Güzel bir gün bizi bekliyordu. “Batıda ve doğuda doğru İslâmiyet” adlı paneli dinlemek için sabırsızlanıyordu bir çoğumuz. Çünkü hepimizin aklında o kadar çok soru işareti vardı ki, son zamanlarda yaşananlardan dolayı. O kadar yanlışın içinde doğruyu bulmak zordu hepimiz için. Doğru İslâmiyeti nasıl yaşarız?  Yanlış İslâmiyette mi var? Üstad Bediüzzaman Hazretleri, “Bizler doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu ef’alimizle izhar etsek, sair milletler fevc fevc İslâmiyete dahil olacaklar’’ sözüyle ne demek istiyor?  Bunlar aklımızdaki sorulardan sadece birkaçıydı... Yolculuğumuz biraz meşakkatli geçti. Bu meşakkatli yolculuk bize ‘Hayırlı işlerin muzır manileri olur’ kaidesini bir kez daha öğretmişti. Ehl-i dünya yolumuza taş koymaya çalıyordu, ama inayet-i İlâhiye imdadımıza koşmuştu... Yolda Nisanın rahmet şırıltıları da bize eşlik etti. Bir yandan şems bir yandan rahmet-i İlâhiye... Nöbetleşe eşlik ediyorlardı bize…

Evet sonunda Düzce’ye varmıştık. Panel öğle namazına müteakip başlayacaktı. Dergâh-ı İlâhi’nin huzuruna çıktıktan sonra konferans salonunda ablalarımız ve kardeşlerimizle en ön sıralardan yerlerimizi aldık. Bir konuşmacı ve moderatör İstanbul’dan yola çıkarken bazı sorunlardan dolayı katılamadı. Düzce Yeni Asya Temsilcisinin moderatörlüğünde konuşmacılar Ahmet Battal ve Şükrü Bulut yerlerini aldılar. Ruhumuzu dinlendiren Kur’ân-ı Kerîm tilâvetinden sonra panel açılış konuşmasıyla başladı. İlk konuşmacı Şükrü Bulut “Batıda doğru İslâmiyet” konusunu ele aldı. Akıllarda hiçbir soru işareti kalmadı elhamdülillah. Avrupa’nın terakkisinin İslâm ülkelerine etkisinden Hz. İsa’nın Avrupa’sına kadar çözülmesi müşkül bir çok konu açığa kavuştu. Şunu söylemeliyim ki, gözümü kırpmadan dinledim. Daha sonra Ahmet Battal Ağabeyimiz “Doğuda doğru İslâmiyet” hakkındaki sorularımızı cevapladı akıllardaki soruları biliyormuşçasına. Hakikatin gür sesi bir kez daha hakikatleri haykırdı bütün salona. Dinleyicilerin  gönderdiği soruların cevaplandırılmasının ardından panel sona erdi. Şükrü Bulut Ağabeyimiz kitaplarımızı güzel duâlarıyla imzaladı.

Evet, panel çok istifadeli geçti. Bir Pazar günümüzü bize faideleri ziyade olan bir şey için sarf etmenin memnuniyetiyle dönecektik Karabük’e. Hayatımızda unutmayacağımız günler listesine şimdiden girmişti. Hakaik-ı Kur’ânîye birkez daha inkişaf etmişti. Nurlar bir kez daha vazifesini ifa etmişti. Rabbim bu programı organize eden Düzce cemaatinden, bizi oraya götüren abilerimiz ve ablalarımızdan, konuşmacılardan ve emeği geçen bütün kardeşlerimizden ebeden ve daimen razı olsun… Böyle istifadeli programlar daim olsun inşaallah. Yazının sonlarına gelirken eklemek istediğim son bir vecize var: “Ümitvar olunuz! Şu istikbal inkilâbı içinde en yüksek gür sadâ İslâm’ın sadâsı olacaktır.’’

Cenâb-ı Hak bizi o günlere kavuştursun inşaallah…

Fethiye Songül Akay / [email protected]