"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Din adına siyaset cinayettir

M. Latif SALİHOĞLU
08 Temmuz 2024, Pazartesi
Siyaset bir idare sanatıdır. Her toplum ve her ülke için, siyasetin icrası lâzım ve elzemdir.

Usûlü dairesinde yapılan siyasetin faydası çoktur. Usûl harici yapılan siyasetin zararları ise, saymakla bitmez.

Kimileri siyaseti “din adına”, kimileri de “dinsizlik adına” kullanma arzu ve emelindedir. Ayrıca, siyaseti “milliyet adına” yapanlar olduğu gibi, sırf “millete hizmetkârlık” adına yapanlar da var.

Günümüzde ise, siyaset sahası, maalesef büyük ölçekte bir çamura, bir bataklığa dönüşmüş durumda. Kimi ırkçılık nâmına, bir menfaat hesabına, kimi de devletin kuvvetini muhaliflerine karşı diktatörce kullanmak maksadıyla siyaset topuzuna el atar.

Yalana dolanan günümüz siyasetinin genel gidişatına baktığımızda ise, şahsî olan şan-şöhret-menfaat arzusunun ve bilhassa eyyamcılık hesaplarının ağır bastığını teessüfle görmekteyiz. Bu ise, siyasetin bir tür cinayete inkılâp etme hâlidir.

İşte, bir yönüyle cinayete inkılâp eden bu menhus vaziyet siyaset âleminde revaç bulduğu için, eyyamcılık âdeti, yukarıdan aşağıya kadar hemen her tarafa sirayet etmiş durumda. İnsanlar, cüz’i menfaati için dahi siyaset kozunu, iktidar jokerini kullanmakta tereddüt etmiyor. Bunu kullanırken de, gerekirse meleği şeytan ve şeytanı melek gibi göstermekten bile çekinmiyor.

Bediüzzaman Hazretleri ve onun hâlis-sâdık talebeleri, işte böyle bir siyasetten “şeytandan kaçar gibi” kaçarak Allah’a sığınmışlardır. Çünkü, onların nazarında siyasilerin veya siyasetin hatırı değil, hakkın hatırını âlî-yüksek tutmak esastır.

*

Yukarıda kısmen de olsa tarifini yapmaya çalıştığımız günümüz siyaseti, Risâle-i Nur’da ve Üstad Bediüzzaman’ın hayatının hiçbir devresinde esas mesele, yahut birinci mesele olmamıştır. Zamanın ilcaatına ve  zeminin şartlarına göre, bazen ikinci-üçüncü, bazen de dördüncü-beşinci mesele sıralamasında görülmüş ve ona göre bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur.

Meselâ: 1909’da İttihad-ı Muhammedî Cemiyetinin siyasete inkılâp ettirilmeye ve bu teşekkülün ‘din adına’ partileştirilmeye çalışılması esnasında, bu vaziyeti büyük bir tehlike olarak gören Üstad Bediüzzaman “Nihayet derecede korktum ki, bu ism-i mübarekin altında bazılarının bir yanlış hareketi meydana gelsin” diyor. Hemen ardından, “Eyvâh!” diyerek inisiyatif kullanıyor ve bütün kuvvetiyle bu cemiyetin partileştirilmesine engel olmaya gayret ediyor.

Siyasetle ikinci kez nisbeten “aktif şekilde” alâkadar olması, 1948’de yine “din adına” görüntüsü ile kurulan Millet Partisi tehlikesine karşı, meydana bu kez “Üçüncü Said” nâmıyla çıkması hadisesidir ki, yakın talebelerinin de ikrarıyla “Zahiren, son derece şaşırtıcı bir vaziyet” takınmıştır. Hatta diyebiliriz ki, Hz. Bediüzzaman, siyaset noktasında ikinci kez eyvâh demiştir.

Bununla beraber, gerek Eski-Yeni Said devresi ve gerekse Üçüncü Said döneminde, siyasî muhtevalı söz ve beyanlarından “insî ve cinnî şeytandan başka” kimse incinmemiş veya rahatsız olmamıştır.

Risâle-i Nur’un ve Nur Üstad’ın üslûb-u beyânı tamamıyla “hak nâmına” ve “hakikat hesabına” olduğundan dolayı, bunları istifade niyetiyle dinleyip okuyanlar, fikren muhalif da olsa, yapılan izah ve ifade tarzına karşı şiddetli reaksiyon göstermemişlerdir. Tabiî, şeytanın vekilleri hariç…

*

Evet, Risale-i Nur’un mesleğinde sırf “siyaset için siyaset” yoktur. Dahası, şahsî menfaat ve iktidarın maddî nimetlerinden istifade etmek için de siyaset yoktur.

Ama, asla hatırdan çıkarılmamalı ki, Üstad Bediüzzaman “siyaset âlemi”nde de vazifedar bir şahsiyet olup, dine zarar vermeyecek, belki dine hizmet ettirilecek bir siyasetin tarifini her dönemde yapmıştır. 

Bu meyanda, doğru ve yanlış siyasetleri etraflı bir şekilde izah etmiş, doğru gidenleri tebrik ve tercih, yanlış gidenleri ise ikaz ve irşada çalışarak, “mükellef olduğu büyük vazife”sini en güzel şekilde îfâ etmişlerdir. O vazifenin ruhu ve esâsı ise, daima “hakkın hatırını âlî tutmak” adına olmuştur.

Okunma Sayısı: 1710
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Semanur Tunoğlu

    8.7.2024 11:22:44

    Dinsizlik adına yapılan siyaset en tehlikelisidir. Allah bu yaklaşımda olanlara fırsat vermesin.

  • Erhan

    8.7.2024 11:00:20

    Siyaset halka ve devlete hizmet etmek için yapılır. yani o vekâleti alan insanlar halkın ve devletin hizmetkarı olmalılar, ama bizde bunun tam tersi vekâleti alan insanlar, bir anda kendilerini devletin ve milletin efendisi sanıyorlar. ondan sonra o koltuklarda oturmaya devam edebilmek için, bütün kutsal değerleri takiye yaparak istedikleri şekilde kullanıyorlar ve dikkat ederseniz bu tip yönetimlerin olduğu ülkelerin hiçbiri iflah olmuyorlar. ne hikmetse bu tip yönetim şekli bu tip idareler genelde bizim coğrafyamızda yani İslam coğrafyasında oluyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı