"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsrail Devleti nasıl kuruldu?

M. Latif SALİHOĞLU
11 Mayıs 2020, Pazartesi
(GÜNÜN TARİHİ: Mayıs 1948-49)

Sınır komşumuz olmadığı halde, bizimle en çok sınır ve toprak savaşına girişen devlet İngiltere, millet olarak da İngilizlerdir.

Kıbrıs’ın 1878’den itibaren Rumlar lehine demografik yapısının değiştirilmesinde, Ege Denizi’ndeki adaların 1912’de elden çıkıp 1923’ten itibaren Yunanistan’a bırakılmasında, Filistin topraklarının 1917’den itibaren elden çıkmasında, Yahudi nüfusunun buralara yerleştirilmesinde ve Mayıs 1948-49’da aynı topraklar üzerinde İsrail Devleti’nin kurulmasında, birinci derecede rol oynayan, yine aynı millet ve aynı devlettir. Birinci Dünya Savaşı’nda, başta Çanakkale olmak üzere, hemen bütün cephelerde karşımızda yine onlar vardı. Mondros Ateşkesi’nden (Ekim 1918) sonra Kerkük, Musul ve İstanbul’u yine onlar işgal etti. Velhasıl, kötülükleri saymakla bitecek gibi değil.

Ama, bugünkü asıl konumuz, Mayıs 1948’den itibaren, yine İngiltere’nin açık desteğiyle Filistin toprakları üzerinde bir Yahudi devleti olan İsrail’in kurulması meselesidir. Şimdi, bu hadisenin seyrine bakalım.

***

Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı makamında bulunan Mustafa Kemal Paşa’nın sorumluluğu altındaki Filistin-Suriye Cephesini “yıldırım” hızıyla çökerten İngiliz general Allenby, 7 Şubat 1919’da İstanbul’a geldi.

“İşgal Orduları Kumandanı” sıfatıyla İstanbul’a gelir gelmez, ayağının tozuyla Osmanlı Hükûmeti’ne notalar verdi, ardı ardına muhtıralar hazırladı: Adeta, “Şunu şöyle yapın; bunu böyle yapmayın!” diyerekten...

Bir müddet sonra İstanbul’dan hareketle Kahire’ye giden işgalci komutan Allenby, Osmanlı’dan kopan Müslüman ülke ve toplulukların tekrar geri dönmemesi, yani Türklerle bir daha ittifaka girmemesi için, bölgede vargücüyle çalışmaya koyuldu.

Bölgede yaptığı ilk icraatlerden biri, Arap kökenli kabile reislerini Türklere ve Osmanlılara karşı İngiliz saflarına almak oldu. Arapların bir kısmını Osmanlıya düşman etti.

İkinci büyük icraati ise, Filistin topraklarını tedricî bir sûrette Yahudilere açmak oldu.

Evet, 1917’den itibaren işgal edilmeye başlanan Filistin toprakları, bir daha Filistinlilere iade edilmedi.

Bu mukaddes beldelerdeki işgal, istilâ ve Yahudilere peşkeş faaliyetine Birinci Dünya Savaşı esnasında başlandı ve kademeli şekilde demografik değişikliğe gidilerek, İkinci Dünya Savaşı sonrasına gelindiğinde, bu toprakların üzerinde bir Yahudi devletinin kurulmasını sağlamak için, gerekli bütün tedbirler alındı ve tamamlandı.

İşte, 1948’de kurulan İsrail devletinin temel harcını atan General Allenby ismi, bugün de İsrail’de en çok sevilen bir İngiliz subayıdır.

Önce mandacılık, sonra işgal

Tarihi en büyük ve en acımasız sömürgeci devleti olan İngiltere (nâm-ı diğer Büyük Britanya), daha evvel işgal ettiği Filistin’i 29 Eylül 1923 tarihi itibariyle kendi mandası altına aldığını duyurmuştu.

Birinci Dünya Savaşı’nın son merhalesinde (1917-18) Filistin topraklarını işgal eden ve bir adım sonrasında mandacılık sistemini kuran İngilizler, ileriki merhalelerde, burayı adım adım dağınık haldeki dünya Yahudilerine peşkeş etmeye çalıştı.

Fransızca bir tâbir olan manda, diplomasi dilinde “yetki, görev ve sorumluluk” demektir.

Sömürge sistemine duyulan tepki ve alerji sebebiyle, nisbeten daha yumuşak ve daha medenice görünen “manda” tabiri, diplomasi literatürüne daha çok 1919 yılında girdi...

Bu tabir, özellikle de Osmanlı’dan kopan zayıf toplulukların geçici süreli olarak bir başka ülke tarafından yönetilmesi maksadıyla Milletler Cemiyeti (MC) gündemine getirildi.

Bugünkü karşılığı Birleşmiş Milletler (BM) olan MC, İngiltere’nin hatırına “manda sistemi”ni tasdik ederek yürürlüğe koydu. Milletler Cemiyeti’nden de onay alan İngiltere, Irak ve Filistin’de kendi mandasını kurdu.

Irak, o tarihte nisbeten çabuk ve ucuz kurtuldu. Yedi ay sonra Bağımsız Irak Krallığının kurulmasıyla (23 Ağustos 1923), buradaki İngiliz mandacılığı sonra erdi.

Hem sahipsiz, hem de takatsiz durumda kalan Filistin halkı ise, mandacılıktan kurtulamadığı gibi, 1948’de bu kez İngilizlerin palazlandırmış olduğu toplama Yahudi milletinin boyunduruğu altına girdi. Aynı topraklar üzerinde, yine başta İngiltere’nin desteğiyle BM çatısı altında kurulan Yahudi İsrail Devleti, 11 Mayıs 1949’da da BM üyesi yapıldı.

Okunma Sayısı: 4548
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özdemiroğlu

    11.5.2020 14:52:31

    Türkiye; İsrail'i 28 Mart 1949'da tanımıştır. Menderes henüz iktidar olmamıştır.

  • Özdemiroğlu

    11.5.2020 14:47:22

    Yahudiler; I. Dünya Savaşı Dönemi'nde İngiltere nezdinde girişimde bulundular.Filistin'de bir İngiliz Mandası kurulması konusunda 1917'de ( İngiliz Dış işleri Bakanı) Balfour Deklarasyonu yayımlandı. Bundan sonra Yahudiler kitleler halinde Filistin'e göç ederek alt yapıyı yoğunlaştırdılar.

  • Latif Salihoğlu

    11.5.2020 13:58:55

    Aziz kardeşim Halil. İsrail Devletinin kurulması safhası olan 1948-49 yıllarını, Üstad Bediüzzaman Afyon zindanlarında ölümle pençeleşerek geçirdi. Tecritte iken bile zehirlendi. Bilahare şunu neşretti: Aziz Nur kumandanı ve Kur’ân’ın hâdimi kardeşim Refet Bey, Yahudi milleti hubb-u hayat ve dünyaperestlikte ifrat ettikleri için, her asırda zillet ve meskenet tokadını yemeye müstehak olmuşlar. Fakat bu Filistin meselesinde; hubb-u hayat ve dünyaperestlik hissi değil, belki enbiya-yı Benî İsrailiyenin mezaristanı olan Filistin, o eski peygamberlerin kendi milliyetlerinden bulunması cihetiyle, bir cihette bir ehemmiyetli hiss-i millî ve dinî olmasından, çabuk tokat yemiyorlar. Yoksa, koca Arabistan’da az bir zümre hiç dayanamayacaktı, çabuk meskenete girecekti. (14.Şua)

  • Hüseyin İlhan

    11.5.2020 13:18:08

    FİLİSTİN'in yahudi işgalinde İngiliz dessaslarının şu oyunuda dikkate alınmalıdır.Osmanlının sahneden silinmesi ve yeni kurulan T.CUMHURİYETİ için bilhassa MISIR başta olmak üzere ortadoğudaki din kardeşlerimizi(Türkler hrıstiyan oldu)probagandası ile iğfal etmişlerdir.İngiliz siyasetindeki siyonist etkisi,İngilizlerin sanayleşme sonrasındaki enerji kaynağı olarak petrolün keşfedilmesi ile ortadoğuya artan iştahları bugünleri doğurmuştur. Vakıanın bize bakan bölümünde ise ümmet-i muhammedin ihtilaf içerisine düşürülmesi en büyük etkendir.

  • Hüseyin İlhan

    11.5.2020 13:07:41

    İsrail devletinin kuruluşunun temelleri 29/31 Ağustos 1897 Yılında İsviçre'nin Basel şehrinde siyonizmin babası kabul edilen T.HERLZ öncülüğünde yapılan SİYONİST KONGRESİ ile başlar.Sonra İngiliz D.işleri bakanı ARTHUR BALFOUR deklarasyonu ile FİLİSTİN'de yahudilere toprak vaadiyle devam eden süreç nihayetinde muhterem yazarımızın belirttiği gibi İngiliz işgal komutanı Allenby ile tamamlanır.Esasen şu 1.Dünya harbine girmemize neden olan İTTİHAT VE TERAKKİ İdaresidir.Eğer S.2.A.HAMİD darbe ile indirilmemiş olsa ve onun izlediği dış politika devam ettrilmiş olsaydı bugün bunları konuşmak şöyle dursun biz ortadoğudaki ümmet-i muhammed ile bir ve beraberdik.Muhterem yazarımızın daha evvelki yazılarında SEBATAYCI Subaylar ve onların iğfaline uğramış ahmak ve saflar nedeni ile dersaadette yapılan meşum hareket maalesef bu tabloya neden oldu.

  • Mehmet Demir

    11.5.2020 05:59:01

    Makalenizi okudum, 1949 da inönü vardı bizde menderes İsrail devletini kurdurdu bunu açıklığa kavuşturduğunuz için teşekkür ediyorum.

  • Abdullah

    11.5.2020 05:23:39

    Ümmet ruhu canlanmadan ihya zor. Millicilik kavramı bana biraz tuhaf geliyor. Arap,türk, Fars millciligi çıkar . Ümmet ruhu müslümanlar in ruhuna islenmelidir. Üstat derki ben üzüm salkımın da kuru çubuğum risaleleri Kur'an'ın malı görüyor ve kendisini Kur'an karşısında sifirliyor. Bu ümmet in fertleri kendisini sıfırlama li milliciligi ümmet de eritmelidir...

  • halil k.

    11.5.2020 03:39:24

    bilgilendirici yazınızdan dolayı tebrik ediyorum latif abi. bir sualim olacaktı: üstad hz lerinin 1948-1949 yıllarında israil devletinin kurulması ile alakalı olarak bir beyanı var mı acaba o tarihlerde. kurulacağına dair değil de kurulmaması yönünde vs ikaz vb. mektuplarda vs.

  • R Kalyoncu

    11.5.2020 03:16:49

    Irak'ın bağımsızlığı 1923'den çok sonra olsa gerek, çünkü Musul meselesi için Ingiltere ile nihai anlaşma 1926 yılında yapılmıştı. Irak o tarihte bağımsız olsa idi Anlaşma Ingiltere ile yapılmazdı..

  • Said Haktan

    11.5.2020 00:40:57

    Para - güç - kudret herşeyi çözer bu devirde ve her devirde. Birde yahudi ve hıristiyanlık varsa işin içinde. Hele Osmanlı düşmanlığı yapanlar bir araya çabuk geliyor. İşin özeti budur. Allah cc Müslüman bizlere yardımcı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı