"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Niğbolu’da zafer, Ankara’da hezimet

M. Latif SALİHOĞLU
25 Eylül 2024, Çarşamba
Günün Tarihi: 25 EYLÜL 1396

Yıldırım Bayezid kumandasındaki Osmanlı Ordusu, büyük “Haçlı ittifakı”na karşı Niğbolu’da kesin bir zafer kazandı: 25 Eylül 1396. (Niğbolu, Bulgaristan’ın kuzeyinde Plevne’ye bağlı bir şehir.)

Avrupa’da, yani Haçlı ittifakının kurulduğu Batı cephesinde tarihin en büyük zaferlerinden birine imza atan aynı Bayezid, altı sene sonra Ankara’da (1402 Çubuk Savaşı), yani ehl-i İslâmın bulunduğu Doğu cephesinde Emir Timur’un kuvvetlerine karşı büyük bir hezimet yaşadı. Dahası, kendisi de Timur’a esir düştü.

Bu vaka, Doğu savaşları için çarpıcı bir misâldir. Batı dünyasına karşı yekvücut olan Müslüman mücahidler, ekseriyetle ehl-i İslâm olan Şark milletlerine aynı ruh ve şuur bütünlüğü içinde mücadele edemiyor. Karşısında din kardeşlerini gören mü’minlerin kalp atışları değişiyor, eli-ayağı birbirine dolanıyor. Batı cephesindeki gibi cengâver bir yürekle savaşamıyor.

Bu sebeple, devlet başkanları, Şark ve Asya topluluklarına karşı savaş açmaktan çekinmişlerdir. Bu noktadan bakınca, Sultan Fatih’in ve torunu olan Sultan Selim’in zaferle neticelenen Doğu seferlerinin ne derece önem taşıdığı kendiliğinden anlaşılıyor.

Gelelim, günün tarihine dair detaylara...

1396 senesinin 25 Eylül’ünde kazanılan Niğbolu Zaferi, Doğu-Batı (İslâm-Hıristiyan) eksenli siyasî tarihin seyrini büyük ölçüde değiştirdi. Şöyle ki:

Bizans ve Papalık dahil, Hıristiyanlık âlemini teşkil eden Avrupa devletleri, Osmanlı’yı Avrupa kıt’asından atmak ve “geldiği yere göndermek” fikrinde anlaşmışlardı. Bu maksatla biraraya geldiler ve askerî kuvvetlerini birleştirdiler.

Osmanlı’ya karşı Avrupa genelinde yapılan hazırlıkların hummalı bir şekilde devam ettiği esnada, Yıldırım Bayezid de İstanbul’u kuşatma altına almış durumdaydı. Anadolu Hisarı, Boğaz’ı    kontrol maksadıyla o dönemde inşa edildi.

Sultan Bayezid, Haçlıların saldırı hazırlığını fark edince de, İstanbul üzerindeki kuşatmayı kaldırdı ve Edirne merkezli kuvvetlerini Balkanlar’a doğru kaydırmaya başladı. Zira, öncelikle Avrupa’dan gelecek tehlikeleri bertaraf etmeli ki, İstanbul’un fethi daha emin adımlarla gerçekleştirilebilsin.

Muharebe öncesi yaşananlar:

İçinde Fransa, İngiltere, İskoçya, Almanya, Polonya, Bohemya, Avusturya, Macaristan, İtalya, İsviçre, Belçika ve diğer Avrupa ülkelerinden askerler ile Venedik ve Rodos şövalyelerinin de katıldığı 120 bin kişilik büyük bir haçlı ordusu teşkil edildi.

Niğbolu meydanına varıncaya kadar önüne gelen Türk ve Müslüman ahaliyi kılıçtan geçiren haçlı ordusu Katolik mensupları, bölgedeki Ortodoks Hris-tiyanların da mallarını yağmalamaktan    çekinmedi.

Tarafların haftalar, hatta aylar süren toparlanma, manevra ve kuşatma hareketlerinin ardından, nihayet iki taraf arasında şiddetli çarpışmalar baş gösterdi. Çatışmaların en şiddetlisi ise, 25 Eylül 1396’da Niğbolu’da yaşandı.

25 Eylül sabahı Niğbolu’da Yıldırım Bayezid komutasındaki 50-60 bin kişilik Osmanlı kuvvetleriyle karşılaşan kalabalık Haçlı ordusu, Sultan Bayezid’in “yıldırım harekâtı” karşısında kısa sürede darmadağın oldu.

Bu savaş sebebiyle, Avrupa dehşet içinde kaldı. Müjdeyi alan Müslümanlar ise, sevince boğuldu. 

Bu tarihten sonra Sultan Bayezid’e “Yıldırım” unvanı verildi. Abbasî İslâm Halifesi, Osmanlı Padişahına “Sultan–ı İklim–i Rûm” diye hitap etti. (Bu ünvan sonraki sultanlar için de kullanılmaya devam etti.)

Avrupa’daki Haçlı ittifakı, Niğbolu’da öyle bir “Osmanlı tokadı” yedi ki, yıllarca kendilerine gelemediler ve bu korkudan kurtulamadılar. Öyle ki, Yıldırım Bayezid’in 1402’de Timur’a esir düşmesinden sonra Osmanlı’da başlayan 11 yıllık fetret (başsızlık, iç kargaşa) döneminde bile, Haçlılar, Osmanlıya karşı harekete      geçmeye cesaret edemedi.

Okunma Sayısı: 276
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı