"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kardeş kavgasının korkunç maliyeti -1

M. Latif SALİHOĞLU
19 Ağustos 2024, Pazartesi
Tarihin gördüğü ender zalimlerden biri olan Cengiz Han 19 Ağustos 1227’de öldü.

Karşısına çıkan hemen her orduyu yenerek ortalığı tarumar eden Cengiz Han, Celâleddin Harzemşah’ın ordusu karşısında defalarca mağlubiyeti tattı.

Etrafa dehşet saçan Moğol İmparatorluğu’nun kurucu lideri olan Cengiz Hân ölünce, o tarihteki büyük devletlerden Harzemşahlar ile Anadolu Selçukluları rehavete kapıldılar. Moğol tehlikesi geçti sandılar.

Dahası, kardeş ve komşu olan iki devletin şöhretli lideri Celâleddin ile Alaeddin, birbirine karşı hakimiyet davası gütmeye ve sınır anlaşmazlığı içine düşmeye başladılar.

Nihayet, aralarındaki rekabet ve anlaşmazlık kızışa kızışa had safhaya çıktı. Bu ki kardeş devletin ordusu savaş düzeni ile Erzincan’da karşı karşıya geldi.

Cengiz Han’ın ölümünden sadece üç sene sonra, yani 1230’da iki kardeş ordu arasında tâlihsiz, elemli Yassıçemen Harbi yaşandı.

*

Erzincan Ovası’nda yaşanan Yassıçemen (YaslıÇimen) Harbinden sonra, salâbet ve celâdetiyle bilinen Harzemşahlar’ın ordusu mağlup düştü. Ardından devletleri yıkıldı, ahali ve beylikleri perişan oldu. Bir kısmı Selçuklulara iltihak etti. Onlardan biri de Harput Emiri Hüsameddin Beydir. Bu zat, hayatının sonuna kadar Moğollarla mücadele etmekten hiç vazgeçmedi. Ne var ki, kuvvet dengeleri arasında uçurumlar vardı. Hülagu’ya karşı fazla bir varlık gösteremedi.

*

Kafkasya’daki Harzemşah Devleti, Şarktaki Moğollar ile Garptaki Selçuklular arasında bir nevi tampon bölge teşkil ediyordu. Celâleddin Harzemşah’ın tabiriyle, arada “İskender Seddi” gibiydi. (O zamanlar, meşhur “Çin Seddi”ne “İskender Seddi”      deniliyordu.)

Harzemşahların tarih sahnesinden çekilmesinin ardından, Moğollar ile Selçuklular sınırdaş oldular. Böylelikle, tarihin en dehşetli fitnesi gelip Anadolu’nun kapısına dayanmış oldu.

*

Moğol imparatoru Cengiz Hanın yerine geçen oğulları ve torunları, Harzemşah ülkesini çiğneyerek geldikleri Anadolu medeniyetini de yakıp yıkmaya başladılar. Önce Selçuklu Devletini yıktılar, adından Güney’e yönelerek Bağdat’taki Hilâfet merkezi de olan koca Abbasî İslâm devletini yıkıp harabeye çevirdiler.

Cengiz’in torunu olan Hülâgû, dedesinden miras olarak devraldığı gaddarlığı, zamanla en uç noktasına kadar götürdü. Hatta yer yer dedesini dahi geride bırakacak kanlı mezâlime imza attı.

Dede-torun olan bu iki zâlimin dehşetli fitnesinden hem âyet, hem hadis, hem de Hz. İmam-ı Ali îmâlı ve işarî bir şekilde haber veriyor. 

Bu haberler, Risâle-i Nur’un muhtelif bahislerinde zikrediliyor ve zamanımızın şeddatlarıyla da irtibatlandırılarak ehemmiyetli şekilde nazara veriliyor. 

*

Evet, İslâm dünyasını sarsan Moğol fitnesine dair en doğru ve en isabetli tesbitler, Risâle-i Nur Külliyatı’nda var. O bahisler, bilhassa On Sekizinci Lem’a, Birinci Şuâ ile Mektubat isimli eserlerde etraflıca yer alıyor.

Şimdi, hadise ile bağlantılı bazı iktibas ederek mevzu öyle devam edelim.

Mektubat’ta yer alan bir cümle şöyledir: Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, nakl-i sahih-i kat’î ile ferman etmiş: “Yaklaşmakta olan bir şerden, Arapların vay haline!” deyip, Cengiz ve Hülâgû’nun dehşetli fitnelerini ve Arap Devlet-i Abbasiyesini mahvedeceklerini haber vermiş. (Age, 104)

Yukarıda da belirttik, mûcizâne bir şekilde verilen haber, 1200’lü yıllarda aynen vaki oldu.

Şuâlar’dan bir iktibasla devam edelim. Şöyle deniyor: Resâili’n-Nur’un ikinci ismine tevafukla işaret eden umum o âyetler, dehşetli asır olan Hülâgû ve Cengiz asrına dahi îma ederler. (Age, 621) 

Yine Mektubat’tan bir iktibas: Perde altında yine o ehl-i dalâlet fırkaları, siyaset yoluyla Hülâgu-Cengiz fitnesini İslâmların başına getirdiler. Bu fitneden hem hadis, hem Hazret-i Ali Radıyallahu Anh sarîh bir sûrette aynı tarihiyle işaret ediyorlar. Sonra bu zamanımızın fitnesi en büyük bir fitne olduğundan, hem müteaddit hadisler, hem çok işârât-ı Kur’âniye aynı tarihiyle haber veriyorlar. (Age, 293)

(Devamı yarın)

Okunma Sayısı: 1726
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Andullah

    20.8.2024 15:00:47

    Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin bir sözünde dediği gibi 'Eğer ben Mevlana zamanında gelseydim Mesneviyi yazardım Mevlana da bu zamanda gelseydi risale-i Nuru yazardı Bu ifadeler aslında iki Asrın birbirine çok benzediğini ve Anadolu için dehşetli zamanlarda gönderilen insanların da büyük birer insan olduklarını gösteriyor.

  • HÇeşitcioğlu

    19.8.2024 11:01:48

    ""Müslümanlarla Yahudiler harb etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (gâlip gelerek) Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak taş veya ağaç; 'Ey Müslüman, Ey Allah'ın kulu, şu arkamdaki Yahudidir, hemen gel öldür onu!' diye haber verecektir. Sadece Garkad ağacı müstesna, çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır.”(Müslim, Fiten, 82)"" ""Ümmetimden bir topluluk, hak yolda mücadeleye kıyamet gününe kadar devam edecektir. O zaman İsa İbni Meryem de iner. Bu Müslümanların reisi büyük Mehdi: Gel bize namaz kıldır!' der. Fakat İsa aleyhisselam: 'Hayır! Allah'ın bu ümmete bir ikramı olarak siz birbirinize emîrsiniz!' der." (Müslim, İman 247)"

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı