"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tanzimât nedir, ne değildir? (1)

M. Latif SALİHOĞLU
03 Kasım 2016, Perşembe
GÜNÜN TARİHİ 3 Kasım 1839

3 Kasım 1839'da “Padişah Fermânı” olarak ilân edilen “Tanzimât”ın üzerinden bir buçuk asırdan fazla (177 senelik) bir zaman aralığı geçtiği halde, konuya dair tartışmalar hâlâ sona ermiş değil.

 Bu durum, aslında bizim yakın tarih hakkında bilgimizin ve hadiselere bakış tarzımızın ne derece sıhhatli olduğunun, daha açık bir ifade ile aslında “hâl-i pür-melâlimiz”in bâriz ve bir o kadar da çarpıcı göstergesi mahiyetini taşıyor.

Esasen bundan dolayıdır ki, biz de bu tür konular hakkında kesin ve bağlayıcı tarzda yazmaktan, yani radikalizme kaçan iddialarda bulunmaktan itina ile kaçınıyoruz.

İşte, bu ölçü ve kıstaslar çerçevesinde, asıl konumuz olan “Tanzimât-ı Hayriye” hakkında derlemiş olduğumuz bilgi ve düşünceleri siz aziz okuyucularımızla paylaşmaya çalışalım.

İnkılâpçı padişahın Tanzimatçı vârisi

“İnkılâpçı Padişah” olarak da tarihe geçen Sultan II. Mahmud, 1 Temmuz 1839'da vefat etti. Onun yerine, aynı gün içinde “Bezmiâlem Valide Sultan”dan olan oğlu Şehzâde Abdülmecid getirildi.

1823 doğumlu olan Sultan Abdülmecit, tahta geçtiğinde henüz 17 yaşındaydı. Dolayısıyla, zaten ağırlaşmış bulunan devlet idaresini rahatça sürdürebilecek bir olgunluğa erişmiş değildi.

Dahası, Nizip Bozgunu’ndan sonra Kaptan-ı Derya Firarî Ahmet Paşa, koca Osmanlı Donanmasını İskenderiye'ye götürerek “Mısır Hidivi” Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya kendi elleriyle teslim etmişti. Yani, Osmanlı ordusu hem karada, hem de denizde tam bir zaaf ve perişaniyet hali içinde bulunuyordu.

Bereket ki, genç ve tecrübesiz padişahın yardımına Koca Reşid Paşa yetişti: Hariciye Vekili olan Mustafa Reşid Paşa, uzun müddet vazifeli bulunduğu bilhassa Avrupa'nın durumunu, gidişatını gayet iyi biliyordu. Medenî, sınaî ve meşrutî sahada yapılagelen reformları yakından takip ediyor ve Osmanlı Devleti’nin de bu gelişmeye ayak uydurması gerektiğine inanıyordu.

Paşa, bu husustaki düşünce ve kanaatini padişaha anlattı ve sonunda onu ikna etmeyi başardı. İşte, "Tanzimat-ı Hayriye"ye giden yolun kapısı bu sûretle açılmış oldu.

Yapılan uzun hazırlıklardan sonra, nihayet 3 Kasım 1839'da aynen bugünkü Gülhane Parkı içinde, adına "Gülhane Hatt-ı Hümayunu" da denilen "Tanzimat Fermânı" okundu. 

Böylelikle, Osmanlı tarihinde “modernleşme” mânasında yeni bir devir ve yeni bir dönüm noktasını teşkil eden "Tanzimât-ı Hayriye Devri" başlamış oldu.

* * *

Evet, Tanzimat, hiç şüphe yok ki Osmanlı'da yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Esasen, bunun böyle olduğunu sadece Osmanlı toplumu ve aydınları değil, Batı dünyası da kabul ediyor. 

Zira, 3 Kasım günü Gülhane Bahçesi’nde Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) Reşid Paşa tarafından "Padişahın iradesiyle" ilân edilen Tanzimat Fermânı, bütün saray erkânı ve devlet ricali ile birlikte, yabancı devletlerin sefir ve konsoloslarının da huzurunda okundu.

Tanzimât, reform demek

Daha evvel Rönesans dönemini yaşayan Avrupa ülkeleri, çeşitli reformlarla kendilerini yenileyip eksikliklerini gidermeye çalıştı. 

Buna mukabil, 5 asırlık Osmanlı Devleti de haliyle bir reform yapma ihtiyacını duydu; bunu da kendi lisânına en uygun bir ifade şekli ile "Tanzimat" diye isimlendirdi.

Tanzimat, düzenleme demektir. Avrupalılar, Osmanlı'daki bu yeni düzenlemeyi kendi lisânlarınca “Reform” ve ondan da ziyade "Réorganisation" tâbiriyle kayıtlara geçirdi. 

(Devamı var)

@salihoglulatif: Ey iman edenler! Bir fâsık size bir haber getirirse, onun aslını araştırın. Yoksa, bilmeden bir topluluğa fenâlık eder de, sonra pişman olursunuz.

(Hucûrât: 6)

* * *

BSN: Bir râfızî bir Hadis’e yanlış mânâ verse, acaba hadisi inkâr etmek mi lâzım; yoksa o râfızîyi tahtie edip nâmûs-u hadisi muhafaza etmek mi lâzım?

Okunma Sayısı: 2327
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı