne yapalım?
-Çay koyun ve toparlanın, demiş. Yeniden başlıyoruz!
Çare toparlanıp yeniden başlamak...
Şimdi hadiseleri doğru okuma ve öğrendiğimiz imanî hakikatleri hayata geçirme vakti.
* “Benim âyetlerimi, az bir dünya menfaatiyle değiştirmeyin.” (Bakara Sûresi, 41) ikazını unutmadan.. Hiçbir şeye alet etmeden; zalime meyletmeden, adaleti ayakta tutmak için toparlanma ve gayret vakti!.
Üstadımız uyarıyor: “Ey kardeşlerim, dikkat ediniz. Vazifeniz kudsiyedir, hizmetiniz ulvîdir. Her bir saatiniz, bir gün ibadet hükmüne geçebilecek bir kıymettedir. Biliniz ki, elinizden kaçmasın.”
Allah’ın rahmetinden ümit kesilmez. Hayat devam ediyorsa ümit vardır ve tevbe kapısı açıktır.
“Mehdi bile gelse; bizi vazife başında görsün!..
Azrail (as) gelse bile, bizi hizmet başında bulsun!..”