"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fenleri konuşturma sanatı

M. Latif SALİHOĞLU
30 Eylül 2024, Pazartesi
Günümüz dünyasında ve beşer âleminde fenlerin hükmü ağır basıyor. Öyle görünüyor ki, kim dâvâsını akla, mantığa, ilme, fenne, hikmete uygun şekilde anlatabilirse, istikbâlde de o hükmedecektir.

Bu hakikatli tesbitlere itiraz eden kimse olmasa gerektir.

O hâlde, şimdi gelelim hakikatli bir başka tesbitte bulunmaya.

O da şudur ki: Fenleri Allah hesabına konuşturan, fenleri konuşturma sanatını bihakkın icrâ eden, Risâle-i Nur ayarında başka eser görmedik, duymadık. Büyük ihtimalle, aynı derecede tahşidat yapan başka eser yoktur. Zira, bu eserlerdeki tahşidat âzami derecede görünüyor. Okurken de, samimi bir niyet ve tatmin olmuş bir kanaatle “Bundan iyisi yoktur; daha ilerisi, daha fazlası olmaz, olamaz” diyorsunuz.

*

Evet, ilim ve sanatla “fenleri konuşturma” bahisleri Risâlelerde çokça yer alıyor. Toplasanız, hiç mübalağasız ortaya kitap hacminde bir eser çıkar. Biz, köşemizin hacmi ölçeğinde bazı kısımlarını iktibas ederek üzerinde bazı değerlendirmeler yapmaya çalışalım.

Otuzuncu Lemâ’da fenleri konuşturma sanatına dair son dere çarpıcı bir bölüm var. O kısmın başlarında şu ifadeler yer alıyor:

“Sâni-i Kadîr, ism-i Hakem ve Hakîm’i ile, bu âlem içinde binler muntazam âlemleri derc etmiştir. O âlemler içinde en ziyade kâinattaki hikmetlere medar ve mazhar olan insanı bir merkez, bir medar hükmünde yaratmış. (…)”

“Ve şuur-u insanî vasıtasıyla keşfolunan yüzer fenlerden her bir fen, Hakem isminin bir cilvesini tarif ediyor.”

Bu ifadelerden sonra, misâlleri zikretme safhasına geçiliyor. O misalleri biraz kısaltarak sıralamaya çalışalım:

Meselâ, tıp fenninden sual olsa, “Bu kâinat nedir?” Elbette diyecek ki: “Gayet muntazam ve mükemmel bir eczahane-i kübradır. İçinde her bir ilâç güzelce ihzar ve istif edilmiştir.”

Hemen ardından, diğer fenlerin sözlerine geçiliyor. Şöyle ki:

 Fenn-i kimyadan sorulsa, “Bu küre-i arz nedir?” Diyecek: “Gayet muntazam ve mükemmel bir kimyahanedir.”

 Fenn-i makine: Hiçbir kusuru olmayan, gayet mükemmel bir fabrikadır.

 Fenn-i ziraat: Nihayet derecede mahsuldar, her nevi hububu vaktinde yetiştiren muntazam bir tarladır ve mükemmel bir bahçedir.

 Fenn-i ticaret: Gayet muntazam bir sergi ve çok intizamlı bir pazar ve malları çok sanatlı bir dükkândır.

 Fenn-i iaşe: Gayet muntazam, bütün erzakın envaını cami bir ambardır.

 Fenn-i rızık: Yüz binler leziz taamlar beraber, kemal-i intizamla içinde pişirilen bir matbah-ı Rabbanî ve bir kazan-ı Rahmanîdir.

 Fenn-i askeriye: “Arz bir ordugâhtır. Her bahar mevsiminde yeni taht-ı silâha alınmış ve çadırları kurulmuş 400 bin muhtelif milletler o orduda bulunuyor ve idare ediliyor.

 Fenn-i elektrikten sorulsa, “Bu âlem nedir?” Elbette diyecek: Bu muhteşem saray-ı kâinatın damı, gayet intizamlı, mizanlı, hadsiz elektrik lâmbalarıyla tezyin edilmiştir.

Şu “fenn-i elektrik” nüktesinin ayrıca harika, unutulmaz HAŞİYE’sinde şöyle bir izahat var: 

“Dünya sarayını ısındıran güneş sobasına-lâmbasına ne kadar odun-kömür-gazyağı lâzım? Her gün yanması için, bir milyon küre-i arz kadar odun yığınları ve binler denizler kadar gazyağı gerektir.”

Bu bahsin final cümlesi de şudur:

“Ve hakeza, bunlara kıyasen, yüzer fennin her birisinin kat’î şehadetiyle, noksansız bir intizam-ı ekmel içinde, hadsiz hikmetler, maslahatlarla bu kâinat tezyin edilmiştir.” (Age., s. 609.)

*

Yer darlığından, fenleri konuşturma manasında Meyve’nin 6. Meselesinde zikredilen kısımların sadece 2-3 başlık hatırlatalım:

- Meselâ, nasıl ki mükemmel bir eczahane ki….

- Meselâ, nasıl bir harika fabrika ki….

- Meselâ, nasıl ki gayet mükemmel, bin bir çeşit erzak…

(...)

İşte bu fenlere kıyasen, yüzer fünundan her bir fen, geniş mikyasıyla, hususî âyinesiyle, dürbünlü gözüyle ve ibretli nazarıyla, bu kâinatın Hâlık-ı Zülcelâl’ini esmasıyla bildirir; sıfâtını, kemâlâtını tanıttırır.

Okunma Sayısı: 288
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı