"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hararetli tartışmalar geride kaldı

M. Latif SALİHOĞLU
26 Eylül 2024, Perşembe
Siyasî iktidarı hararetle savunanların hem sayısı azaldı, hem hızları yavaşladı.

Keza, şeyhini, hocasını, abisini göklere çıkarırcasına medh û senâ edenlerin de hem sayısı azaldı, hem ateşleri söndü ve hem hararetleri teskin olmaya başladı.

Geriye doğru gittikçe, söz konusu savunma ve tartışmaların daha yüksek dozlarda olduğunu görüyoruz.

Bu demektir ki, siyasî ve içtimaî hayatta bir safhaya doğru gidiliyor. Yani, yeni bir hâl olacak gibi görünüyor. Alametler, işaretler, hatta tarihin sayfaları o yönde seyrediyor.

Madem öyle, o hâlde yakın gelecek için hazırlıklı olmak icap ediyor. Kim daha iyi hazırlanırsa, gereken şartları, imkânları kim hazır hâle getirmeyi başarırsa, elbette ki onun fikriyatı parlayacak ve istikbâle doğru emin adımlarla ilerleyecek demektir.

Yakın çevremizden bile, siyasî iktidarı militanca savunanların sayısı az değildi. Bir kısmının parmak izleri yakamızda duruyor hâlâ. Ne var ki, gitgide hızları yavaşladı ve son etapta adeta nefesleri kesilir gibi oldu. Zira, var kuvvetiyle desteklemiş oldukları siyasî aktörlerin sayısız “U” ve “O” dönüşlerinden onların başları dönmeye başladı. Bir kısmı artık ne yapacağını, ne tarafa bakacağını dahi bilemez bir hâle geldi. 

Düşünün ki, kendi cenahlarında ufkun daralıp kararması sebebiyle, mahcubiyet içinde gelip bize soruyorlar “Ülke nereye gidiyor? Bu gidişatla nereye varılacak? Ne olacak milletin hal?” diye gelip bize dert yanıyorlar.

Siyaset odaklı gelişmeler bu merkezde olmasına mukabil, yıllarca şahıs merkezli yapılanmalarda bulunmuş, oralarda dirsek çürütmüş, o camiaların hizmetinde büyük emek ve gayret sarf etmiş olanlarda büyük şaşkınlık ve durgunluk hali gözlemleniyor.

Onlar, kendilerince takdis ettikleri zâtın ölümünden sonra, onun postuna bir yerine üç kişinin oturmaya çalıştığını görünce, âdeta dermanları kesiliveriyor. Ne yapacaklarını bilmedikleri gibi, iki-üç başlı gidişatın da ne yönünü tayin edebiliyorlar, ne de geleceğinden emin olabiliyorlar.

Netice itibariyle, “tek adam”ın talimatıyla sevk ve idare edilen siyaset ve şahsiyet merkezli yapılanmaların günümüzde bir bataklığa saplandığını, bir çıkmaza doğru sürüklendiğini görmek için çok keskin bir nazara, çok yüksek bir zekâya ihtiyaç görünmüyor.

Görülüyor ki, millet ve toplum olarak, aramızdaki birlik-beraberlik ruhunu zedeleyen manialar peyderpey zail oldu ve daha da olacak gibi. O hâlde, budan sonrasına odaklanmak gerekiyor.

Bundan sonrası için, elbette kimin aklı keskin ve kimin kalbi parlak ise, onun yükseleceği ve onun ileri gideceği kanaati hasıl oluyor.

O hâlde, geçmişte kalan “armudun sapı, üzümün çöpü” gibi süprüntülere takılmadan, geleceğe projeksiyon tutmak en kârlı, en hayırlı, en selâmetli bir hizmet tarzı olsa gerektir.

Tarihten de birtakım dersler çıkararak, Kurân’ın bilhassa çağımıza bakan prensiplerine uygun şekilde ortaya konacak birleştirici unsurlar, kaynaştırıcı formüller, “şahs-ı mânevî” gibi ortak paydalar, şüphesiz ileriye yönelik ulvî-kudsî hizmetlerin can damarını teşkil edecektir. Ne mutlu, böylesine makbul bir hizmete öncelikle kendi aklını-kalbini hazırlayanlara.

Okunma Sayısı: 1489
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gönül

    26.9.2024 23:49:51

    Allah razı olsun çok güzel yazıyorsunuz teşekkürler

  • Savaş

    26.9.2024 21:40:50

    Samimiyetsiz her şey aksü amel. Millet kendisi ile imtihan oluyor. Allah'ın koruyup gözettikleri hariç herkes dalelettedir. Allah bu milleti korusun inşallah.

  • Latif Salihoğlu

    26.9.2024 21:08:05

    Semanur Kardeşim. Lütfen şu birkaç noktaya dikkat: 1-Yeni Asya'nın kuruluş maksadına bakın. Bu gazete hangi ihtiyaçtan doğdu ve öncelikli hizmeti ne olarak belirlendi? 2-Son bir aylık yazılarımın sadece başlıklarına şöyle bakın; konuların çeşitliliği kendiliğinden anlaşılır. 3-Bir partiyi iktidara getirmek, yahut bir partiyi iktidardan indirmek gibi bir vezifemiz yoktur. Sadece "Demokratlara nokta-i istinad olmak" diye bir vazifemiz vardır. Netice C.Hakk'a ait. 4-Tarihçi ve bir gazeteci olarak burada vazifemi yapıyor ve mesleğimi icra ediyorum. 5-Belirtmiş olduğunuz hizmeti de elimden geldiğince yapmaya ve okuyuculara lâyık olmaya çalışıyorum.

  • Ayhan Aydın

    26.9.2024 16:32:14

    Diğer Nur cemaatleri Üstadın siyasi prensiplerini benimsemedikleri için, maalesef Türkiyenin hali ortada. Nedamet etmedikleri için her alanda zulüm ediyor. Binler tebrik.

  • Semanur Tunoğlu

    26.9.2024 11:37:04

    Latif abi size samimiyetle şunu sormak istiyorum: Ben, yıl 1999'dan, 14 yaşımdan beri Yeni Asya cemaatinin içindeyim. O günden bu tarafa siyasal iktidara Demokrat partiyi getiremedik. Kader demokratlara yol açmıyor. Artık bunu kabullenip siyasi iktidarı değiştirmek konusunda enerjimizi harcamasak nasıl olur? Süleyman Kösmene ağabeyin günlerdir yazdığı talebe hizmetini hep beraber kucaklasak ve hayata geçirsek olmaz mı? Sizlerde talebe hizmeti konusunda destek olamaz mısınız? Bu konuyu gündeme getirip sizi takip edenleri şevke getirmek için sizin yazılarınızı bekliyoruz. Teşekkür ederim.

  • Abdullah tunç

    26.9.2024 09:45:18

    35 seneyi aşkın zamandır ülkede ciddi manada ima ni ve islami hizmetler yapı lamamaktadır.Bu süre için de bütün nazarlar dünya hayatına çevrildi.Adetâ dünya muhabbeti toplu mu sardı.Bütün dini cema atlar da bundan nasibini aldı, derece derece etkilen di.İnsanların iç dünyaların da büyük tahribatlar oldu. Çok insani ve islami vasıf lar zedelendi.Çok özellikle rini kaybetti.Evvelâ bu bü yük tahribatın tamir edil mesi gerekiyor.Bu tamira tın en büyük,en kuvvetli, en kısa yolu,rehberi,Risale -i Nur'dur.Ve metin, sarsıl maz,halis,sadık,sebatkâr ve fedakâr nur talebeleri dir.Evvelâ ittihad-ı Nur ve sonra bu ittihadla bütün dünyaya büyük bir him metle bu kudsi nurların neşridir.Öncü,her cihette hüsnü misâl olacak bir nur cemaatına şiddetle ih tiyaç vardır.35 yıllk dehşet li tahribatı ancak bunlar ta mir edebilir.İnşaallah olur.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı