Aslen Rizeli olan DP döneminin Milli Eğitim Bakanı Ahmet Tevfik İleri, Menderes kabinesinin en cesur, en güvenilir, en kapasiteli şahsiyetlerden biridir.
27 Mayıs darbecilerin, diğerleri gibi onu da Yassıada’da yargıladılar. İdam etmediler, öldürmediler; ama, adeta ölümden beter işkencelerden geçirdiler. Nitekim, Yassıada’daki duruşmalar bittikten sonra ağır hasta vaziyette onu götürdükleri Kayseri Bölge Cezaevi’nde uzun süre yaşayamadı. Yıl sonuna doğru ölüm derecesine geldi ve 1961 yılın son günü vefat etti. Ne var ki, 1 Ocak 1962’de Ankara’da onun için düzenlenen cenaze merasimine bile müdahale edildi. O esnada bazı olaylar çıktı.
Özetle, hayatta iken ona rahat yüzü göstermeyen darbeci Kemalist bağnazlar, ölümünde dahi onu rahat bırakmamaya adeta kast etmiş gibilerdi. Gaddar cuntacılar, dârağacına gönderdiklerin üç güzide devlet adamının yanı sıra, ayrıca işkence ile katlettikleri veya ölüm derecesine gelinceye kadar işkence çektirdikleri Demokratların sayısı yirmiyi geçtiği anlaşılıyor.
*
27 Mayıs 1960 yılında yapılan darbenin ardından, diğer arkadaşları gibi Tevfik İleri de Yassıada’ya sevk edildi. Orada çok ağır hakaretlere ve hatta ölümcül işkencelere mâruz kaldı. Duruşmalar neticesinde, kendisi müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ve, adeta yarı canlı bir şekilde Kayseri Bölge Cezaevine nakledildi.
Hapishanede, hastalığı daha da ağırlaştı. Adeta ölüm derecesine gelinceye kadar orada tutulmaya çalışıldı. Nihayet, koma halinde iken Ankara’daki bir hastaneye sevk edildi. 1961 senesinin son günü hastanede şu fani hayata vedâ eyledi.
*
Bediüzzaman Hazretlerinin, Emirdağ Lahikası isimli eserinde Adnan Menderes gibi onun için de “İslâmiyetin kahramanı” tâbirini kullandığını görüyoruz.
Tevfik İleri’nin Erzurum’da üniversite açtırmasını takdirle karşılayan Üstad Bediüzzaman, onun hakkında ayrıca ifadeyi kullanıyor: “Tevfik İleri’nin, bu biçare Said’e bedel Risale-i Nur’a himayetkârâne sahip çıkmasını rahmet-i İlâhîden niyaz ediyorum.” (Age: 403)
Aynı eserdeki bir başka mektubunda da şunu ifade ediyor Bediüzzaman Said Nursî: “Ankara’ya bu defa geldiğimin mühim bir sebebi, İslâmiyet’e ciddî taraftar Dahiliye Vekili Namık Gedik’i görmek ve İslâmiyet’in kahramanı olan Adnan Beye ve Tevfik İleri gibi mühim zatlara bir hakikatı söylemektir” diye devam eder.
Ahmet Tevfik İleri (1911-1962)
Kısa biyografi:
Hafız Celâl Efendi ile Fatma Hanımın evlâdı olan Ahmet Tevfik İleri, 1911 yılında Rize’nin Hemşin kasabasında doğdu. İlk ve orta tahsilini İstanbul’da dedesinin yanında tamamladı. Gelenbevi Ortaokulunu bitirdikten sonra, İstanbul Teknik Üniversitesi’ne girdi. Talebeliğinin son senesinde Millî Türk Talebe Birliği’nin başkanlığına seçildi. 1933 yılında mezun oldu. Mezuniyetten sonra yurdun muhtelif merkezlerinde hizmet etti. Erzurum (1933-37), Çanakkale (1937-42) ve Samsun. (1942-50)
1950 seçimlerinde Demokrat Parti’den Samsun milletvekili olarak Meclis’e girdi.
DP hükümetlerinde uzun süre bakanlık yaptı. Önce Ulaştırma Bakanlığı, ardından Devlet Bakanlığı ve nihayet Millî Eğitim Bakanlığı.