"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müslüman devletler yutulmayı mı bekliyor?

Sami CEBECİ
06 Ekim 2024, Pazar
Büyük İsrail ve vaad edilmiş topraklar masalıyla bütün orta doğuyu ateşe veren ve kan gölüne döndüren Amerika ve İsrail, gözü dönmüş bir halde her yere saldırıyor.

Gazze ve Filistin’den sonra şimdi Lübnan’a saldırmaya başladı. Birkaç gün içinde yüzlerce ölü ve binlerce yaralı var.

Amerika, savaş durmalı diyor fakat sürekli İsrail devletine silah ve bombalar göndererek çevresine saldırtıyor. Dünyanın gözleri önünde ve insanlığın ortak vicdanına muhalefet ederek yapılan bu katliam ve soykırım, kendileri için gayet normal ve sıradan bir hadise gibi görünüyor.

Vahşî Batı’nın çirkin yüzü olan Amerika, zamanında yaptığı Kızılderili katliamlarıyla tarihe kara bir leke olarak geçti. Hür dünyanın temsilcisi gibi kendini lanse eden, insan temel hak ve hürriyetlerinin savunucu gibi görünen Amerika hiç değişmedi. Birinci ve İkinci Körfez Savaşları’nda, bir milyondan fazla Iraklı Müslümanı gözünü kırpmadan öldüren, dünyanın her tarafında nice insanları katleden ve hâlâ öldürmeye veya öldürtmeye devam eden Amerika, şimdi de İsrail üzerinden orta doğuyu kan gölüne çevirdi. Gazze ve Filistin’de on binlerce insan öldürülmüş ve yüz binden fazla insan yaralanmış onun umurunda bile değil. Birleşmiş Milletler savaşın durması için ittifak ediyor, tek başına Amerika utanmadan veto hakkını kullanarak savaşın devamını istiyor. Bu beş daimî üye sıfatı olan devletin, mutlaka bu veto hakları ortadan kaldırılmalıdır. Bütün dünya bu beş devletin insafına bırakılmamalıdır.

Amerika ve İsrail, büyük bir ejderha gibi aşağıdan yukarıya doğru yayılmaya devam ediyor. Amerika’nın aşağılık menfaatlerine hizmet edecek olan Büyük İsrail projesi için, Lübnan’dan sonra sırada Suriye var. Beşşar Esad gibi tecrübeli bir devlet adamı nasıl bu durumu göremiyor diye düşünmek doğru olmaz. Suriye’nin Türkiye ile normalleşmesine karşıyız diyen Amerika’nın niyetinin ne olduğunu da biliyor. 1967 savaşında Golan Tepeleri’ni işgal eden İsrail’in bu işgalini, eski Amerikan başkanı Donald Tramp kabul ettiğini ilan etti. Golan Tepeleri hem su hem de doğalgaz bakımından zengin olan bir bölge. Suriye’nin başkenti olan Şam’a 60 kilometre mesafede. Her an İsrail’in füzeleri ile vurulabilecek bir durumda.

Amerika’nın eski başkanı Barack Obama’nın dışişleri bakanı olan Condoleezza Rice tarafından orta doğuda 22 devletin daha küçük devletçiklere bölüneceği ilan edilmişti. Arap baharıyla, Libya’yı ikiye bölen bu Amerikan iradesi, Irak’ı üçe, Suriye’yi dörde böldü. Suriye’nin yüzde yirmi beşini PKK/PYD yönetiyor. Amerikalıların destek verdiği bu terör grubu, Amerikan askerleriyle birlikte Fırat Nehri’nin doğusunu ve petrol bölgesini tutmuşlar, çıkan petrolü de Suriye devletine satıyorlar. Ne kadar acı bir durum!

Çeşitli sebeplerle kendi halkıyla kavgalı olan Beşşar Esad, devlet adamı liderliğiyle bu durumdan derhal kurtulmalıdır ve halkıyla barışmalıdır. Ayrıca, bölgenin en güçlü devleti olan Türkiye ile güç birliğine girmelidir. Geçmişte olanlar geçmişte kalmıştır. Merhum Süleyman Demirel’in tabiriyle dün dündür, bugün bu gündür. Hâlin icabına uygun hareket edilmelidir. Her iki devletin halkı da Müslümandır. Halkı içinde farklı mezhepler olsa da şimdi mezhep farklılıkları düşünülecek zaman değildir. Çünkü daha büyük bir ejderha aşağıdan yukarı doğru gelmektedir.

Amerika’nın, Büyük İsrail adı altında Orta Doğu’da emelleri ve hedefleri vardır. Şayet, Suriye ile Türkiye güç birliği içine girmezse, Beşşar Esad idare edecek bir Suriye bulamayacaktır. Türkiye, parçalanmış değil, toprak bütünlüğünü korumuş bir Suriye istiyor ve bunu her fırsatta söylüyor. Parçalanmış bir Suriye, Türkiye’nin menfaatine değildir. Güçlü ve müreffeh bir Suriye, Orta Doğu’da emelleri olanların heveslerini kursağında bırakacaktır.

Her fırsatta söylediğimiz gibi, Suriye ve diğer Müslüman Orta Doğu devletlerinin, Amerika ve İsrail tarafından yutulmasını önleyecek tek çare İslâm Birliğidir. Birleşmiş Milletler ve onun güvenlik konseyinden boş yere merhamet dilenmeye gerek yok. Zaten onların da yapacağı bir şey yok. Bu gerçeği bütün Müslüman devletler dikkate almalı ve bu dehşetli ejderhalar tarafından yutulmaktan kurtulmalıdırlar. Buna binaen, şimdi yapılması gereken en önemli vazife, bir an evvel İslâm birliğini kurmaktır. Bediüzzaman Hazretleri, bu hakikate bir asır öncesinden dikkat çekmiş ve “Bu zamanda en büyük farz vazife ittihad-ı İslam’dır.” demiştir. Evet, şimdi İslâm birliğini kurmanın tam zamanıdır.

Okunma Sayısı: 1863
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Emre Dağ

    6.10.2024 22:02:25

    İslam dünyasının içinde bulunduğu durumdan Müslümanları sorumlu tutmak meseleyi açıklamıyor. Kafirler topluluğu karşısında islam dünyasının perişan vaziyetinin çok çeşitli sebepleri var.

  • Necati

    6.10.2024 15:59:39

    Yazar maalesef İslâm âleminin bu hale düşmesinde 22 yıllık Akp iktidarının azim hatalarını görmezden gelmiş. Bu dönemde neredeyse tüm İslâm ülkeleri perişan edildi. Tesbihin imamesi hükmünde olan Türkiye İslâm ülkeleri ile kavgalı halde. O yüzden İslâm ülkeleri bir araya gelemiyor. Yada BOP eşbaşkanı olan zat bilerek bu ittifakı önlüyor. Lafla hamasetle İsrail'in en büyük düşmanı gibi görünürken icraatları ile en büyük yardım İsrail'e yapılıyor. En önemlisi de Tüm İslâm ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri diktatörlük ile idare ediliyor. Zındıka kuvveti tek adamaları istediği gibi yönlendiriyor. Demokrasi olmadan ittifak da olmuyor. Türkiye düzelmeden, tek adam sisteminden kurtulmadan İslâm ülkeleri toparlamak bir araya getirmek mümkün gözükmüyor. Cenab-ı Hakk'ın inayeti ile içerde ve dışardaki tümvzulümler tez zamanda biter İnşallah

  • Kâzım

    6.10.2024 15:01:47

    58 müslüman ülke İsrail'i kınamış. Ben de o 58 ülkeyi kınıyorum. 2 milyar nüfusa sahip bu ülkeler bir Selahattin Eyyübî çıkramadılar. (Kuzey Kore Lideri Kim Jung Un)

  • Orhan Ali YILMAZ

    6.10.2024 12:56:27

    Bence Arz-ı Mev'ûd hiç de şu "masal" gibi gözükmüyor... Kendilerince çok ciddî referansları var... Hem de BOP şeklinde up date edilmiş... Bir de içimizdeki EŞBAŞKANIMIZ var...

  • S.topuz

    6.10.2024 12:23:30

    "Evet o ecnebilerin, canavarlar gibi yaptıkları muamele ve zulümler, İslâm dünyasında, hürriyet ve istiklal ve ittihad-ı İslâm cereyanını da hızlandırmıştır. Nihayet, müstakil İslâm devletlerinin teşkilini intac etmiştir. İnşâallahü Teâlâ, Cemahir-i Müttefika-i İslâmiye de meydana gelecek ve İslâmiyet, dünyaya hâkim ve hükümran olacaktır. Rahmet-i İlahîden kuvvetle ümid ve niyaz ediyoruz."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Sözler - 771, "Es Sabru miftahul FEREC!" "Lâ tehzen, innallahe meana! " "Allâhü veliyyüllezîne emenü! " 🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😢😭😪😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • İbrahim Ersoylu

    6.10.2024 10:18:58

    Yazı güzel. Ancak Amerika’yı toptancı bir anlayışla suçluyor. Üstat toptancı bakışı kabul etmiyor. İki Avrupa olduğu gibi, iki Amerika olduğu bir gerçek. İçlerinde bir kısım Yahudilerin de bulunduğu birinci Amerika akımı ve savunucuları, ülkelerinin Orta Doğuda ve Filistiin’de yaptığı zulümleri ve İsrail’e verdiği zalimane desteği protesto ediyorlar. Yazıda bu hususa yer verilmemiş.

  • Hüseyin Yılmaz

    6.10.2024 07:08:34

    İttihat-'ı İslam ancak İttihat -ı Cemaat'i Nur dan geçer zannı dayım...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı