"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Güvenilir kaynak meselesi

M. Latif SALİHOĞLU
21 Ağustos 2024, Çarşamba
Hemen her yerde karşımıza çıkan sorulardan biri şudur: Yakın tarihimizle ilgili tavsiye edeceğiniz güvenilir eser, kitap, kaynak ismi var mı?

Hem en çok karşılaştığımız, hem de en çok zorlandığımız bu ve benzeri mahiyetteki suâller karşısında, ne yazık ki yeterli ve tatminkâr bilgi veremiyoruz.

Bunun sebebini kısaca izah etmeye çalışalım: Güvenilir kaynak, öncelikle “akademik format”ta olması gerekiyor. Dahası, güvenilir kaynak, tarafgirlikten, duygusallıktan, ideolojik saplantılardan arınmış çalışmalar olması icap ediyor. İçine aldığı tarih dilimi ise, özellikle “20. asır”, yani 1900’lı yıllar ağırlıklı olmalı.

İşte, bu manadaki bir yakın tarih çalışması, maalesef henüz meydân-ı zuhura çıkmış değil.

Tabiî, bunun büyük bir eksiklik olduğunu en başta kabul etmek lâzım. Emeviler, Abbasiler dönemine dair, keza Selçuklu ve Osmanlı tarihini dair yerli-yabancı yüzler kaynak eser var. Ama, 1900 ile 2000 yılları arasını ihtiva eden herhangi bir çalışmanın yapıldığından dahi haberdar değiliz.

Kimi korkudan, kimi ideolojik saplantıdan, kimi menfaat düşkünlüğünden, kimi kapasite zayıflığından, kimi ticarî kaygıdan, ve sair sebeplerle, şahıs veya ekip halinde kimse böyle bir çalışmaya girişme cesaretini göstermedi diye tahmin ediyoruz.

Ayrıca, bu düşündürücü vaziyetin daha ne kadar devam edeceği hakkında da kimse çıkıp net bir beyanda bulunamıyor.

Ama, biz bu noktada şu kadarını ifade edelim ki: Kemalist ideoloji hâkimiyetini devam ettirdiği müddetçe ve bilhassa “demoklesin kılıcı” gibi tepe noktasında sallanıp duran 5816 sayılı meşhur “Koruma Kanunu” yürürlükte bulunduğu sürece, 20. Yüzyıl’ın tarihini “güvenilir kaynak” formatında yayınlamak pek mümkün görünmüyor.

*

Şunu da belirtmek gerekir ki: Yakın tarihin bazı şahsiyetleri, hadiseleri, mevzuları veya bazı kesitleri hakkında parça-bölük şekilde de olsa neşredilmiş kitaplar var. 

Ama, tarihin genel seyrini kronolojik bir silsile halinde ortaya konduğuna dair şimdiye herhangi bir bilgiye sahip olamadık.

Bu duruma ideal bir örnek olarak Osmanlı tarihi hakkında İsmail Hami Danişmend’in “İzahlı Osmanlı Tarihi” kitap setini gösterebiliriz: 4 ciltlik bu çalışma, baştan sonra kronolojik bir düzenleme ile neşredilmiş. Üstelik 1 değil, tam 6 asrın mühim hadiseleri olduğu gibi gözler önüne serilmiş. 

Detaylarda bazı eksik-fazla bilgilerin olması ayrı mesele. Bir şahıs tek başına ancak bu kadarını yapabilir. Şayet esaslı ve mükemmel bir çalışma isteniyorsa, ihtisas sahibi bir heyetin bu iş için toplanıp ciddi mesai harcaması lazım geliyor.

*

Gelelim, yakın tarihle ilgili “ders kitapları” meselesine...

1935’ten bu yana lise ve yüksek okullarda okutulan ve adına dönem dönem “Devrim Tarihi”, yahut “İnkılâp Tarihi” ismi verilen “mecburi” bir dersimiz var.

Lâkin, bazı vicdanlı hocaları tenzih ederek söyleyelim ki, bu derste anlatılan, öğrencilere sunulan bilgilerin çoğu yalan ve yanlış şeylerdir.

Adı üstünde “resmî tarih”; yani “gerçek tarih” değil. Resmî tarih ise, haliyle siparişe dayalı ve “Kemalist doktrinler” esas alınarak yazılır ki, bunu doğruluğuna, ciddiyetine inanmak için aklını, vicdanını çıkarıp bir kenara koymak gerekiyor.

Temenni edelim ki, şu ucube vaziyet kısa zamanda sona ersin de, hiç olmazsa gelecek nesiller “insanlığın vicdanı” olan “gerçek tarih”i rahat ve serbest bir şekilde öğrenebilsin.

NOT: Bazı okuyucularımız, bizim hazırlamış olduğumuz “Ahirzaman Tarihi” seti hakkında bilgi istiyor. Biz son iki yüzyılı içine alan bu çalışmayı, akademik formattan ziyade, gazetecilik formatı ve refleksi ile yaptık. Çok şükür istifadeye medar oluyor. Ama, özellikle ders kitabı niteliğindeki çalışmalara büyük ihtiyaç olduğunu bu vesile ile hatırlatmış olalım.

Okunma Sayısı: 1140
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zübeyir

    21.8.2024 19:37:22

    "Temenni edelim ki, şu ucube vaziyet kısa zamanda sona ersin de, hiç olmazsa gelecek nesiller “insanlığın vicdanı” olan “gerçek tarih”i rahat ve serbest bir şekilde öğrenebilsin." Kan damarımızı koparan en dehşetli hasmımızı dost zannetmek ne zaman bitecek..

  • Doğukan Pamir

    21.8.2024 11:33:16

    Seküler hizipleri gördük, onların hür düşünce konusunda gündemleri yok,demokratların dönemini yaşadık. Hür düşünce konusunda büyük gayretkeri ve de gündem ve planları vardı, kısmen hayata geçirdiler, tam muvaffak olamadılar zira Süfyani zihniyet her dakika demokratların ensesinde boza pişirdi. iki de bir demokrasiye müdahale etti süfyanın çocukları ve ırkçılar... 2002 de gelen siyasal islamcılardan millet beklenti içine girdi, onlar da ayakları yer edince karun, zalim, müstebid kesildi milleti ümitsiz bıraktı geçmişi aratmadı... . Tekrar döndük 1950 öncesine.... Elbette bu duruma düşmemizde muhafazakar kesimin de gafleti ve çok iyi niyet sahibi olmaları ve safi kalp olmalarının etkisi küçimsenmeyecek kadar büyüktür...

  • Mustafa Said Kara

    21.8.2024 11:21:59

    Maalesef kemalist ideoloji her şeyin fıtratını bozdu. Şerif Mardin gibi bir bilim adamı bile kemalizme güzelleme yapmaktan kendini alamıyor.

  • Ayhan Aydın

    21.8.2024 09:35:57

    Ne zaman toplum demokrasi ister, işte o zaman tarihi gerçekler gün yüzüne çıkar. Tebrikler.

  • Abdullah Tunç

    21.8.2024 00:25:40

    Demek 100 yıllık tarihimiz doğru bilinmiyor.Doğru bir yakı tarih için Ülkeye kâmil manada Demokrasi nin, hür düşüncenin hâkim olması gerekiyor. Bu da ideolojik engellerin kalkmasıyla mümkümdür. Bu engelleri de ancak ahrarlar kaldırabilir.Bu da büyük bir gayret gerektiri yor.Ümit edelim ki bu gay retler uzun bir zamana yayılmaz.Ülkenin, milletin demokrasiye, hür düşün ceye büyük ihtiyacı var.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı