"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Rahmet üzerine

Genel
10 Ocak 2021, Pazar
Malûm nimet şükür görmezse azalır. İnsanlık tarihi bunun örnekleri ile doludur. Şimdilerde ise tam da böyle bir hal içerisinde değil miyiz? İnsan, tabiatın bir parçası olduğunu unutuyor. Bütün hayatı tehdit ediyor.

Yüce Rabbimiz Kur’ân’da, “Gökten yağmuru indiren de O’dur (En’am Sûresi, 99)” buyurmuştur. Yeryüzündeki hayatın çeşitlenmesi, filizlenmesi, dirilmesi rahmetle yağmurla, su ile olur. İnsanın susuz yaşayabilmesi ise ancak üç veya beş gündür. Üstad Hazretleri Âyet-ül Kübra’da, “Sonra yağmura bakıyor, görür ki: O lâtif ve berrak ve tatlı ve hiçten ve gaybî bir hazine-i rahmetten gönderilen katrelerde o kadar Rahmanî hediyeler ve vazifeler var ki; güya ‘Rahmet, tecessüm ederek katreler sûretinde hazine-i Rabbaniyeden akıyor’ manasında olduğundan, yağmura ‘Rahmet’ namı verilmiştir.” der. Evet Rahmet, Cenab-ı Hakk’ın sonsuz hazinesinden bir ihsandır. 

Gökten yağmuru indiren Rabbimizdir. Rahmetin indirilmesi ise belli bir ölçü ve nizam içinde olur. Nizam ise irade, ilim, hikmet, kudret gibi sıfatları gerektirir. Yani yağmurun yağması tesadüfi bir olay değildir. Cenab-ı Hak, sonsuz kudret ve rahmeti ile yağmuru bize ikram eder. 

Üstad Hazretleri İşaratü’l-İ’caz’da, “Yağmur suyunun acip bir su olup, nizamı garip, imtizâcât-ı kimyeviyesi size meçhul olduğuna işarettir” der. Bugün ise ilim hâlâ yağmurun tam manasıyla nasıl meydana geldiğini bilemiyor. Ortada bir döngü var. Bir enerji dönüşümü var. Suyun buharlaşabilmesi için dünyanın güneşe uzaklığından tutun da buharlaşan suyun yükselmesi, havada taşınması, asit-baz dengesi gibi bir çok faktörün düzen içinde olması gerekmektedir. Basit gibi görünen bahçe sulama sistemi kurmak bile kapsamlı bir planlamayı gerektiriyor. İhtiyaç duyulan su miktarını, kullanılacak boru hacmini, suyun geleceği yere ve miktara göre boruyu alçaltıp yükselterek nasıl bir hızla sulama yapacağını planlamamız gerekir. Bu noktalar göze alındığında Rahmet, Hakim-i Mutlak olan Cenab-ı Hakk’ın azim bir eseridir. 

Yağmurun nimetiyet yönü nazara verilerek Rahmet denilmiş. Bizlerin ise maddî, manevî her an Rahmet’e ihtiyacı var. Böyle bir nimeti Rabbimizden her an isteyebilmek için araya perdeler konmamış. Güneşin doğuşu gibi belli bir kanuna bağlı olsaydı insan gaflete kapılıp çoğu zaman Rahmet vesilesiyle duâ etmeyecekti. Onun için rahmet gaybtan sayılmış. Ne zaman gönderileceğini ancak Rabbimiz bilir. Meteorolojik tahminler ancak yağmurun varlık âlemine girdiği zaman yapılabilir. Yani havadaki nem oranının yükselmesi miktarların değişmesini tesbit ederek öngörüde bulunabilir. 

Cenab-ı Hak, “Gökten bir ölçüyle ihtiyacınıza yetecek kadar su indirdik ve onu yeryüzünde muhafaza ettik. Ve onu yok etmeye biz elbette kadiriz.” (Mü’mimun Sûresi,18) buyuruyor. Bunun gibi Kur’ân-ı Kerîm’de birçok âyette Rahmet’e dair azim tahşidat yapılır. Cenab-ı Hak, bizi uyarıyor, ikaz ediyor. Malûm nimet şükür görmezse azalır. İnsanlık tarihi bunun örnekleri ile doludur. Şimdilerde ise tam da böyle bir hal içerisinde değil miyiz? İnsan, tabiatın bir parçası olduğunu unutuyor. Bütün hayatı tehdit ediyor. Mevcudata hâkim olmak, keyfince kullanmak istiyor. Dolayısıyla mevcudatın öfkesini çekiyor. Netice ne mi? Dünyanın ısısı arttı, yağmur yağış rejimi bozuldu, seller, afetler, artmaya başladı. İlâhî ikazlar ardı ardına geliyor. 

Üstad Hazretleri Emirdağ Lâhikası’nda, “Beşinci Nokta: Risale-i Nur, bu Anadolu memleketine, belâların def’ine ehemmiyetli bir vesiledir. Sadâka nasıl belâyı def ediyor; onun intişarı ve okunması küllî bir sadâka nev’inde semâvî ve arzî belâların def’ine çok emâreler ve çok hâdiselerle tebeyyün etmiş. Hattâ Kur’ân’ın işaretiyle tahakkuk etmiş.” der. Öyleyse Risale-i Nur hakikatleriyle meşguliyet, içinde bulunduğumuz bu halin hayırla son bulmasına vesile olacaktır inşaallah.   

Neticede insan hem fiilî, hem de lisanî rahmeti hak edecek faaliyetlerde bulunmalı. O’na duâ etmeli, O’na yalvarmalı, O’ndan istemeli. Özetle Peygamber Efendimiz’in (asm) sünnetine uymalı.

Okunma Sayısı: 1805
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı