İşin başında bulunanların sorumluluklarını bilmesi ve yerine getirmesi kendilerine tâbi olanların da sorumlu davranmasını sağlayacaktır.
Yönetici durumunda olan kişiler ben istediğim gibi hareket ederim kanun ve kural tanımam derse, bunu gören halk madem kanunlara uyulmuyor, kural tanınmıyor bizlerde uymayalım diyerek kargaşalığa sebep olur. Kanun ve kurallar uymak için çıkarılır. Güvenlik ve huzur kural ve kanunlara uymakla uymayanları müeyyideler ile uyarıp cezalandırmakla sağlanır. Kanun var uyulmaz, ceza var uygulanmaz ise elbette ki, toplumda ahlâk dışı hareketler çoğalır. Düzen kaybolur isyan ve başıboşluk kargaşaya sebep olur. “Balık baştan kokar” sözü, başta bulunanların sorumsuz davranmaları hâlinde toplumdaki dengenin bozulacağını ifade eder. Balık bozulmaya kokmaya baştan başlar ama kokunca koku bütün çevreyi sarar herkesi rahatsız eder. Tıpkı baştakilerin bozuk davranışlarının alt kademedeki halkı etkilediği gibi.
Devleti yönetenler kanun koyucular, kanunları uygulamakla sorumlu olanlar, “ben bu kanunu tanımıyorum ve uymuyorum” diyemez. Eğer sen uymazsan halk hiç uymaz. Eğer yetkililer yetkilerini kötüye kullanırsa ceza alanlar cezasını çekmez ise işini yapan haksız da olsa açıkgöz sayılıp haksız kazanan haram kazancıyla övünürse millet hep hak etmeden kazanma yollarını mübah görmeye başlar. Bunun neticesinde yolsuzluk, adam kayırma ve rüşvet toplumda normal karşılanmaya başlar. Adalet mekanizması işlemez hâle gelir, haklılar haksız güçlüler haksız da olsa haklı duruma geçer. Mazlumlar hakkını arayamaz, zalimler zulme zorbalıkla iş yapmaya devam eder. Bu şekilde ülkede bulunan huzur ortamı kaybolur, ülke yaşanmaz hâle gelir. Birlik ve bütünlüğümüz kaybolur, herkes birbirine düşman olur. Bunun sonucu olarak da milleti bölüp parçalamak isteyen iç ve dış düşmanlara fırsat verilmiş olur. Bu durumdan ise herkes etkilenir, sıkıntılar artar, ülke maddî ve manevî zarara uğrar.